Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/38286
Karar No: 2020/538
Karar Tarihi: 20.01.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/38286 Esas 2020/538 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/38286 E.  ,  2020/538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak; nitelikli dolandırıcılık; resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1)Sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak suçundan CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat; resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1, 43, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet; nitelikli dolandırıcılık suçundan mağdur ..., müştekiler ..., ..., katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..."e karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (9 kez); nitelikli dolandırıcılık suçundan mağdurlar ..., ..., ..., müşteki ..., katılanlar ..., ..., ..., ..."a karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 35, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (8 kez); nitelikli dolandırıcılık suçundan katılan ..."a karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 43, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet; nitelikli dolandırıcılık suçundan katılanlar ... ve ..."ya karşı eyleminden dolayı TCK 158/1-d-i, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
    2)Sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak suçundan CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat; nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat
    3)Sanık ... hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak suçundan CMK 223/2-e maddesi gereğince beraat; resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1, 43, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet; nitelikli dolandırıcılık suçundan mağdur ..., müştekiler ..., ..., katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..."e karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (9 kez); nitelikli dolandırıcılık suçundan mağdurlar ..., ..., ..., müşteki ..., katılanlar ..., ..., ..., ..."a karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 35, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (8 kez); nitelikli dolandırıcılık suçundan katılan ..."a karşı eylemlerinden dolayı TCK 158/1-d-i, 43, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
    4)Sanık ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık suçundan müşteki Tuğba Kara’ya karşı eyleminden dolayı TCK 158/1-d-i, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet; resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
    5)Sanık ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık suçundan katılanlar ... ve ..."ya karşı eyleminden dolayı TCK 158/1-d-i, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet; resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak suçlarından sanıklar...,... ve ... ’in beraatine ilişkin hükümler, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’nin beraatine ilişkin hükümler, nitelikli dolandırıcılık ve zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ... ve .... in mahkumiyetine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı tarafından; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’nin mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından; nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemine konu ettiği, Mahkemece tayin olunan hükümlerin, gereğinin takdir ve ifası için, daha evvel Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2012 tarih ve 2011/603-2012/783 E-K sayılı kararı ile ... İcra Hukuk Mahkemesinin 13/12/2011 tarih ve 2010/362-2011/550 E-K sayılı karar dosyalarına gönderilmesine ilişkin olarak, bu konuda Mahkemece her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    Katılan ... tarafından ... Valilik Makamına gönderilen şikayet dilekçesinde;... ili ... ilçesi ... Jandarma Karakol Komutanlığında uzman Çavuş olarak görev yaptığını, 2012 yılı Ocak ayı içerisinde adına ... 1. ve 2. İcra Müdürlükleri tarafından icra ihbarnamelerinin gönderildiğini, yazıların altında 6.000,00 TL değerinde senet olduğunu, senetlerin tanzim tarihinde kendisinin görev yerinde bulunduğunu, imzaların kendisine ait olmadığını, bu nedenle alacaklı avukatı ile daha sonra da alacaklı olduğunu öğrendiği sanık ... ile telefonda görüştüğünü, sanığa senet karşılığında ne verdiğini sorduğunda, senet miktarı kadar elden para verdiğini ve hukuk yollarının açık olduğunu söylediğini, bunun üzerine... ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu beyan ettiği ve katılanın ayrıca ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/403 sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra işlemine karşı 07/02/2012 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu ve başlatılan soruşturmanın ana soruşturma dosyası ile birleştirildiği,
    Katılan ..."in şikayeti üzerine alınan beyanında, 08/02/2012 günü kendisinin işyerinde bulunduğu sırada ikametine ... 2. İcra Dairesinin 18/11/2011 tarih ve 2012/420 dosya numaralı icra kağıdının geldiğini, kağıdın ekinde bir adet 05/11/2011 tanzim, 13/11/2011 vade tarihli ve 5.000,00 TL değerinde senet bulunduğunu, senet üzerinde bulunan imzaların kendisine ait olmadığını, icra evrakında ismi yazılı bulunan sanık ... isimli alacaklı şahsı tanımadığını, bunun üzerine konuyu avukat olan kardeşine ilettiğini, kardeşinin alacaklı avukatı ... ile görüşerek alacaklı ...’a ait ...numaralı telefon numarasını aldığını ve sanık ... ile görüşüp kendisini tanıyıp tanımadığını, kendisinden alacağı olup olmadığını sorarak yüz yüze görüşmek istediğini, ancak sanığın kendisine “imza senin değilse git savcılığa şikayet et” dediğini beyan ederek şikayetçi olduğu ve başlatılan soruşturmanın ana soruşturma dosyası ile birleştirildiği,
    Yukarıda açıklanan olaylar nedeniyle başlatılan araştırmalar sonucunda, sanık ...’in, hiçbir gelirinin olmadığı, yeşil kartlı olduğu, inşaatlarda gündelik işçi olarak çalıştığının tespit edildiği, sanık ...’in, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları doğrultusunda yapılan çalışmada, 2006 ile 2010 yıllarında ilin Alibeyli mahallesi Musa Şahin Bulvarı üzeri Telekom arkası 615 sokak üzerinde faaliyet gösteren ... Oto Kiralama isimli işyerinden oto kiralayan mağdur, müşteki ve katılanların, araç kiralama karşılığında iş yeri tarafından boş olarak düzenlenen ve araçların tesliminde tekrar müştekiye iade edilmesi gereken senetlerin suça ve icra takiplerine konu edilen senetler olduğu, müşteri tarafından imzalanan bu boş senetlerin iade edilmediği ya da renkli fotokopi çekilerek fotokopilerinin müşterilere verildiği, aradan uzun bir süre geçtikten sonra boş senetlerin üzerine alacaklı olarak sanık ...’in adı yazılıp, çeşitli tanzim ve ödeme tarihleri ile çeşitli bedeller yazılarak icra takibine konu edildiği ya da müşterileri telefonla arayarak kiraladıkları dönemler içerisinde kiraladıkları araçlara trafik cezası geldiğini ve faizi ile birlikte yüksek miktarda olduğunu, ancak 1.000-2.000 TL para verilmesi halinde bu cezayı kendilerinin yatıracağını, yoksa ellerinde bulunan müşteriye ait imzalı boş senedi icraya vereceklerini söyleyerek bu paranın ödenmesini sağladıkları,
    Edinilen bilgiler doğrultusunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 2012/4311 soruşturma numarası ve ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/04/2012 tarih ve 2012/280 Değişik İş sayılı kararı ile “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak” suçundan tespit edilen şahıs ya da şahısların deşifresi ile suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla soruşturmanın başlatıldığı,
    Başlatılan soruşturma sırasında sanık ... tarafından işletilen ... Oto Kiralama isimli işyerinden, geçmiş yıllarda üzeri doldurulmamış teminat senedi karşılığında araç kiralaması yapan müşteriler tarafından imzalanmış senetlerin, tekrar müşterilere teslim edilmediğinin ve sonrasında bu senetlerin müşteri kimlik bilgileri üzerinden doldurularak sanık ... tarafından ... 1. ve 2. İcra Müdürlükleri aracılığı ile icra takiplerine başlandığının, icra takibi sırasında sanıklar Osman ve Zeki’nin, sanık ...’i yönlendirdiğinin, icra takiplerine karşı şikayetler üzerine başlatılan soruşturmalar sırasında sanık ...’in ne şekilde ifade vereceğinin de sanıklar Osman ve Zeki tarafından belirlendiğinin tespit edildiği,
    Yukarıda açıklanan şekilde;
    1.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."den aldığı 16/11/2011 düzenleme ve 24/11/2011 ödeme tarihli, 5.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/299 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın icra takibine itirazda bulunduğu, 5.500,00 TL senet bedeli ve 1.000,00 TL’de masraf olmak üzere 6.500,00 TL parayı icra müdürlüğüne ödediği,
    2.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."ten aldığı 11/11/2011 düzenleme ve 16/11/2011 ödeme tarihli, 6.000,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/300 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takip nedeniyle katılan ..."ün maaşına haciz işlemi uygulandığı,
    3.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."den aldığı 14/11/2011 düzenleme ve 17/11/2011 ödeme tarihli, 4.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/301 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ancak icra takibinin feragat nedeniyle sona erdirildiği, katılan icra işiyle uğraşmak istemediği için anlaşma yoluna gittiği, sonra 2.500,00 TL ödeyerek senedini aldığı ve yırttığı,
    4.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."den aldığı 18/11/2011 düzenleme ve 23/11/2011 ödeme tarihli 4.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/302 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın icra takibi nedeniyle 5.000,00 TL zararının olduğu,
    5.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."tan aldığı 18/11/2011 düzenleme ve 30/11/2011 ödeme tarihli 4.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/306 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, katılanın icra takibi ile ilgili herhangi bir ödeme yapmadığı,
    6.OLAY:
    Sanık ...’ın, müşteki ..."dan aldığı 25/11/2011 düzenleme ve 28/11/2011 ödeme tarihli, 5.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/328 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takip nedeniyle müştekinin maaşına haciz işlemi uygulandığı ve müştekinin 6.300,00 TL ödemek zorunda kaldığı,
    7.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."tan aldığı 11/11/2011 düzenleme ve 25/11/2011 ödeme tarihli 6.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/329 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takip nedeniyle katılanın maaşına haciz işlemi uygulandığı, 4.000,00 TL zararının olduğu, ayrıca 6.000,00 TL bedelli başka bir senedin de ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/403 Esas sayılı dosyasından icra takibine konulduğu, bu takibe ödeme yapmadığı,
    8.OLAY:
    Sanık ...’ın, mağdur ..."tan aldığı 11/11/2011 düzenleme ve 15/11/2011 ödeme tarihli, 5.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/332 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takibin feragat nedeniyle sonlandırıldığı, mağdurun herhangi bir zararının olmadığı,
    9.OLAY:
    Sanık ...’ın, mağdur ..."dan aldığı 14/11/2011 düzenleme ve 19/11/2011 ödeme tarihli, 4.000,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/398 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takibin feragat nedeniyle sonlandırıldığı, mağdurun herhangi bir zararının olmadığı,
    10.OLAY:
    Sanık ...’ın, müşteki ..."tan aldığı 13/11/2011 düzenleme ve 16/11/2011 ödeme tarihli, 3.000,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/401 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, müştekinin herhangi bir ödeme yapmadığı,
    11.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."den aldığı 05/11/2011 düzenleme ve 13/11/2011 ödeme tarihli 5.000,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/402 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın herhangi bir ödeme yapmadığı,
    12.OLAY:
    Katılan ..."un, sanık ... hakkında 23/11/2011 tarihli, 6.000,00 TL bedelli borç senedini sahte olarak düzenleyerek icra takibi başlattığı iddiasıyla şikayette bulunması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddisıyla ... 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve mahkemece 24/01/2013 tarih ve 2012/545-2013/85 E-K sayılı karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, eldeki davanın konusunun nitelikli dolandırıcılık suçu olduğu, icra takibi nedeniyle katılanın herhangi bir zararının olmadığı,
    13.OLAY:
    Müşteki Tuğba Kara"nın, sanık ..."nin işyerinden araba kiraladığı, bu araba ile kaza yapması sonucu aracın pert olduğu, araç bedeli kasko sigortasından tahsil edildiği halde müştekinin araç kiralarken imzaladığı boş senedin sanık ... tarafından 11.000,00 TL bedel üzerinden icra takibine konulduğu ve müştekinin maaşından icra kesintisi yapıldığı,
    14.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ...’ndan aldığı 02/11/2011 düzenleme tarihli 5.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/298 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın maaşından 4.000 TL civarında icra kesintisi yapıldığı,
    15.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."dan aldığı 04/11/2011 düzenleme ve 28/11/2011 ödeme tarihli 5.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/304 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, katılanın herhangi bir ödeme yapmadığı,
    16.OLAY:
    Sanık ...’ın, mağdur ..."tan aldığı 22/11/2011 düzenleme ve 28/11/2011 ödeme tarihli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/333 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takip nedeniyle mağdurun 893,00 TL zararının olduğu ve takibinin feragat nedeniyle sonlandırıldığı,
    17.OLAY:
    Sanık ...’ın, mağdur ..."den aldığı 21/11/2011 düzenleme ve 25/11/2011 ödeme tarihli 3.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/330 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, mağdurun herhangi bir zararının tespit edilemediği,
    18.OLAY:
    Sanık ...’ın, müşteki ..."dan aldığı 14/11/2011 düzenleme ve 16/11/2011 ödeme tarihli 6.500,00 TL bedelli senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/297 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, takip nedeniyle müştekinin 6.500,00 TL elden ödeme yaptığı,
    19.OLAY:
    Sanık ...’ın, katılan ..."dan aldığı senedi iade etmesi gerekirken iade etmeyerek sanık ... aracılığıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/4057 Esas sayılı dosyasında 400,00 TL bedel üzerinden icra takibi başlattığı, takip nedeniyle katılanın 1.000,00 TL civarında zararının olduğu,
    Yukarıda 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 16, 17, 18, 19. olaylar başlığı altında açıklanan hususlar, icra takip dosyaları, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları, sanıkların savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, sanıklar Osman, Zeki ve Mehmet’in, sanık ...’ın hukuka aykırı olarak elde bulundurduğu senetleri gerçeğe aykırı olarak hukukî sonuç doğuracak şekilde doldurup icraya vermek suretiyle TCK"nın 209/2 delaletiyle 204/1. maddesinde düzenlenen sahtecilik ve TCK"nın 158/1-d-i maddesinde kamu kurumu olan icra dairelerinin araç olarak kullanılması ve serbest meslek sahibi olan sanık ...’ın kendisine duyulan güveni kötüye kullanması suretiyle birlikte nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri,
    Yukarıda 13. olay başlığı altında açıklanan hususlar, icra takip dosyası, müşteki beyanı, sanık savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...’nin hukuka aykırı olarak elde bulundurduğu senedi gerçeğe aykırı olarak hukukî sonuç doğuracak şekilde doldurup icraya vermek suretiyle TCK"nın 209/2 delaletiyle 204/1. maddesinde düzenlenen sahtecilik ve TCK"nın 158/1-d-i maddesinde kamu kurumu olan icra dairelerinin araç olarak kullanılması ve serbest meslek sahibi olan sanık ...’nin kendisine duyulan güveni kötüye kullanması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği,
    Hukuki ve fiili irtibat nedeniyle eldeki ana dava dosyasıyla birleştirilen, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/06/2014 tarih ve 2014/146-2014/165 E-K sayılı dosyasına konu olayda; davanın sanıklar Mustafa ve Osman hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açıldığı, katılanlar Sefa ve ...’nın sanık ...’ın işlettiği araç kiralama işyerinden araç kiraladıkları ve sanık ...’a teminat olarak senet verdikleri, daha sonra bu senedin sanık ... tarafından üzerine bedel ve tarih yazılarak ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/4719 Esas sayılı takip dosyasından icra takibine konulduğu, suça konu senedin düzenleme tarihinin 04/01/2010, ödeme tarihinin 24/01/2010 ve bedelinin 420.000,00 TL olduğu, senet bedelinin katılanlar tarafından ödendiği, bu olaya ilişkin sanıkların alınan ilk savunmalarında atılı suçlamaları kabul etmedikleri, sanık ...’ın 11/06/2015 tarihli duruşmada alınan beyanında, işyerinin kendisine ait olduğunu, senedin ise ..."ya ait olduğunu, araç kiralama sözleşmesinden dolayı boş senet aldığını ve senedi boş olarak sanık ...’ya verdiğini, şimdiye kadar sanık ...’nın kendilerini sıkıştırdığından gerçekleri söyleyemediğini, ancak içinde Allah korkusu olduğu için gerçekleri söylediğini, dayanamadığını ve vicdan azabı çektini beyan ettiği, bu nedenle sanıklar Osman ve Mustafa’nın fikir ve eylem birliği içinde sahte senet düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu, bu sahte seneti icraya koyup menfeat sağlayarak kamu kurum ve kuruluşu olan icra dairelerini kullanarak ve serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri,
    Yukarıdan bu yana açıklanan hususlar ile sanıkların savunmaları, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları, icra takip dosyaları birlikte incelendiğinde, sanık ...’in alınan ifadelerinde inşaat işçisi olduğunu beyan etmesine karşın, yüklü miktarda borç para verebilecek şekilde maddi güce sahip olduğu izlenimi vermeye çalıştığı, icra takip işlemine konu senetler üzerinde bulunan düzenleme tarihinin 2011 yılı Kasım ve Aralık ayları olduğu ve tamamının ödeme tarihlerinin düzenleme tarihinden birkaç gün sonrası olduğu, icra işlemine konu senetlerin miktarlarının 5.000,00–6.500,00 TL arasında olduğu, icra işlemine konu senetlerin tamamının aynı matbaa basımı olduğu, senetlerin üzerinde ve arkasında yalnızca sanık ...’in isminin geçtiği, sanık ...’in kimi alacaklarına istinaden soyismini bilmediğini beyan ettiği Ahmet isimli şahsa dair herhangi bir ciranta yazı ve imzasının bulunmadığı, sanıkların savunmaları, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık ...’ın liderliğinde kurulan, sanık ..."nin yönetici, sanık ..."in ise üyesi olduğu örgüt kapsamında sanıklar Osman, Zeki ve Mehmet"in, mağdurlar ..., ..., ..., ..., müştekiler ..., ..., ..., katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."a karşı Serbest Meslek Sahibi Kişiye Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması ve Kamu Kurumunun Aracı Kılınması Suretiyle Dolandırıcık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarını her bir mağdur, müşteki ve katılana karşı ayrı ayrı olmak üzere 17 kez işlediklerinin; sanık ...’nin müşteki Tuğba Kara"ya karşı Serbest Meslek Sahibi Kişiye Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması ve Kamu Kurumunun Aracı Kılınması Suretiyle Dolandırıcık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarını işlediğinin; sanıklar Osman ve Mehmet’in katılan ...’a karşı Serbest Meslek Sahibi Kişiye Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması ve Kamu Kurumunun Aracı Kılınması Suretiyle Dolandırıcık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarını işlediklerinin; sanıklar Osman ve Mustafa’nın katılanlar Sefa ve ...’ya karşı Serbest Meslek Sahibi Kişiye Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması ve Kamu Kurumunun Aracı Kılınması Suretiyle Dolandırıcık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 135. maddesinde şartları ve hangi suçların bu kapsamda yer aldığı açıkça gösterilen Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenilmesi tedbiri kapsamında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçlarından beraat hükümleri verildiği ve CMK"nın 135. maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarının suç tarihi itibari ile katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle iletişimin dinlenilmesine yönelik kayıtların bu suçlar açısından sanıklar aleyhine delil olarak kullanılamayacağı anlaşılmakla, CMK"nın 206/2-a maddesi uyarınca bu deliller reddolunup inceleme dışında bırakılmış, dosya kapsamındaki diğer delil ve tespitlere göre değerlendirme yapılmıştır.
    1)A-Sanıklar Osman ve Mehmet hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve kurulan örgüte üye olmak suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    TCK"nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde; örgüt mensubu suçlu; suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, bu örgüte katılan veya örgüt adına suç işleyen kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 220. maddesinde ise, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı suç düzenlenmiştir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve araç niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa’da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır.
    Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir. Bu suçun mağduru ise; öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir. TCK"nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından söz edebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir. Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.
    TCK"nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için;
    -Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.
    -Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır.
    - Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
    -Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
    -Örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
    -Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
    Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütü bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1.maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır. Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır. Faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir.
    Suç örgütü ile iştirak halinde suç işleme durumları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Oysa kişilerin bir suç işlemek için bir araya gelmelerinde iştirak iradesinden bahsedilir. İştirak ilişkisinde suç ortakları nazarında suçun, konu veya mağduru bakımından somutlaşması gerekir. Suç örgütünde ise işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağduru itibariyle somutlaştırılması zorunlu değildir. Suç örgütü kurmak, yönetmek ile örgüte üye olmak veya alt grup suçlar yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve suçların en azından hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve delillerin mevcut olması yeterlidir. Suç örgütü kavramının klişe, basmakalıp ve soyut cümlelerle belirlenip her eylemde uygulanması da isabetli olmaz. Her somut eylemin özelliklerinin birbirinden farklı olduğu ve ayrı değerlendirilmesinin gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Zaman zaman iştirak halinde birliktelikleri suç örgütü sayılmaya çalışıldığında ve suç örgütü olup olmadığına bakılmaksızın ceza sorumluluk alanı genişletildiği de izlenmektedir. Bu nedenle bir suç işlemek için iştirak ile suç örgütü arasındaki ayrım ise; suç örgütü ve/veya örgütlerin yapısı ve yapılanması netleştirilip, bu suç örgütü ve/veya örgütleri ile ilgili faillerin suçları örgüt ile ilgisi olmayan faillerin ve eylemlerin ayrımı ile olacaktır. Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma yapılarak saptanabilir. Telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak ve hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bu hususun bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. Örgüt yöneticisi bizzat, azmettiren olarak katılmadığında örgüt mensuplarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan örgüt yöneticileri ve örgüt mensupları üzerinde kurduğu hakimiyet, kontrol, t...at, hiyerarşi ve emir komutanın bir sonucu olarak uygulanır. Bu hükümle farazi bir azmettirme düşünülmüştür. TCK’nın 220/5. maddesinin gerekçesi bu sorumluluğu açıklamaktadır. Elbette bu durumda örgüt yöneticisinin somut olayda örgüt üyesi ve işlenecek amaç suç üzerinde hakimiyet, kontrol, bilgi ve yönlendirme güç ve yetkisinin olması halinde uygulama alanı bulacaktır. Bu alanı daraltma değildir. En azından müdahale edip suçun işlenmesinin önüne geçebilecek bilgi ve etkisinin olmasının veya yönlendirebilme konusuna yeterli hakimiyeti bulunması ya da örgütün üzerinde genel bir etki gücünün ya da bölgesel de olsa (onay makamı) konumunun olması aranmalıdır. Bu da kanunun gerekçesinde açıkça vurgulanmıştır. (Suç örgütü) hiyerarşisi, devamlılığı, disiplini olan ve devlet içinde devlet olmayı hedefleyen, toplumu etkileyen düzeni geniş çapta bozan, suç işleyen, kendine göre kurumsallaşmış karmaşık bir yapılanma ağını kapsar. Çete kavramı ise; nispeten küçük, gevşek hiyerarşik yapılanma ve disiplini olan bir veya birkaç suç işlemeye niyetlenen ancak bu konuda profesyonel taktik ve yöntemler izlemeyen, aracılık yapan daha ziyade sokak yapılanması niteliği taşıyan devlet içinde devlet olmaya hareket etmeyen mahalli suçlar işleyen yapılanmalar için kullanılabilir. Çete bağımsız bir suç tipi değildir. Örgüt suçlarında bir unsur fikir alış verişinde bulunup paylaştıkları, plan ve program yapıp eylem hazırlığı yaptıkları zeminin de bu özelliği ile yerleri olmalıdır. Sonuç olarak; 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi; örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması gerekir.
    Bu hukuksal olgular ışığında somut olay irdelendiğinde, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de, sanıklar arasında emir ve komuta zincirinin bulunmaması ile hiyerarşik bir ilişkinin tespit edilememesi, sanıkların, örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden, örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğunu sağlayan organik ve hiyerarşik bir ilişki içerisinde, suç işlemek amacıyla devamlılık arzeder şekilde fiilen bir araya gelerek amaçlanan suçları tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde işlediklerini gösterir delillerin bulunmaması nedeniyle ve sanıkların suç işlemek için örgüt kurduklarına ilişkin cezalandırılmalarını gerektirir mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, unsurları itibariyle oluşmayan suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçları nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddeleri gereğince verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    B-Sanıklar Osman ve Mehmet hakkında, mağdur ..., müştekiler ..., ..., katılanlar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e karşı eylemlerinden dolayı nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan (9 kez) mahkumiyet hükümlerine; sanık ... hakkında, katılanlar ... ve ...’ya karşı eylemlerinden dolayı nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne; sanıklar... ve .... hakkında nitelikli dolandırıcılık ile resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik, O yer Cumhuriyet savcısının, sanık ...’ın, sanık ... müdafiinin, sanık ...’nin ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanıkların savunmaları, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları, icra takip dosyaları, kriminal inceleme raporları ile tüm dosya kapsamına göre; atılı suçların sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup nitelikli dolandırıcılık suçu itibarıyla sanıkların eylemlerinin münhasıran TCK"nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle” dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden uygulama maddesi olarak ayrıca TCK’nın 158/1-i maddesi de gösterilmiş ise de, suçun işleniş şekli, yer ve zamanı, suç konusunun önem ve değeri, sanıkların kastlarının yoğunluğu da nazara alındığında, mahkemece alt sınırdan uzaklaşılarak teşdit uygulanmak suretiyle mahkumiyet hükümleri tesis edildiğinden, ayrıca TCK’nın 158/1-i maddesinin de uygulama maddesi olarak gösterilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; O yer Cumhuriyet savcısının sanıkların suçlarının sabit olduğuna, sanık ...’ın hükümlerin lehine bozulması istemine, sanık ... müdafiinin sanığın suç kastının bulunmadığına, sanık ...’nin atılı suçları işlemediğine, sanık ... müdafiinin sübuta yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    2)A-Sanıklar ... ve .... hakkında, mağdurlar ..., ..., ..., müşteki ..., katılanlar ..., ..., ..., ..."a karşı eylemlerinden dolayı nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten kurulan (8 kez) mahkumiyet hükümlerine; sanıklar hakkında, katılan ...’a yönelik eylemlerinden dolayı nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine; sanıklar hakkında, resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik O yer Cumhuriyet savcısının, sanık ...’ın ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanıkların savunmaları, mağdur, müşteki ve katılanların beyanları, icra takip dosyaları, kriminal inceleme raporları ile tüm dosya kapsamına göre; nitelikli dolandırıcılık suçu itibarıyla sanıkların eylemlerinin münhasıran TCK"nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle” dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden uygulama maddesi olarak ayrıca TCK’nın 158/1-i maddesi de gösterilmiş ise de, suçun işleniş şekli, yer ve zamanı, suç konusunun önem ve değeri, sanıkların kastlarının yoğunluğu da nazara alındığında, mahkemece alt sınırdan uzaklaşılarak teşdit uygulanmak suretiyle mahkumiyet hükümleri tesis edildiğinden, ayrıca TCK’nın 158/1-i maddesinin de uygulama maddesi olarak gösterilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, O yer Cumhuriyet savcısının, sanık ...’ın ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    i)Sanıklar hakkında, katılan ...’a yönelik eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde, hükmedilen sonuç cezanın “3 yıl 1 ay 15 gün” olarak gösterilmesi yerine “2 yıl 13 ay 15 gün” olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    ii)Sanıklar hakkında, katılan ...’e yönelik eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten kurulan mahkumiyet hükümlerinde, katılan ... aleyhine başlatılan icra takibinde, katılanın, mallarına haciz işlemi uygulandığı gibi belirlenen parayı depo ettiğinin anlaşılması karşısında suçun tamamlandığı gözetilerek uygulama yapılması gerekirken eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı değerlendirilerek hükmolunan cezadan TCK’nın 35/2 hükmü uygulanarak eksik ceza tayin edilmesi,
    iii)Sanıklar hakkında, mağdurlar ..., ..., ..., müşteki ..., katılanlar ..., ..., ..."a karşı eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten kurulan mahkumiyet hükümlerinde, hükmedilen sonuç cezanın “1 yıl 10 ay 15 gün” olarak gösterilmesi yerine “1 yıl 10 ay” olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    iv)Sanıklar hakkında, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinde, temel cezanın tayininde 5237 sayılı TCK"nın 3. ve 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler ve suça konu sahte belgelerin sayısı esas alınarak takdirin kullanılmasıyla alt ve üst sınırlar arasında makul bir belirleme yapılması gerekirken, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak hapis cezasının alt sınırdan az uzaklaşılarak sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
    B-Sanık ... hakkında yapılan incelemede;
    Sanığın hüküm tarihinden sonra 24/04/2018 tarihinde vefat ettiğinin UYAP"tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davalarının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısının, sanık ...’ın ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi