Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21593
Karar No: 2014/15793
Karar Tarihi: 22.12.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/21593 Esas 2014/15793 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/21593 E.  ,  2014/15793 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DİCLE SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/04/2013
    NUMARASI : 2011/11-2013/48

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı O.. K..,.... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sonucunda adına tescil edilen 140 ada 3 ve 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bütün olarak zilyetliğinde bulunduğu halde kadastro sırasında yol bırakılmak suretiyle taşınmazlarının iki parçaya ayrıldığı, gerçekte taşınmazın güney hududunda patika yol bulunduğu iddiasıyla yol olarak bırakılan bu bölümün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 141 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 140 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arasında yer alan yol kaydının iptaline ve 141 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 140 ada 4 parsel sayılı taşınmazın sınırını oluşturan patika yol baki kalmak üzere bu iki taşınmaz arasındaki yol kaydının (araç yolu) iptaline ve iptal edilen kısımların davacı O.. K.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece dava konusu yerde paftada gösterildiği gibi araç yolu bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Dosya kapsamından talebe konu bölümde fiilen yol bulunduğu ve bu yolun 2002 yılında açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hava fotoğrafları getirilmemiş, taşınmazın kadastrodan önceki niteliğinin ne olduğu tam olarak belirlenmemiş; öncesinde yol olmadığının saptanması halinde davacı lehine 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava tarihi olan 2011 yılından 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait 3 farklı zamana ait hava fotoğrafları, yolun açıldığı tarih olarak beyan edilen 2002 yılından önceki ve sonraki tarihlere en yakın zamana ait yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilip dosya tamamlandıktan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi, fotogrametri ve jeodezi mühendisi bilirkişiden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla usulünce yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan talebe konu yol bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından kullanıldığı, halen zeminde mevcut yolun ne zaman ve kim tarafından açıldığı, davacı tarafça açılan yola rıza gösterilmiş olup olmadığı, ya da buna ilişkin el atmanın önlenmesi talebinde
    bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; mahkemenin zemine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, nizalı bölümü her iki tarafındaki taşınmazlarla birlikte gösterecek şekilde fotoğrafları çektirilmeli, çekişme konusu yolun kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, dava konusu edilen bu yolun dava tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliği, konumunu, bitki örtüsü konularında ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, fotogrametri uzmanına belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereskop aleti ile inceleme yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını, niteliğini, arada geçen yol bulunup bulunmadığını belirlemesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi