12. Ceza Dairesi 2021/1632 E. , 2021/6781 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak suçundan şüpheli Onur Kunduracı hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27/10/2020 tarihli ve 2020/118946 soruşturma, 2020/43034 esas, 2020/3241 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamenin iadesine dair Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ve 2020/1237 esas sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2020 tarihli ve 2020/812 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250/2. maddesinde yer alan, “Cumhuriyet savcısı veya kolluk görevlileri, şüpheliyi, seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirir.” şeklindeki, aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan, “Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulünün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmesi halinde bu usul uygulanır.” şeklindeki, aynı maddenin 9. fıkrasında yer alan, “ Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği ve eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa talepte belirtilen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Mazaretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.” şeklindeki, anılan maddenin 14. fıkrasında yer alan, "Dokuzuncu fıkra kapsamında Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir.” şeklindeki, keza Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliğinin 8. maddesindeki ""Cumhuriyet savcısı seri muhakeme usulüne tabi bir suçun işlendiği izlenimi veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Soruşturma konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması Cumhuriyet savcısının maddi gerçeği araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz"" ve anılan Yönetmeliğin 14. maddesindeki "Mahkeme, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu, bu usulün şüpheliye Kanunda öngörülen koşullar çerçevesinde teklif edildiği ve şüphelinin bu teklifi müdafii huzurunda özgür iradesiyle kabul ettiği kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar." ve aynı Yönetmeliğin 13/4. maddesindeki "Mahkemece, isnat olunan suçun seri muhakeme usulü kapsamında olmadığı veya Kanunun 250 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen şartların gerçekleşmediği kanaatine varılması hâllerinde talep reddedilir. Bu durumda, dosya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir ve soruşturma genel hükümlere göre sonuçlandırılır." şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Her ne kadar Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2020 tarihli kararı ile “talepnamenin eksikliklerinin tamamlanması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karşı itiraz usulüne ilişkin olarak mevzuatta bir düzenleme bulunmamakla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığı.." gerekçesi ile talepnamenin iadesi kararına karşı Cumhuriyet savcısının itirazının reddine karar verilmiş ise de;
Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/10/2020 tarihli ve 2020/1237 esas sayılı talepname iade kararında, sanık hakkında 6 ay hapis cezası verildiği, hapis cezasının hangi sebeple seçenek yaptırımlara çevrilmediği hususu ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 ve 51. maddelerinin uygulanmama nedeninin anlaşılamadığı gerekçesinin bulunduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27/10/2020 tarihli ve 2020/118946 soruşturma, 2020/43034 esas, 2020/3241 sayılı seri muhakeme usulüne tabi talepnamede şüphelinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2. maddesi kapsamındaki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği, sabıkalı olması nedeniyle bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilmediği, 01/03/2020 ile 14/05/2020 tarihleri arasında aynı suçu üç kez işlemesi nedeniyle belirlenen hapis cezasının seçimlik yaptırımlara çevrilmediği, yasal şartlar oluşmadığından erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmadığının yer aldığı anlaşılmakla, bu haliyle değerlendirildiğinde Cumhuriyet savcısının takdir yetkisinde olan bir durumun talepname düzenlenmesinin iade sebepleri arasında sayılmadığı gözetilmeden, talepnamenin iadesine yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 29/12/2020 gün ve 94660652-105-06-18805-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve evrak tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2020 tarihli ve 2020/812 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.