13. Hukuk Dairesi 2016/14421 E. , 2019/9506 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında 20.04.2010 tarihinde ... ili ... (... ...) Toplu Konut Projesi 7. Bölge 62836 ada 1 parsel B1-26 119-C/36 nolu daire için satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre bu dairenin kendisine satıldığını, teslim süresinin sözleşme tarihinden itibaren 24 ay olduğunu, konutun 22.04.2012 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 09.10.2012 tarihinde teslim edildiğini, konutun şeklen teslim edilmesine rağmen oturmaya elverişli olmayıp gerçek anlamda teslim edilmediğini, konutu 09.10.2012 tarihinde sözleşmenin 4, 5, 6 ve 7. maddelerinde yer alan şartlardan dolayı zorunluluk karşısında tutanak imzalayarak teslim aldığını, dairede birçok eksik ve hatalı imalatlar bulunduğunu, blok içinde halen çalışmaların devam ettiğini, dairelere doğalgaz bağlanmadığını, dairelerin kapılarının işçilerin girip çıkması için sürekli açık olduğunu, sıcak su olmadığını, sitede aydınlatma ve güvenlik sorunu olduğunu, çevre düzenlemesi yapılmadığını, daire içinde, blokta ve sitede birçok eksiklikler olduğunu, asansörlerin sorunlu olduğunu, davalı adına muhatap şirket yetkilisinin imzaladığı 2 sayfalık eksik ve kusurlu imalatların var olduğunu, teslim tutanağının altında bu eksikliklerin tamamlanmak şartı ile teslim alındığının belirtildiğini ileri sürerek, sözleşmeye aykırı olarak geç, eksik ve ayıplı teslim nedeni ile uğradığı zararın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.300,00-TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile eksik ve ayıplı iş bedeli olarak 4.432,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu tutarın 1.300,00-TL"lik kısmına dava tarihinden, geri kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının yasal koşulları gerçekleşmeyen kira tazminatı alacağının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile, davalıdan satın aldığı dairenin 22.04.2012 tarihinde teslim edilmesi gerekirken, 09.10.2012 tarihinde teslim edildiğini, daire içinde, blokta ve sitede eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu ileri sürerek; geç, eksik ve ayıplı teslim nedeni ile uğradığı zararın tazmini istemiş; davalı, yüklenici firmalara davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiş; mahkemece, davacının geç teslimle ilgili talebinin yerinde olmadığı, eksik ve ayıplı işlere ilişkin alacağının doğduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacının 09.10.2012 tarihinde taşınmazı teslim aldığı, konut teslim tutanağına davacı ve yüklenici firmanın imzasını taşıyan eksik ve kusurlu işler listesinin eklendiği, davanın 07.02.2013 tarihinde açıldığı, 02.12.2013 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan 20.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu konutun yer aldığı binadaki eksik ve kusurlu işlerin 7 kalem altında sayılarak bunların giderilmesi için davacının payına düşen bedelin 33,34-TL olarak hesaplandığı, dava konusu dairedeki eksik ve kusurlu işlerin ise 13 kalem olarak belirtilip parasal bedelinin 4.100,00-TL olarak hesaplandığı, gerek açık gerek gizli ayıplar yönünden davacının tespit föyündeki beyanları ile teslim tutanağındaki şerhinin ayıp ihbarı mahiyetinde olduğu, teslim süresi için 30 ay geçmediğinden davacının kira talebinde haklı olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Yine, davalının bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçesi ekinde sunduğu 21.02.2013 tarihli "tutanaktır" başlıklı davacının da imzası bulunan belgede "...dairemdeki daha önce bahsettiğimiz şikayetlerin tamamı giderilmiş olup dairemin hiç bir noksan ve kusurlu imalatı kalmamıştır. Ancak ortak alanlardaki eksiklikler devam etmektedir." açıklamalarının yer aldığı, davalı itirazlarının ve anılan tutanağın değerlendirilmesi için alınan 13.10.2014 tarihli ek raporda, kök raporun düzenlenmesinden sonra sunulan 21.12.2013 tarihli tutanak dikkate alındığında davacının dava konusu bağımsız bölümdeki eksik ve ayıplı imalat bedellerine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, ortak alanlar ile ilgili olarak belirtilen hususlar gizli ayıp niteliğinde olduğundan davacının ortak alanlar için 333,34 -TL bedeli talep etmekte haklı olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, 21.12.2013 tarihli tutanak ve 13.10.2014 tarihli ek raporla ilgili herhangi bir değerlendirmeye yer verilmeden, dosya kapsamına uygun düştüğü belirtilerek 20.01.2014 tarihli bilirkişi kök raporu hükme esas alınıp buna göre hüküm kurulmaması hatalıdır. O halde mahkemece, 21.12.2013 tarihli tutanak ve 13.10.2014 tarihli ek rapor da dikkate alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi