
Esas No: 2017/30280
Karar No: 2020/3784
Karar Tarihi: 27.02.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/30280 Esas 2020/3784 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, Göktaş HES 2 inşaatında çalıştığını,işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğini,günlük oniki saatin üzerinde çalıştığını,hafta tatili kullandırılmadığını, resmi tatil günlerinde çalıştığını beyan ederek ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının müvekkili işyerinde belirli süreli hizmet akdi ile 06.03.2013-28.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, belirli süreli hizmet akdinin sona ermesiyle çıkışının verildiğini,ihbar tazminatı hakkının bulunmadığını,davacıya 1.759,66 TL iş sonu tazminatı ödemesi yapıldığını,fazla mesai alacaklarının bordolarda gösterildiğini ve davacının ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin bordoları imzaladığını, puantaj kayıtlarını ihtirazı kayıt ileri sürmeden imzaladığı için hafta tatili ve genel tatil alacağı da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde çalışma süresinin günlük onbir saat olduğu kabul edilerek bir buçuk saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile haftada oniki saat fazla çalışma yapıldığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Dosyadaki ücret bordrolarında, fazla mesai ücreti tahakkuklarının yapıldığı, bu tahakkuklar ile banka kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü görülmektedir. Ancak Mahkemece kabul edilen hesaplamalarda tahakkukların davalı işyerinde günlük onbir saati aşan çalışmalar karşılığı yapılan ödemeler olduğu gerekçesiyle mahsubu yapılmamıştır. Ödemesi banka kayıtları ile sabit olan fazla mesai tahakuklarının hesaplamalardan mahsup edilmesi gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı tarafça davacı işten çıktıktan sonra iş sonu tazminatı adı altında 1.759,66 TL banka aracılıyla ödemede bulunulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ihbar tazminatı alacağı olarak hesaplanan miktar 1.759,63 TL dir.Davalı tarafça davacıya iş sonu tazminatı adı altında ihbar tazminatının ödendiği anlaşıldığından ihbar tazminatı talebinin reddi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bu hususta bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.