213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6702 Esas 2019/1605 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6702
Karar No: 2019/1605
Karar Tarihi: 19.02.2019

213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6702 Esas 2019/1605 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, bir kişinin vergi incelemesinde defter ve belgelerini ibraz etmediği için suçlu bulunmasına karar verdi ancak bu karar daha sonra bozuldu. Mahkeme kararında, vergi incelemesinin iş yerinde yapılması gerektiğine dair kanun maddelerine rağmen, iş yeri dışında inceleme yapılması konusunda belgelerin incelenmediği ve yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığı belirtildi. Ayrıca, sanığın koşullu salıverilme sürecinde sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin uygulanması gerektiğine dair kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu nedenle, kararın bozulmasına ve kanun maddelerinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiğine karar verildi. Kanun maddeleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 139. maddesi ve 139/2. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendidir.
11. Ceza Dairesi         2016/6702 E.  ,  2019/1605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- 213 sayılı Kanun"un 139. maddesine göre vergi incelemesinin iş yerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesine ilişkin tebligatın 11.03.2010 tarihinde yapılmasına rağmen defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun"un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığı ve sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.