Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/588
Karar No: 2022/8363
Karar Tarihi: 04.04.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/588 Esas 2022/8363 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2022/588 E.  ,  2022/8363 K.

    "İçtihat Metni"

    A- KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE DAİR BAŞVURU

    ... Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, 12.10.2021 tarihli ve 2021/1 Karar sayılı kararıyla;
    Milli eğitim müdürlüğünün suçtan doğrudan zarar görmediği ve bu nedenle davaya katılma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18/05/2021 tarih ve 2021/1052 Esas, 2021/941 sayılı kararı ve bu karara yapılan itirazın reddine dair kesin nitelikteki ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2021/53 Değişik iş sayılı kararıyla, yine benzer bir olaya ilişkin dosyada aynı gerekçeyle verilen istinaf başvurusunun reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 19/01/2021 tarih ve 2021/64 Esas, 2021/95 sayılı kararı ve bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin kesin nitelikteki ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2021/28 Değişik iş sayılı kararıyla,
    Milli eğitim müdürlüklerinin davalara katılan olarak kabul edildiği ya da ilk derece mahkemesince katılan olarak kabul edilenlerin istinaf talepleri kabul edilerek dosyaların esastan incelendiği diğer bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin (... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 02/06/2021 tarih ve 2020/3632 Esas, 2021/2195 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesinin 08/06/2021 tarih ve 2020/4210 Esas, 2021/3140 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 17/09/2021 tarih ve 2021/31 Esas, 2021/57 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 19/02/2021 tarih ve 2018/4139 Esas, 2021/899 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 30/06/2021 tarih ve 2021/1253 Esas, 2021/1973 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 05/03/2021 tarih ve 2019/3983 Esas, 2021/604 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 06/05/2021 tarih ve 2020/148 Esas, 2021/1288 sayılı kararıyla) kararları arasında,
    09/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6764 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesi ile 652 sayılı KHK’ya eklenen 5. maddede yer alan “17/2/2011 tarihli ve 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 7. maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları, 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 9 uncu maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, yedinci ve sekizinci fıkraları ile zorunlu öğretim kapsamında Öğrenim gören öğrenciler hariç, 10 uncu maddesi hükümleri Bakanlıkça yapılan merkezi sınavlar hakkında da uygulanır.” düzenlemesi uyarınca ÖSYM tarafından yapılan bir sınav olmasa da, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan merkezi sınavlarda (motorlu taşıt sürücü adayları e-sınavı) işlenen; kopya çekme, başkasının yerine sınava girme ya da kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama, bireysel veya toplu olarak kopya çekme veya kopya çektirilmesine imkân sağlama şeklinde 6114 sayılı Kanunun 10/3. fıkrasında düzenlenen suçlara Milli Eğitim Bakanlığının ve bu bakanlığa izafeten il milli eğitim müdürlüklerinin katılma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunduğu belirtilerek, "...Tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK'nın davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir kanunda, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunmasının gerekmesi, örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük İdaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları hâlinde kamu davasına katılacaklarının açıkça hükme bağlanması, özel kanun hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerinin ayrıca araştırmaya gerek bulunmaması, 6114 sayılı Kanun'da ve 652 sayılı KHK’da Milli Eğitim Bakanlığının 6114 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunmaması, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığının 6114 sayılı Kanun'un 10/3-b maddesinde düzenlenen "başka bir adayın yerine sınava girme veya kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama" suçundan dolayı doğrudan zarar gören konumunda olmadığı gibi bu suçtan doğacak dolaylı veya muhtemel zararların da Milli Eğitim Bakanlığına davaya katılma hakkı vermeyeceğinin anlaşılması karşısında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan merkezi sınavlarda (motorlu taşıt sürücü adayları e-sınavı) işlenen; kopya çekme, başkasının yerine sınava girme ya da kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama, bireysel veya toplu olarak kopya çeken veya kopya çektirilmesine imkân sağlama şeklinde 6114 sayılı Kanunun 10/3. fıkrasında düzenlenen suçlara ilişkin davalara Milli Eğitim Bakanlığının ve bu bakanlığa izafeten il milli eğitim müdürlüklerinin KATILMA HAKKININ BULUNMADIĞINA,..." yönündeki kanaatiyle,
    5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un "Başkanlar Kurulunun Görevleri" başlıklı 35. maddesi gereği, Yüksek Yargıtay İlgili Ceza Dairesi tarafından bu konuda bir karar verilerek giderilmesini istemiştir.
    B- KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE KONU KARARLAR
    1) ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 18/05/2021 tarih ve 2021/1052 esas, 2021/941 sayılı kararı
    2) ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 19/01/2021 tarih ve 2021/64 esas, 2021/95 sayılı kararı
    3) ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesinin 08/06/2021 tarih ve 2020/4210 Esas 2021/3140 Karar sayılı Kararı
    4) ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 02/06/2021 tarih ve 2020/3632 Esas 2021/2195 Karar sayılı Kararı
    5) ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 19/02/2021 tarih ve 2018/4139 Esas 2021/899 Karar sayılı Kararı
    6) ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 17/09/2021 tarih ve 2021/31 Esas 2021/57 Karar sayılı Kararı
    7) ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 30/06/2021 tarih ve 2021/1253 Esas 2021/1973 Karar sayılı Kararı
    8) ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 06/05/2021 tarih ve 2020/148 Esas 2021/1288 Karar sayılı Kararı
    9) ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 05/03/2021 tarih ve 2019/3983 Esas 2021/604 Karar sayılı Kararı
    C- KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE KONU BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRELERİ KARARLARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi anılan suça ilişkin olarak ilk derece mahkemelerince verilen hükümlere dair milli eğitim müdürlükleri tarafından yapılan istinaf başvuruları, milli eğitim müdürlüğünün suçtan doğrudan zarar görmediği ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunmadığını kabul edilerek Dairenin 18/05/2021 tarihli ve 2021/1052 esas, 2021/941 sayılı kararıyla reddedilmiş, Dairenin kararına karşı şikayetçi vekili tarafından yapılan itiraz ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2021/53 Değişik iş sayılı kararıyla reddedilmiştir. Yine benzer bir olaya ilişkin dosyada Dairenin 19/01/2021 tarihli ve 2021/64 esas, 2021/95 sayılı kararıyla aynı gerekçeyle şikayetçi milli eğitim müdürlüğünün istinaf istemi reddedilmiş, Dairenin bu kararına karşı şikayetçi vekili tarafından yapılan itiraz ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2021/28 Değişik iş sayılı kararıyla reddedilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 02/06/2021 tarihli ve 2020/3632 Esas, 2021/2195 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesinin 08/06/2021 tarihli ve 2020/4210 Esas, 2021/3140 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 17/09/2021 tarihli ve 2021/31 Esas, 2021/57 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 19/02/2021 tarihli ve 2018/4139 Esas, 2021/899 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 30/06/2021 tarihli ve 2021/1253 Esas, 2021/1973 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 05/03/2021 tarihli ve 2019/3983 Esas, 2021/604 sayılı kararıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 06/05/2021 tarihli ve 2020/148 Esas, 2021/1288 sayılı kararıyla milli eğitim müdürlüklerinin anılan suçlara ilişkin davalara katılan olarak kabul edildiği ya da ilk derece mahkemesince katılan olarak kabul edilenlerin istinaf talepleri kabul edilerek dosyaların esastan incelendiği görülmüştür.
    D- KARAR UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ GÖRÜŞÜ VE TALEBİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 tarihli, UG-2021/129752 sayılı "Uyuşmazlık talebinin değerlendirilmesi " konulu yazısında;
    "...Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/10/2019 tarihli ve 2016/5.MD-470 Esas, 2019/592 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK'nın 237. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler." şeklindeki hüküm ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup hâlinde belirtilmiştir. Bu düzenleme, 1412 sayılı CMUK'nın 365. maddesindeki; "Suçtan zarar gören herkes, soruşturmanın her aşamasında kamu davasına müdahale yolu ile katılabilir." hükmü ile benzerlik göstermekte ise de yeni hükme, önceki kanunda yer almayan malen sorumlu ve dar anlamda suçtan zarar göreni ifade eden mağdur da eklenmek suretiyle, madde; öğreti ve uygulamadaki görüşlere uygun olarak, katılma hak ve yetkisi bulunduğu kabul edilenleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada "Davaya katılma" veya "Müdahale" denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi "Katılan" ya da "Müdahil" sıfatını almaktadır. Gerek CMK’da, gerekse CMUK’da kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı hâlinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin "Suçtan zarar görmesi" şartı aranmış, ancak Kanun’da "Suçtan zarar gören" ve "Mağdur" kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tabi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle konuya açıklık kazandırılırken öğretideki görüşlerden de yararlanılarak, maddede katılma yetkisi kabul edilen "Mağdur", "Suçtan zarar gören" ve "Malen sorumlu" kavramlarının, kamu davasına katılma hususundaki uygulamaya ışık tutacak biçimde tanımlanması gerekmektedir.
    Malen sorumlu; işlenmiş olan suçun hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi ve mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir. Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü’nde, “Haksızlığa uğramış kişi” olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de, bunlar mağdur olamayacaklardır. Suçtan zarar gören ile mağdur kavramları da aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de, suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilir. Bazı suçlarda mağdur belli bir kişi olmayıp; toplumu oluşturan herkes (geniş anlamda mağdur) olabilecektir (Mehmet Emin Artuk- ... Gökcen – A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s.289; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.214-217; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.106-107; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 6. cilt, Ankara, 2010, s.7702-7703).
    Kamu davasına katılmak için aranan "Suçtan zarar görme" kavramı Kanun'da açıkça tanımlanmamış, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "Suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli" olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 tarihli ve 155–80, 04.07.2006 tarihli ve 127–180, 22.10.2002 tarihli ve 234–366 ile 11.04.2000 tarihli ve 65–69 sayılı kararlarında; "Dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez." şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
    İnceleme konusuna ilişkin olarak bir tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK'nın davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir kanunda, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunması gerekir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük İdaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları hâlinde kamu davasına katılacakları açıkça hükme bağlanmıştır. Özel kanun hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerini ayrıca araştırmaya gerek bulunmamaktadır. Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 tarihli ve 155-80, 22.10.2002 tarihli ve 234-366 ve 21.02.2012 tarihli ve 279–55 ile 15.04.2014 tarihli ve 599-190 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 04/03/2020 tarihli ve 2020/221 Esas, 2020/2438 sayılı kararında, 3359 sayılı Kanuna aykırılık suçunda suçtan doğrudan zarar görmeyen ve ilgili kanunlarda da açılan kamu davasına katılması hususunda özel bir hüküm bulunmayan il sağlık müdürlüğünün vekilinin temyiz istemi reddedilmiş, yine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 01/07/2020 tarihli ve 2019/33318 esas, 2020/9329 sayılı kararında 1219 sayılı Kanun'un 41. maddesinde öngörülen suçla korunan hukuki yararın kamu sağlığı, suçun mağdurunun ise toplumu oluşturan bütün bireyler olduğu, davaya katılma hak ve yetkileri Kanunda açıkça yazılı olmayan ve suçtan doğrudan zarar görmeyen il ve ilçe sağlık müdürlüğü veya diş tabipleri odası gibi tüzel kişi kurumların davaya katılma ve hükmü temyize yetkilerinin bulunmadığı kabul edilmiş, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 01/07/2019 tarihli ve 2019/28784 Esas, 2019/10255 Karar sayılı, 04/11/2019 tarihli ve 2019/30138 Esas, 2019/13521 Karar sayılı kararlarında da açılan kamu davasının niteliğine göre, "5253 sayılı Dernekler Kanunu'na aykırılık" suçundan doğrudan zarar görmeyen ve Kanun'da kamu davasına katılması konusunda özel düzenleme bulunmayan il dernekler müdürlüğünün, davaya katılma hakkının bulunmadığı kabul edilmiştir.
    Gerek 6114 sayılı Kanun'da gerekse 652 sayılı KHK’da Milli Eğitim Bakanlığının 6114 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı 6114 sayılı Kanun'un 10/3-b maddesinde düzenlenen "başka bir adayın yerine sınava girme veya kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama" suçundan dolayı doğrudan zarar gören konumunda olmadığı gibi bu suçtan doğacak dolaylı veya muhtemel zararlar da Milli Eğitim Bakanlığına davaya katılma hakkı vermeyecektir.
    Bu açıklamalar karşısında; Dairece, suçtan doğrudan zarar görmediği belirlendiğinden il milli eğitim müdürlüklerinin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan merkezi sınavlarda (motorlu taşıt sürücü adayları e-sınavı) işlenen; kopya çekme, başkasının yerine sınava girme ya da kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama, bireysel veya toplu olarak kopya çeken veya kopya çektirilmesine imkân sağlama şeklinde 6114 sayılı Kanunun 10/3. fıkrasında düzenlenen suçlara katılma hakkının bulunmadığı değerlendirilmektedir.
    İl milli eğitim müdürlüklerinin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan merkezi sınavlarda (motorlu taşıt sürücü adayları e-sınavı) işlenen; kopya çekme, başkasının yerine sınava girme ya da kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama, bireysel veya toplu olarak kopya çeken veya kopya çektirilmesine imkân sağlama şeklinde 6114 sayılı Kanunun 10/3. fıkrasında düzenlenen suçlara katılma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ile diğer bölge adliye mahkemeleri ceza daireleri arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi hususunda Yargıtaydan bir karar verilmesinin istenilmesi yönünde gereği için ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince ... Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna müracaat edilmiştir.
    Tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK'nın davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir kanunda, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunmasının gerekmesi, örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük İdaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları hâlinde kamu davasına katılacaklarının açıkça hükme bağlanması, özel kanun hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerinin ayrıca araştırmaya gerek bulunmaması, 6114 sayılı Kanun'da ve 652 sayılı KHK’da Milli Eğitim Bakanlığının 6114 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunmasa da, 6114 sayılı Kanunun düzenlenmesinden sonra Milli Eğitim Bakanlığına yönelik görevlendirmenin yapıldığı 6114 sayılı Kanun'un 10/3-b maddesinde düzenlenen "başka bir adayın yerine sınava girme veya kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlama" suçunda Milli Eğitim Bakanlığının davaya katılma hakkı olması gerektiği..." görüşü ileri sürülmüştür.
    E- KARAR UYUŞMAZLIĞI İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
    1) 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri
    5235 sayılı Kanun'un 20/11/2017 tarihli ve 696 sayılı KHK’nin 92. maddesi ile değişik, "Başkanlar Kurulunun Yetkileri" başlıklı 35. maddesi;
    "...(3)Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek,
    (4)Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
    (Değişik fıkra: 20/11/2017 – KHK-696/92 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir..." hükmünü amirdir.
    2) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ''Mağdur ile şikâyetçinin hakları'' başlıklı 234. maddesi;
    ''(1) Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır:
    a) Soruşturma evresinde;
    1. Delillerin toplanmasını isteme,
    2. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
    3. (Değişik: 24/7/2008-5793/40 md.) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
    4. 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
    5. Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
    b) Kovuşturma evresinde;
    1. Duruşmadan haberdar edilme,
    2. Kamu davasına katılma,
    3. Tutanak ve belgelerden (…) (1) örnek isteme, (1)
    4. Tanıkların davetini isteme,
    5. (Değişik: 24/7/2008-5793/40 md.) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
    6. Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.
    (2) Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir.
    (3) Bu haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tutanağa yazılır.
    (4) (Ek:17/10/2019-7188/21 md.) Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adlî tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması hâlinde mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.'',
    ''Kamu davasına katılma'' başlıklı 237. maddesi;
    '' (1) Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler.
    (2) Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.'',
    ''Katılma usulü'' başlıklı 238. maddesi;
    '' (1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur.
    (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur.
    (3) Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.
    (4) (Mülga: 18/6/2014 - 6545/103 md.) '',
    ''Katılanın hakları'' başlıklı 239. maddesi,
    ''(1) (Değişik: 24/7/2008-5793/41 md.) Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir.
    (2) Mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağır ve dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukat görevlendirilmesi için istem aranmaz.'',
    ''Katılmanın davaya etkisi'' başlıklı 240. maddesi,
    ''(1) Katılma davayı durdurmaz.
    (2) Tarihi belirlenmiş olan duruşma ve yargılama usulüne ilişkin diğer işlemler vaktin darlığından dolayı katılan kimse çağrılamayacak veya kendisine haber verilemeyecek olsa bile belirli gününde yapılır.'',
    ''Katılanın kanun yoluna başvurması'' başlıklı 242. maddesi,
    '' (1) Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.
    (2) Karar, katılanın başvurusu üzerine bozulursa, Cumhuriyet savcısı işi yeniden takip eder.'', hükümlerini amirdir.
    (3) 09/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6764 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesi ile 652 sayılı KHK’ya eklenen Ek 5. maddede; “17/2/2011 tarihli ve 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 7. maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları, 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 9 uncu maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, yedinci ve sekizinci fıkraları ile zorunlu öğretim kapsamında Öğrenim gören öğrenciler hariç, 10 uncu maddesi hükümleri Bakanlıkça yapılan merkezi sınavlar hakkında da uygulanır.” hükmünü amirdir.
    (4) 6114 sayılı Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Hizmetleri Hakkında Kanun' un ilgili hükümleri;
    ''Tanımlar'' başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının c bendi;
    ''Başkanlık: Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığını,''
    ''Ceza hükümleri'' başlıklı 10. maddesi;
    ''MADDE 10 – (1) Başkanlık tarafından yapılan sınavlarla ilgili olarak, sınav sorularının hazırlanma sürecinden başlamak üzere, görevlendirilen kişiler, başka bir kamu kurumunda veya özel kuruluşta görevli olup olmadığına bakılmaksızın, bu Kanun hükümlerine göre ifa ettiği görev bakımından, kamu görevlisi sayılır.
    (2) Bu Kanun hükümlerine göre gizli olan bilgileri, hukuka aykırı olarak elde eden veya elinde bulunduran kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu bilgileri ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
    (3) Başkanlık tarafından yapılan sınavlarda;
    a) Ses veya görüntü nakleden cihaz kullanmak suretiyle kopya çeken veya bu suretle kopya çekilmesine aracılık eden,
    b) Başka bir adayın yerine sınava giren veya kendi yerine bir başkasının sınava girmesine katkı sağlayan,
    c) Bireysel veya toplu olarak kopya çeken veya Kopya çektirilmesine imkân sağlayan,
    kişi; fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (4) Sınav sonuçlarını adayın lehine veya aleyhine olacak şekilde değiştiren kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (5) (Değişik birinci cümle: 2/12/2016-6764/72 md.) Sınavda kopya çektiği veya bu yönde fiiller işlediği tespit edilen adayın sınavı ile çok oturumlu sınavlarda oturumların herhangi birinde kopya çektiği veya bu yönde fiiller işlediği tespit edilen adayın bu oturumlardan oluşan sınavı iptal edilir. Bu aday ve başkasının yerine sınava giren kişi, sınavın yapıldığı tarihten itibaren iki yıl süreyle Başkanlık tarafından yapılan hiçbir sınava ve yerleştirmeye aday olarak başvuramaz ve giremez. Sınavı iptal edilenlerin, iptal kararı verilmeden önce, bu sınavdaki veya yasaklılık süresi içinde girmiş olduğu Başkanlıkça yapılan bir sınavdaki başarısına dayalı olarak bir kamu görevine atanmış veya sair bir hak iktisap etmiş olması hâlinde, ilgili kurum yetkilileri tarafından görevine derhal son verilir ve kendisine sağlanan hak geri alınır. Bu fıkrada yer alan hükümler ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarda yer alan fiilleri işleyen adaylar hakkında da uygulanır.
    (6) Bu maddede tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır. Bu suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
    (7) Gizlilik ihlali suretiyle soruların elde edilmiş olmasından yararlanarak kopya çektiği için kendisiyle ilgili sınavın iptaline karar verilen adayın, soruların kimler tarafından temin edildiği ve ne suretle eline geçtiği hususunda bilgi vermesi hâlinde, Yönetim Kurulu kararıyla, sınava giriş yasağının süresi kısaltılabileceği gibi yasak tamamen de kaldırılabilir.
    (8) Bu Kanun hükümlerine göre kamu görevlisi sayılan kişiler hakkında, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı, 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre, soruşturma izni kararı vermeye ÖSYM Yönetim Kurulu; Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında ise Yükseköğretim Genel Kurulu yetkilidir.
    (9) (Ek: 2/12/2016-6764/72 md.) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında yer alan görevlilerin kimlik bilgilerini, deneme sorularını veya sınavın devam ettiği süre içinde sınavlarda sorulan soruları aynen veya değiştirerek herhangi bir ortamda paylaşan, ifşa eden, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan veya işleyenler hakkında beşbin Türk lirası idari para cezası uygulanır. Fiilin tekerrürü hâlinde ceza her defasında bir kat artırımlı olarak uygulanır. İdari para cezası, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan yükümlülükleri ve bu Kanunun 10'uncu maddesindeki ceza hükümlerinin uygulanmasını ortadan kaldırmaz. İdari para cezalarına ilişkin karar Yönetim Kurulu tarafından verilir. İdari para cezalarına karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme Başkanlık merkezinin bulunduğu yerdeki idare mahkemeleridir. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenir.'' hükümlerini amirdir.
    F-) İNCELEME, DEĞERLENDİRME, GEREKÇE VE SONUÇ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, Dairemize gönderilen karar uyuşmazlığının giderilmesine dair başvuru evrakı incelendi:
    Her ne kadar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2021 tarihli, UG-2021/129752 sayılı "Uyuşmazlık talebinin değerlendirilmesi" konulu yazısında; uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu kararlar arasında ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14/09/2021 tarih ve 2021/2034 Esas, 2021/1223 Karar sayılı kararı gösterilmiş ise de, ... Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu, 12.10.2021 tarihli ve 2021/1 Karar sayılı kararında ''...1-... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14/09/2021 tarih ve 2021/2034 Esas, 2021/1223 sayılı kararının, itiraz üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2021/70 Değişik İş sayılı kararıyla kaldırılması nedeniyle 5235 sayılı Kanunun 35/3. maddesinde öngörülen kesin karar niteliğinde olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın giderilmesine konu edilemeyeceğine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2021/2171 esas sayılı dosyasının Dairesine iadesine, '' karar verildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
    Şikayetçinin kamu davasına katılmasına karar verilebilmesi için, suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir Kanunda yer alan suçlar bakımından ilgili Kanununda açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunması gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu' nun 26.06.2018 tarih, 2017/11-21 Esas, 2018/311 Karar sayılı ilamında;
    ''Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde, "haksızlığa uğramış kişi" olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. TCK'nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde suçun maddi unsurları arasında yer alan mağdur, ancak gerçek bir kişi olabilecek, tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkün ise de bunlar mağdur olamayacaklardır.
    Mağdurun belirlenmesi, suçun unsurlarının veya nitelikli hâllerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile özellikle TCK yönüyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının çözümü konusu başta olmak üzere bir çok ceza hukuku hükmünün doğru ve isabetli uygulanabilmesi açısından önemli olmasına rağmen, TCK başta olmak üzere ceza kanunlarımızda mağdurun bir tanımı yapılmamıştır. Öğretide de kabul olunduğu üzere kanun koyucunun bu tercihi öncelikle kapsayıcı bir tanım yapmanın zorluğundan kaynaklanmakta, diğer taraftan kavramın bazen dar bazen de geniş yorumlanmasına duyulan ihtiyaç bu yönde bir tercihi zorunlu kılmaktadır.
    Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramı ise, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli" olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, Ceza Genel Kurulunun 08.11.2016 gün ve 830-412, 03.05.2011 gün ve 155–80, 04.07.2006 gün ve 127–180, 22.10.2002 gün ve 234–366 ile 11.04.2000 gün ve 65–69 sayılı kararlarında; "dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez" şeklinde açıkça belirtilmiştir.
    Mağdur ile suçtan zarar gören kavramları aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de, suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilecektir. Bazı suçlarda mağdur belirli bir kişi olmayıp; toplumu oluşturan herkes (geniş anlamda mağdur) olabilecektir. (Mehmet Emin Artuk-... Gökcen-A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s.289; İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 11. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s. 214-217; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015, s.106 - 107)
    Mağdurun kim olduğunun belirlenmesinde öncelikle madde metnine bakılmalı, madde metninin yeterli olmadığı durumlarda hükmün konuluş amacı, suçun düzenlendiği yer gibi hususlar birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılmaya çalışılmalıdır. '' anlatımına yer verildiği, yine Milli Eğitim Bakanlığı ile aynı durumda bulunan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'nın, başkanlık tarafından yapılan sınavlarda işlenen suçlar nedeni ile 6114 sayılı Kanuna muhalefet suçları bakımından açılan kamu davalarında katılma hakkının bulunduğuna ilişkin Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesi 25.05.2016 tarih, 2015/32927 Esas, 2016/18498 Karar sayılı ve 05.04.2017 tarih, 2016/15220 Esas, 2017/3030 Karar sayılı ilamlarında da mevcut olduğu, 6114 sayılı Kanunda ve 652 sayılı KHK’da Milli Eğitim Bakanlığının 6114 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunmasa da Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı tarafından yapılan sınavları kapsayan 6114 sayılı Kanunun düzenlenmesinden sonra 09/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6764 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesi ile 652 sayılı KHK’ya eklenen Ek 5. madde ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen merkezi sınavlarda da 6114 sayılı Kanunun 10. maddesinin uygulanma imkanının getirildiği, gerek kendi yapmış olduğu sınavlar bakımından Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'nın katılma hakkının bulunduğuna ilişkin Yargıtay'ın istikrarlı uygulamaları, gerek hükmün konuluş amacı gerekse suçun düzenlendiği yer ve atıf birlikte değerlendirilmekle; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan sınavlarda meydana gelebilecek kopya çekilmesi ve/veya başkasının yerine sınava girilmesi gibi durumlarda 6114 sayılı Kanunun 10. maddesine aykırılık iddiası ile açılan kamu davalarında Milli Eğitim Bakanlığının suçtan doğrudan zarar gördüğünün kabul edilmesi gerektiğinden, Milli Eğitim Bakanlığının davaya katılma hakkı olması gerektiğine, 04.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi