17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8743 Karar No: 2015/11904 Karar Tarihi: 10.11.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/8743 Esas 2015/11904 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/8743 E. , 2015/11904 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... Ürünleri San. ve Tic. Ltd.Şti hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, taşınmaz üzerindeki ipoteğin takip sırasında sehven icra müdürü yazısı ile kaldırıldığı, önce davalı ..."e onun tarafından da diğer davalı ..."e devredildiğini, tapunun iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu şirket vekili,ipoteğin icra müdürünün işlemi ile kaldırıldığını, o tarihte şirket müdürü olan ... Koçak"ın taşınmazı 24.04.2009 tarihinde davalı ..."e devrettiğini ve 28.04.2009 tarihinde öldüğünü kötü niyetin söz konusu olmadığını belirtmiştir. Davalı ..., taşınmazı satın aldığı sırada tapuda herhangi bir kaydın olmadığını beyan etmiştir. Davalı ..., taraflarla ilgisi olmadığını, dava nedeni ile konulan tedbir nedeni ile maddi ve manevi zorluklar yaşadığını ifade etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin 18.12.2008 tarihinde davacı alacaklının muvafakati alınmadan terkin edildiği, borçlu şirket tarfından 4 ay sonra şirket hakim ortağının damadı ..."e satıldığı, ..."in de taşınmazı 18.8.2009 tarihinde davalı ..."e sattığı ve bedelini aldığı, son malik ..."in kötü niyeti ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Dava konusu taşınmazın, 24.02.2009 tarihnde borçlu şirketin hakim ortağının damadı ..."e yapılan satışın muvazzalı olduğu sabittir. Dördüncü kişi konumundaki ... ise mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde borçlu şirketin fındık tüccarı olduğu, kendisinin de fındık üreticisi olduğundan tanıdığını, taşınmazı şirket ortağının damadından aldığını beyan etmiştir. Mahalli bilirkişilerden ... ise, borçlu şirket temsilcisi ..."in borca batık olduğunu bazı mallarını sattığını ve daha sonra intihar ettiğini, davalı ..."in evi gerçekte ..."in oğlu ..."dan aldığını ve Şuyip"e taşınmazla ilgili tadilatları kendisinin yapacağını söylediğini ancak yapmadığını beyan etmiştir. Bu açıklamalardan davalı dördüncü kişi ..."in de borçlu şirketin mali durumunu bildiği ve iyi niyetli olmadığı analaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.