3. Hukuk Dairesi 2019/3688 E. , 2020/903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 06.06.2001 tarihinde davalı ile imzalanan harici satım sözleşmesi uyarınca davaya konu ... mahallesi 87 ada 117 parsel sayılı taşınmazın tamamının 26.000 USD"ye satın alındığını, davalı tarafından taşınmazın 6/10 hissesinin tescilinin sağlandığını, ancak geriye kalan hissenin devrinin sağlanmadığını, geriye kalan 4/10 hisse için oğlu tarafından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve nihayetinde satış suretiyle 4/10 hissenin satın alındığını, bu kısım için davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek hisseye denk gelen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanarak tarafına verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, 87 ada 117 parselde taşınmazdaki bütün paylarını en son 27.06.2006 tarihinde davacının oğlu olan dava dışı ..."ya devrettiğini, bu tarihten itibaren 10 yıl geçtiğini, talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından, davalının tapudaki hisselerini değişik tarihlerde en son 27.06.2006 tarihinde devrettiği, bu tarih itibariyle davacının davalı adına kayıtlı olmayan 4/10 hisse yönünden tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığının kabul edilmesi gerektiği nitekim bu hissenin en son ortaklığın giderilmesi yoluyla satın alındığı, davacı yanın geçersiz sözleşmeye ilişkin olarak 27.06.2006 tarihi itibariyle 10 yılık zamanaşımı süresi içerisinde davasını açmış olması gerektiği, oysa davanın 10.08.2017 tarihinde açıldığı, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK"nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir (TMK"nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK."nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar. Zilyetlik devam ettiği sürece ise zamanaşımı işlemeye başlamaz.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede devri kararlaştırılan taşınmazın 87 ada 117 parselin tümünü kapsadığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği iddia edilen kısmın 87 ada 117 parsel sayılı taşınmazın 4/10 hissesine ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Keşif esnasında dinlenen tanıklar, davaya konu taşınmazın davacının oğlu tarafından yaklaşık 15 yıldır kullanıldığını beyan etmişlerdir. Yine ilk derece mahkemesince, geçersiz satım sözleşmesi kapsamında 87 ada 117 parselin fiilen davacının oğluna teslim edildiği belirlenmiştir. Davacının oğlu tarafından kullanılma durumu davalı tarafından temyiz edilmediği ve davacı bakımından usuli müktesep hak oluşturduğu da dikkate alınarak taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin devam ettiği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca; davacının zilyetliğinin dava tarihi itibari ile devam ettiği, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, işin esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371.maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.