Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2021/1842
Karar No: 2021/1472
Karar Tarihi: 18.03.2021

Danıştay 12. Daire 2021/1842 Esas 2021/1472 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1842
Karar No : 2021/1472

DAVACI : ...

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
: 2- … Başkanlığı

VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU : Aksaray İli, ... Mahallesi, ... Camii müezzin-kayyımı olarak görev yapan davacı tarafından;
1- Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali ile;
2- Bu işlemin dayanağı olan ve ... tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iptaline karar verilmesi,
3- 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevlerine Hakkında Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrasının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
2012 yılında müezzin - kayyım olarak atanmasından yaklaşık 6 yıl önce yaşanan bir olay nedeniyle görevine son verildiği, bu olayın bir kaç kişi dışında bilinmediği ve dolayısıyla olayın çevresinde bilinmesinin söz konusu olmadığı, dava konusu işlemin ölçüsüz ve orantısız olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-(b) maddesinin, herkes için eşit ve objektif bir uygulamayı sağlayacak açıklık ve belirlilikte olmadığı, maddedeki "çevresinde" ibaresinin kapsamının belirli olmadığı, dolayısıyla, anlam ve sınırlarının belirsiz olması nedeniyle subjektif uygulamalara neden olduğundan, hukuk devleti ilkesine, öngörülebilirlik ve kestirebilirlik ilkelerini taşımaması nedeniyle de hukuka aykırı olduğu; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 5/c maddesinde yer alan “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışların çevresince bilinmiş olmak” hükmünün, Anayasa Mahkemesinin 13/08/2013 tarih ve 28734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 28/02/2013 tarih ve E:2012/116, K:2013/32 sayılı kararı ile hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verildiği; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevlerine Hakkında Kanun’un "Personelin nitelikleri" başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanunda ve bu Kanunda yer almayan diğer nitelikleri ile atanmalarında dinî öğrenim şartı arananlara ilişkin ortak nitelikler yönetmelikle düzenlenir.” hükmünün Anayasa'nın 2., 7. ve 128. maddelerine aykırı olduğu, ortak nitelik şartının yönetmelikle değil, kanun ile düzenlemesi gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının "Özel şartları" belirleyen (B) bendinin (2) numaralı alt bendine ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 9. maddesine dayanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin iptali istenilen maddesinin amacının, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi, din hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi için hizmetin liyakatli din görevlilerince yerine getirilmesinin temin edilmesi olduğu; gerek laiklik, gerekse Anayasa ve diğer üst hukuk normlarına aykırı olmadığı, Danıştay Beşinci Dairesinin 31/03/2003 tarih ve E:2000/1610, K:2003/1079 sayılı kararının da bu yönde olduğu, din görevlisi olan davacının görevine son verilmesi işleminde de hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu düzenleyeci işlemin iptali isteminin reddi, bireysel işlemin ise iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava, Aksaray ili, ... Mahallesi, ... Camii müezzin-kayyımı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 15.04.2015 günlü, 8016 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan ve 15.04.2015 günlü, 29327 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna alınma şartlarını düzenleyen 48. maddesinin B/2 bendinde; Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak özel şartlar içerisinde; "Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" hükmü yer almış, anılan Kanunun "Memurluğun sona ermesi" başlıklı 98. maddesinin (b) bendinde ise, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi hallerinde" Devlet memurlarının memurluğunun sona ereceği hükme bağlanmıştır.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun "Personelin nitelikleri" başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrasında; Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanunda ve bu Kanunda yer almayan diğer nitelikleri ile atanmalarında dinî öğrenim şartı arananlara ilişkin ortak niteliklerin yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna dayanılarak hazırlanan ve
15.04.2015 günlü, 29327 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak." hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Kanunun 36’ncı maddesinde, din hizmetleri sınıfının, özel kanunlarına göre çeşitli derecelerde dini eğitim görmüş olan ve dini görev yapan memurları kapsadığı ifade edillmiş olup, bu sınıfta görev yapan din görevlilerinden, topluma örnek olacak davranışlar içinde olmalarının bekleniyor olması, örnek kişilik özellikleri sergileme sorumluluğu taşımaları, toplumda kabul gören değerlere ters düşmeyen ve inanç, ibadet, ahlak ve davranış bütünlüğüne uygun bir yaşam tarzına sahip olmalarının yürütülen kamu hizmetinin ayrılmaz parçası olması, inanç, ibadet, ahlak değerlerinin yaşama yansıyan yönlerinde örnek olma görevini yüklenmeleri karşısında bu hizmet sınıfı için yukarıda sözü edilen ortak nitelik şartının aranmasında, hukuka ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın bireysel işleme ilişkin kısmına gelince:
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile soruşturma raporunun birlikte incelenmesinden, anılan Yönetmeliğin 5. maddesinde yer alan itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklindeki ortak nitelik şartını kaybettiği açık olan davacı hakkında tesis edilen işlemde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı kararı uyarınca Dairemize devredilen dosyada, davacı vekili 13/02/2017 tarihli dilekçesiyle duruşma isteminden vazgeçtiğinden, duruşma yapılmaksızın, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Aksaray İli, ... Mahallesi, ... Camii müezzin-kayyımı olarak görev yapan davacının, göreve başladığı 19/07/2012 tarihinden önce evli bir bayanla 2008-2012 yılları arasında gayrimeşru ilişki yaşadığına ilişkin 15/10/2014 tarihli dilekçe üzerine soruşturma başlatılmıştır.
Soruşturma sonucu düzenlenen … tarihli ve … sayılı soruşturma raporunda özetle; davacının 19/07/2012 tarihinde 4/B statüsünde sözleşmeli müezzin kayyım olarak göreve başlamadan önce, eşi yurt dışında olan evli bir bayan ile 2008-2012 yılları arasında gayrimeşru ilişki yaşadığı, bu ilişkinin eşi tarafından öğrenilmesi üzerine açılan boşanma davası sonucunda 26 yıllık evliliğinin sona erdiği, bu olayın çevresinde duyulduğu ve dedikodu şeklinde konuşulduğu hususu tanıkların ve davacının ifadelerinden anlaşıldığından, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan ortak nitelik şartını göreve alınmadan önce kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Kanun’un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesinin teklif edildiği, bu teklif uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunun 06/01/2015 tarih ve 910.02/08 sayılı kararı ile davacının görevine son verilmesine karar verildiği, bu kararın Diyanet İşleri Başkanlığının dava konusu ... tarih ve ... işlemi ile onaylandığı anlaşılmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından, görevine son verilmesi işlemi ile Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iptaline ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevlerine İlişkin Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrasının iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

ANAYASA'YA AYKIRILIK İDDİASININ İNCELENMESİ:
Davacı tarafından; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'nın 2.,7. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinde de;
“(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir,” düzenlemesi yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının "Özel şartları" belirleyen (B) bendinin (2) numaralı alt bendinde, "Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak" kuralına yer verilmiş; 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi", Devlet memurluğunu sonra erdiren haller arasında sayılmıştır.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Personelin nitelikleri" başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında, "Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanunda ve bu Kanunda yer almayan diğer nitelikleri ile atanmalarında dinî öğrenim şartı arananlara ilişkin ortak nitelikler yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
... tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yönünden incelendiğinde:
Kamu görevlisi olarak atanmak için aranan genel şartlar yanında ifa edilecek görevin önem ve özelliği nedeniyle özel şartlar öngörülmesinin; ayrıca, atama için aranan niteliklerin görev sırasında kaybedilmesi hâlinin kurum disiplinini ve itibarını olumsuz yönde etkileyecek kimi unsurların önleyici ve caydırıcı nitelikleri de gözetilerek idari yaptırıma bağlanmasının, idarenin takdir hakkı kapsamında kaldığı ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacına yönelik olduğu açıktır.
Din görevlisinin toplum nezdindeki yeri ve önemi ile ifa edilen görevin sosyal yapıya etkileri gözetildiğinde, Din Hizmetleri Sınıfında görev yapan din görevlilerinden, topluma örnek olacak davranışlar içinde olmalarının bekleniyor olması, örnek kişilik özellikleri sergileme sorumluluğu taşımaları, toplumda kabul gören değerlere ters düşmeyen ve inanç, ibadet, ahlak ve davranış bütünlüğüne uygun bir yaşam tarzına sahip olmalarının yürütülen kamu hizmetinin ayrılmaz parçası olması, inanç, ibadet, ahlak değerlerinin yaşama yansıyan yönlerinde örnek olma görevini yüklenmeleri karşısında, bu hizmet sınıfı için yukarıda sözü edilen ve iptali istenen, "Atanmalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda; itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak." şartının aranmasında, Yönetmeliğin dayanağı ve üst hukuk normu olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'a, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Dava, davacının görevine son verilmesine ilişkin bireysel işlem yönünden incelendiğinde:
Anayasa’nın 20. maddesinde, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemede yer verilen özel hayatın gizliliği hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi çerçevesinde özel yaşama saygı hakkı kapsamında güvence altına alınan hakka karşılık gelmektedir. Bireyin mahremiyet alanının ve bu alanda meydana eden eylem ve davranışlarının kişinin özel yaşamı kapsamında olduğu açıktır. Mahremiyet hakkı ve bu alana ilişkin bilgilerin gizliliğinin korunması Anayasa Mahkemesi tarafından da, Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Zira, kişinin mahremiyet alanının gizliliği ve bu alana saygı gösterilmesi hakkı bireyin kişisel güvenliği, varlığı ve kimliği için gerekli olan en temel haklardan biri olduğuna ilişkin değerlendirmelere yer verilmiştir.
"Özel hayat", gerek özel hukukta ve gerekse kamu hukukunda, kişinin özel yaşam alanına girilmesine ya da müdahale edilmesine ilişkin olarak ilgilinin açık veya zımni rızasının olup olmadığı yönünden hukuka uygunluk denetiminin özünü teşkil etmektedir. Özellikle birey tarafından bire bir özel (sır) yaşam alanını, gizli tutmak istediği, bir başka kişi ya da kişilerin bilmesini istemediği konuları içermektedir. Kişinin sır alanı, hukukun çok sıkı biçimde koruduğu bir alan olup; dokunulamayan bu alana idari makamlarca doğrudan müdahale edilmesi veya bu alanı sınırlayıcı idari yaptırım kararlarının uygulanması imkanı bulunmamaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta; davacının üzerine atılı bulunan ve soruşturma konusu olan eylemin, Din Hizmetleri Sınıfında müezzin - kayyım olarak göreve başladığı 19/07/2012 tarihinden çok önce gerçekleştiği ve özel hayatına ilişkin olduğu; yürütmekte olduğu kamu göreviyle, bir başka ifadeyle mesleki faaliyetiyle ilgisinin olmadığı anlaşıldığından, davacının atanmasında itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinde İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğuna dair ortak nitelik şartını taşımadığından bahisle ağır idari yaptırım niteliğini haiz olan müezzin-kayyımlık görevine son verilmesine ilişkin dava konusu ... tarihli işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Genel şartlar" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı dava konusu işleminin İPTALİNE,
3. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen …-TL yargılama giderlerinin yarısı olan …-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderlerinin diğer yarısı olan …-TL'nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 18/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi