Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15803
Karar No: 2012/220

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15803 Esas 2012/220 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/15803 E.  ,  2012/220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
     Kadastro sırasında ... köyü Çayankırı mevkii 117 parsel sayılı 413,20 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, senetsiz Hazineye ait olup kimsenin kullanımında olmadığından söz edilerek Hazine adına tespit edilmiş; ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile ... itirazları  tapulama mahkemesine gönderilmiş, dava Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1954/262 esasına  kayıt edilmiş, 1954/477 esasa kayıtlı dava ile birleştirilmiş; ..., taşınmazın zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Gezici Arazi kadastro Mahkemesinin 24.12.1960 tarih ve 1954/477-167 sayılı kararının  ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 17.01.1963 gün ve 1962/10045-366 sayılı kararı  ile “Kısmen tapuya,  kısmen zilyetliğe istinaden davalı şahıslar adına yapılan tapulama tespitlerine karşı davacı gerçek kişiler tarafından Aralık 1945 tarih 45, 46 ve 48 no"lu tapu kayıtlarına dayanarak itiraz edildiği, bu hususta yapılan  tahkikatın ve uygulamanın yetersiz olduğu, komşu parsellere ait tapu geldi kayıtları alındıktan sonra mıntıkayı iyi bilen yaşlı ve tarafsız kişilerce seçilecek bilirkişiler vasıtasıyla tapu tekniğinden anlayan mütehassıs bilirkişi huzurunda tapu kayıtları mahallerine uygulanarak mahalli mütehassıs bilirkişilerin bilgileri yekdiğerini tamamlamak, tapuların revizyon gördüğü parsellere uygulanarak tapu sınırlarının birer birer tespit edilip, yönü tamamen kapatıp kapatmadığı, nokta sınır olup olmadığı değerlendirilerek, kapatmıyorsa nokta sınırları birleştirilerek o yöndeki hat tayin ve tahdit edilmek, gayri sabit olan hatların sınırlardaki eski tarihli tapularda yazılı hatlar ile sabit olmaması halinde sabit hadlerden başlanarak, tapuda yazılı miktarlara bağlı kalınarak uygulanıp, kapsamının belirlenmesi, tapu tarih ve hadlerinin krokide gösterilmesi, mahalli bilirkişi beyanlarına uygun, uygulamayı gösteren kroki düzenlenmesi, tapu kapsamı içindeki davanın kabulüne, kapsamı dışındaki taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.   Mahkemece bozmaya uygun olarak yapılan araştırma inceleme, keşifteki yerel bilirkişi ve tanık beyanları, orman uzmanı ve ziraat uzmanı bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin davacılar ..., ... ve arkadaşlarının tutunduğu tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı dışında kaldığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu, katılan ... yararına imar- ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle,  tapuya dayanan ... ve arkadaşlarının davalarının REDDİNE, katılan ... davasının KABULÜNE, çekişmeli ... 117 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm sadece  davalı ... tarafından, ... yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığından söz edilerek  temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    -2-
    2011/15803- 2012/220
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1976 yılında yapılıp, 1981 yılında kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu, 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1987  ve 1988 yıllarında yapılıp kesinleşen  aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve  3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
     Hükmüne uyulan bozma kararında davacılar ... Köprülü ve arkadaşlarının tutunduğu tapu kaydının yöntemince uygulanması gereğine değinildiği halde, tapu kaydı bozmada değinilen yöntemle uygulanmamış, Kadastro Mahkemesinin 1983/171 esas ve 1992/108 karar sayılı  dosyasında;   davacıların ... ve arkadaşları ile  Orman Yönetimi olduğu,  Hazine ve Vakıflar Yönetiminin davaya katıldığı, çekişmeli parselin ... köyü 392 sayılı parsel olduğu, bu dosyada ... ve arkadaşlarının tutunduğu Şubat 1945 tarih 45, 46 ve 48 sora numaralı tapu kayıtlarının sınırlarının tespit edildiği, yapılan yargılamada taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, tapu kayıtlarının kapsamlarının belirlendiği bu kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.05.1994 gün ve 1993/8557-6105 sayılı kararı ile onandıktan sonra kesinleştiği, kesinleşen bu kararın tapu kaydının kapsamı yönünden ..., Orman Yönetimi ve Vakıflar Yönetimi açısından kesin hüküm oluşturduğu, bu nedenle bu kayıtların kapsamının yeniden belirlenmesinde hukuki yarar bulunmadığı, bu uygulamaya göre çekişmeli parselin dayanılan tapu kayıtlarının yüzölçümü ile kapsadıkları alanın dışında kaldığı, başka deyişle çekişmeli parselin dayanılan tapu kayıtlarının yüzölçümü ile geçerli kapsamı dışında kaldığı kabul edilmiştir.
    Çekişmeli 117 sayılı parselin zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan ... adına tesciline karar verildiği halde, kararı tapuya dayanan gerçek kişiler temyiz etmemiş, sadece Hazine temyiz etmiştir. Bu nedenle, Yargıtay tarafından incelenmesi ve çözümlenmesi gereken husus,  çekişmeli parselin davacılar ...  ve arkadaşlarının tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı değil, çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle edinilecek yerlerden ise, katılan ... yararına bu koşulların oluşup oluşmadığıdır.
    3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar - ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların,  Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topoğrafik fotoğrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda; mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Şöyle ki; daha önce yapılan keşiflerde çekişmeli parselin kimin tarafından zilyet edildiği yönünde hiçbir bilgi ve belge yokken,  11.03.2011 tarihinde yapılan keşifte 1930 doğumlu yerel bilirkişi ... çekişmeli parselin genel kadastro sırasında ...tarafından
    -3-
    2011/15803- 2012/220
    kullanıldığını, başkaca kimsenin bu arada ... mirasçılarının da kullanmadığını ifade etmiş, bu keşiften hemen sonra, 1940 doğumlu ...  12.04.2011 tarihinde taşınmazın ... ile ilgisi olmadığı, 50 yılı aşkın süredir kendisinin kullandığı, eklemeli olarak yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla davaya katılmıştır.  13.05.2011 tarihli keşifte yerel bilirkişi 1930 doğumlu ... taşınmazın ... tarafından bir bütün olarak kullanıldığını, ... kadastrodan hemen sonra öldüğünü, burasının oğlu ... kaldığını, şimdi onun tarafından kullanıldığını, ... kadastrodan sonra mallarını paylaştırdığını, bu yeri de oğlu ... verdiğini, onun tarafından ağalara kira parası verilmediğini, 1937 doğumlu ... yerel bilirkişinin ifadesi gibi beyanda bulunurken,  1945 doğumlu ... 10 yaşından beri tarşınmazı bildiğini, o tarihte ... tarafından kullanıldığının daha sonra katılan ... tarafından zilyet edildiğini bildirmiş, 11.03.2011 tarihli keşfe katılan ziraat uzmanı bilirkişi ...l taşınmazın % 8 eğimli tarla olarak kullanılan 3. sınıf tarım alanı olduğunu, mera ya da yaylak olmadığını, orman bilirkişi ... ve harita mühendisi bilirkişi ...ı taşınmazın yörede 1942 yılında yapılan orman tahdidi dışında bırakıldığını, 1959  tarihli memleket haritasında beyaz renkli açık alan, 1978 memleket haritasında açık renkli tarım alanı olarak nitelendirildiğini, 1939 yılı hava fotoğrafında tarım alanları içinde ve yol kenarında kaldığını, üzerinde orman ağacı ve kalıntısı bulunmadığını, buğday ekili tarla olduğunu bildirmiştir.
    Oysa, 1953 yılında yapılan kadastroda çekişmeli parsel zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığından söz edilerek Hazine adına tespit edilmiş, bir kısım gerçek kişiler ve Orman Yönetimi tarafından dava açılmış, çekişmeli parselle ilgili dava 1953 yılından bu yana devam etmiştir.  Davacı ..., zilyetlikle edinme şartlarının yararına oluştuğu iddiasıyla dava açtığına göre, kadastro tespit tarihi olan 1953  yılı itibariyle yararına 20 yılık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolduğunu ispat etmek zorundadır. 1953 yılından bu yana sürdürülen zilyetlik nizalı olduğundan, bu tarihten sonra başlayan ve devam eden zilyetliğin önemi yoktur. Beyanlarına değer verilen yerel bilirkişi 1930 doğumlu olup tespit tarihinde 23 yaşında, tanıklardan ...1937 doğumlu olup tespit tarihinde 16, tanık 1945 doğumlu ... ise 6 yaşında olup, tespit tarihinden geriye doğru en az 20  yıl devam eden zilyetliği hatırlayacak durumda değildir.  Ziraat uzmanı bilirkişinin  raporu da soyut olup, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, toprak derinliği, imar ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne zaman bitirildiği, ne şekilde zilyet edildiği yönleri irdelenmemiştir.
    Çekişmeli parsel 1953 yılında yapılan genel kadastroda Hazine adına tespit edildiği, o tarihten  sonra uyuşmazlık devam ettiği, defalarca keşif yapıldığı, çekişmeli parselin komşusu dava dışı 118 sayılı parsel katılanan babası ... adına tespit edildiği halde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia eden ... davaya katılmak için 12.04.2011 tarihini beklemesi   hayatın olağan akışına uygun değildir.
    O halde;  dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotoğrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile,  tespit tutanağının düzenlendiği 1953 yılı ile bu tarihten 15 - 20 yıl önce, yine ..."in davaya katıldığı 12.04.2011 tarihine en yakın tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş yeni tarihli orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek,  bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan  üç ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotoğrametri) mühendisi ile bir  yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile  çevresine  uygulanıp  bu belgelerde dava konusu  yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu  olarak incelettirilip  taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü,  imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası,  pafta  düzenlenmemişse  dava 
    -4-
    2011/15803- 2012/220
    konusu  taşınmazın  23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek  suretiyle  çekişmeli  taşınmazın  konumu,  hava  fotoğrafları ile orijinal  renkli memleket haritaları  üzerinde gösterir biçimde  bilirkişi  kurulundan  ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topoğrafik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, varsa,  zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp, tespit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden  olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından  bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
    1)  Orman sayılan veya orman rejimine girmiş (15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliği madde 26) yerlerden ya da 3402 sayılı Yasanın 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak,  kamu mallarından olduğunun belirlenmesi (3402 sayılı Yasanın 16. md. (A, B, C, D) bentleri kapsamında kalan yerler),
    2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 sayılı Yasanın 17/1. maddesi gereğince orman yetiştirilmek üzere orman genel müdürlüğüne tahsis edilen arazi ya da başka bir amaçla kamu hizmetine tahsis edilen arazi, imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz. H.G.K.nun 03.06.1998 gün 1998/8-347-394 ve 12.12.2001 gün 2001/20-118-1156 S.K.),
    3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Yasanın 17/2. md. H.G.K. 25.04.2001 gün 2001/20-390-396 S.K.),
     4) Tescil davalarında, davanın açıldığı; kadastro tespitine itiraz davalarında ise kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotoğrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,
    5) Kadastro tespit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (H.G.K.’nun 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
    6) O yerde orman  kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 17/2. ve  Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a.  maddeleri  kapsamında orman içi açıklık  konumunda bulunması (H.G.K.nun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün  1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün  2004/7-531-582 sayılı kararları   ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
    7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde  orman nitelemesi yapılarak  tespit ve tescil  harici bırakılması (H.G.K.nun 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
    8) Kadastro  (Tapulama)  komisyonu tarafından orman sayılarak tespit ve tescil harici bırakılması  (H.G.K.nun, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve  13.02.2002 gün 2002/8-183-187 sayılı kararları),
    -5-
    2011/15803- 2012/220
    9) 15.07.2004 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fırkasında yazılı,
    a) 4785 sayılı Yasayla devletleştirilmiş orman,
    b) 3116 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesine göre kamulaştırılmış orman,
    c) 6831 sayılı Yasanın 3. maddesine göre orman rejimine alınmış yer,
    d) Aynı Yasanın 13. maddesinin (B) bendine göre orman olarak ağaçlandırılan veya ağaçlandırılacak yer,
    e) Aynı Yasanın 24. maddesine göre kamulaştırılan ya da diğer suretle orman yetiştirmek üzere kamulaştırılan yer,
    f) Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yer,
    g) Herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman,
    h) Maliye Bakanlığınca orman olarak tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış saha,
    ı) Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alan olduğunun belirlenmesi halinde bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek başka bir araştırmaya gerek kalmadan Hazine davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmelidir (H.G.K.’nun 15/03/2006 gün 2006/8-106-68 sayılı kararı).
    Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde,  taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
    Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; 
    a) Taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı  rapor   alınmalı,  
    b) Keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali  hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
    c) Davanın  açıldığı tarihten önce ya da sonra  Hazine  yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa  bu  tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda  ismi yazılı kişiler  tanık sıfatıyla dinlenilmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.    
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin  eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açılanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17.01.2012 günü oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi