12. Ceza Dairesi Esas No: 2014/6995 Karar No: 2014/12229 Karar Tarihi: 20.05.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2014/6995 Esas 2014/12229 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, davalı vekili tarafından temyiz edilen davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükmü incelerken, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğunu belirtti. Ceza Genel Kurulu kararına atıf yapılarak, üç aylık sürenin başlangıcı için kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığını ve dava 10 yıllık süre içinde açılması gerektiğini kabul etti. Ancak, hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağına dikkat çekerek, tazminat talebinin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiğini belirtti. Bu nedenle, tazminat talebinde bulunulan ceza dava dosyasında 12 yıldan fazla süre geçtiği ve davacının bu süre içerisinde haberdar olmadığından bahsedildiği için davanın süresinde açılmadığı kabul edildi ve yazılı gerekçe ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi kanuna aykırı bulundu. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak yeniden karar verilmesine hükmedildi. Kararda, 466 sayılı Kanunun 2. maddesi ve Borçlar Kanununun 60. maddesi üzerinde duruldu.
12. Ceza Dairesi 2014/6995 E. , 2014/12229 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 12 - 2013/128258
Mahkemesi : Hınıs Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 21/02/2013
Numarası : 2012/33 - 2013/12
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dava 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas-2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, adı geçen kararda Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından, beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği, bu kapsamda tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında 06.04.1999 tarihinde verilip, 17/02/2000 tarihinde kesinleşen beraat hükmü ile, tazminat davasının açılmış olduğu 11.07.2012 tarihine kadar, 12 yıldan fazla süre geçtiği ve davacının bu uzun süre içerisinde hakkındaki beraat hükmünden haberdar olmadığından söz etmenin yaşamın olağan akışına uymayacağı, bu halde davanın süresinde açıldığı kabulünün mümkün olamayacağı gözetilmeden, süresinde açılmayan davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davacı lehine tazminata hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.