11. Hukuk Dairesi 2018/952 E. , 2019/3899 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kırşehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/09/2017 tarih ve 2015/674-2017/642 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin hisse senedi alım satımı yaptığını, davalı şirketin sermaye artırım kararı alarak Sermaye Piyasası Kurumu’na başvurduğunu, buna ilişkin mali tablolarını kamuya ilan ettiğini, müvekkilinin de sermaye artırım kararı ile davalı şirketin hisse senetlerinin değer kazanacağı düşüncesi ile 7500 lot hisse senedi aldığını, ancak davalı şirketin mali tablolarının gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile SPK tarafından davalı şirketin sermaye artırımına izin verilmediğini, bu durumun Sermaye Piyasası Bülteninde ilan edilmesinden sonra davalı şirketin hisse senedi bedelinin hızla düşmeye başladığını, davalı yönetim kurulu başkanının hatalı mali tablo açıklaması sonucu müvekkilinin zarar ettiğini, oluşan zarardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı, hisse senedi fiyatlarının piyasa şartlarına göre belirlendiğini, sermaye artırım kararı üzerine açıklanan mali tabloların hatalı olmadığını, eksiklikler nedeniyle SPK tarafından sermaye artırımına izin verilmediğini, oluşan zarardan davalıların sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; şirketin mali tablosunun hatalı hazırlanması iddia edildiği gibi yatırımcının kararını etkileyecek boyutta olmadığı, zira hatalı olan mali tablonun düzeltilmesinden sonra şirketin 23.250.000 TL olan sermayesi 75.000.000 TL"ye çıkarılmasına karar verilmesi SPK tarafından 2011/43 sayılı haftalık bültende uygun bulunmuş ve bu durum 02/11/2011 tarihinde ayrıca açıklandığı, dolayısıyla hatalı mali tablo olmadan dahi şirketin %300"den fazla büyüyeceği SPK tarafından uygun görüldüğü bir ortamda şirkete ait hisse senetlerinin düşüş göstermesinin sadece mali tablonun hatalı hazırlanmasına bağlanması mahkemece doğru görülmediği, şirketin mali tablosunun hatalı hazırlandığının yayınlandığı tarih olan 05/05/2011 tarihine kadar da şirkete ait hisselerin düşüş
gösterdiği anlaşılmakta olup bu durum dahi şirkete ait hisselerin düşüşünün mali tablonun hatalı hazırlanmasından kaynaklanmadığı, şirketin İMKB"de işlem gören bir şirket olması keza SPK’ya tabi olması da dikkate alındığında yatırımcının SPK denetimini beklemeden hisse senedi alması kendi üzerine aldığı risk olarak değerlendirildiği gerekçesiyle, davacının vaki tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 809,60 TL harcın temyiz edene iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.