22. Hukuk Dairesi 2018/15010 E. , 2019/3101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.03.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı işçinin müvekkiline ait işyerinde fabrika müdürü olarak çalıştığı dönemde usulsüz iş ve eylemleriyle müvekkili işvereni zarara uğrattığını ileri sürerek, 10.000,00 TL maddi tazminat alacağının davalıdan tahsili ile, 80.000,00 TL’lik senedin 42.000,00 TL’lik kısmından borçlu olunmadığının tespitine ve müvekkili şirketten kayıt dışı tahsil olunan 38.000,00 TL’nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 29/04/2008 tarihli celsede, davanın tefrikine karar verilerek, dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminat talebi yönünden eldeki dava dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiş ve 13/06/2012 tarihli nihai kararla, toplanan delillere dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, Dairemizin 23/12/2013 tarihli ilamıyla bozulmuştur.
Dairemizin 23/12/2013 tarihli bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılamada, davalının vefat etmiş olması sebebiyle mirasçılarına karşı davaya devam edilmiş ve Mahkemenin 05/03/2018 tarihli nihai kararıyla, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Savunma hakkı, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmünde de, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, duruşmanın 12/02/2018 tarihli celsesine her iki taraf vekili de katılmamış, Mahkemece aynı celsede davacı vekilinin mazereti kabul edildikten sonra, davanın esası hakkında beyanda bulunmak üzere taraf vekillerine muhtıra çıkartılmasına karar verilmiştir. Ara karar uyarınca davalılar vekiline çıkartılan muhtırada, tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde esas hakkında beyanda bulunmak üzere süre verildiği bildirilmiştir. Anılan muhtıra davalılar vekiline 05/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece ise, verilen süre dolmamış olmasına rağmen, davalılar vekilinin beyanda bulunması beklenilmeden 05/03/2018 tarihli celsede nihai hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar, 6100 sayılı Kanun’da, yukarıda belirtilen usulde süre verilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme yok ise de, yazılı şekilde ara karar tesis edilerek yapılan tebliğ işlemi ile davalılar yararına doğmuş hakkın gözetilmesi gereklidir. Bu halde, davalılar vekiline beyanda bulunması için verilen süreye riayet edilmeyerek, 05/03/2018 tarihli celsede davanın karara bağlanması, hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğinden, bozma sebebidir.
Kabule göre de;
29/04/2008 tarihli celsedeki karar doğrultusunda yapılan tefrik işlemi dikkate alındığında, eldeki davanın konusu maddi tazminat talebine ilişkin olup, dava dilekçesindeki talep tutarı 10.000,00 TL’dir. Mahkemece talebin aşılarak, 43.800,00 TL maddi tazminatının hüküm altına alınması, 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesine aykırıdır.
Diğer taraftan, talebin dahi aşılarak karar verilmesine rağmen, hüküm sonucunda davanın kısmen kabul edildiğine ilişkin ifadeye yer verilmesi suretiyle çelişki oluşturulması da hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden, usul ve kanuna aykırı karar verilmesi, sair yönler incelenmeksizin bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalılar yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.