Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3626
Karar No: 2019/2603
Karar Tarihi: 06.05.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/3626 Esas 2019/2603 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/3626 E.  ,  2019/2603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 16/08/2005 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda açılan davanın davalılar ..., ... ..., ...,...., ... ve ... yönünden reddine, davalılar ..., ... ve ... mirasçıları ...,... (....), ... ve ... yönünden kabulüne dair verilen 11/09/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve dahili davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kurum zararı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davacı vekili ve dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; ... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ..."in davalılardan ... ve ... tarafından 01/12/2002 tarihinde öldürülmesi üzerine, müteveffanın yakınlarına .... 1. İdare Mahkemesi kararı gereği tazminat ödendiğini, olay sırasında cezaevi idaresinde bulunan ve infaz koruma memuru olarak görev yapan davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden..."in öldürülmesi ile ilgili olarak disiplin soruşturması başlatıldığını, bir kısım davalıların yargılandığını, çeşitli disiplin cezaları aldıklarını, davalılardan ... ve ...’na taammüden adam öldürmekten ceza verildiğini belirterek, oluşan zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur.
    Davalı ..., meydana gelen olayda kendisinin herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, olayın tamamen infaz koruma memuru ..."in keyfi ve sorumsuz
    davranarak koğuş dışında kalan hükümlüye koğuş kapısını açması nedeniyle meydana geldiğini, sorumlu kişiler açısından ceza tahkikatı açıldığını, kendisi hakkında disiplin cezası olarak kınama cezası verildiğini, dosya içeriğinde infaz koruma memuru ..."in hükümlü ... ile yakınlaştığının görüldüğünü, cezaevi kayıtlarında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık olmadığını, aramaların periyodik olarak zamanında yapıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., meydana gelen olayda kendisinin herhangi bir şekilde ihmali veya kusurunun bulunmadığını, olay günü vardiyası nedeniyle nöbette olmadığını, hakkında açılan davadan beraat ettiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., olay tarihinde kendisinin cezaevinin müşadiye kısmında nöbetçi olduğunu, olayın meydana geldiği yerin yaklaşık 100 metre uzağında bulunduğunu, olayın bina içerisinde gerçekleştiğini, görmesinin ve duymasının mümkün olmadığını, kendisine disiplin cezası da verilmediğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., olay tarihinde nöbetinin olduğunu, nöbet yerlerini kontrol ettiğini, cezaevi müdürlüğünce verilen emir gereğince mahkumların teravih namazına sevkini sağladığı sırada infaz koruma memuru ..."in bağırarak dışarı çıkmasından sonra olayı gördüğünü, olayda kendisinin kusuru ve ihmali bulunmadığını, ceza dosyasında da beraatine karar verildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... Kaya, meydana gelen olayda kendisinin ihmali ve kastının bulunmadığını, o tarihde kendisinin alt kat nöbetçisi olduğunu ve olay yerinden uzakta olduğunu, müdür ... ve koruma memuru ..."in olay var diye bağırmasından sonra haberi olduğunu ve kendisinin verilen emirler doğrultusunda hareket ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davalının olay günü birinci kısımda görevli olduğunu, olayın ikinci kısımda meydan geldiğini, haberdar olunca müdahalede bulunduğunu, gerekli güvenlik tedbirlerini alarak olayların büyümesini engellediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davayı kabul etmediklerini, yasal görevleri arasında hükümlüleri ve tutukluları teravih namazı kılmak üzere koğuşlardan dışarıya çıkarmanın olmadığını, buna rağmen cezaevi müdürlüğünce bir liste hazırlandığını ve savcılığın listeyi onayladığını, kanun ve yönetmeliklerde bu durumun yeri olmadığını, idare ve savcılığın insiyatif kullandığını ve böyle bir karar aldığını, olay günü diğer infaz koruma memuru olan Hüseyin Bulut"un raporlu olması nedeniyle bu personel yerine de yasal olmayan şekilde bakmak zorunda kaldığını, cezaevi binasının da fiziki olarak yetersiz olduğunu, davacı ..."nın personel yetersizliği, binanın fiziki yetersizliği ve yasaya aykırı yazılı emrin suçunu davalıya yükleyemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, infaz koruma baş memuru olarak görev yaptığını, görev ve sorumluluklarının yasada belli olduğunu, olayın meydana geldiği gün üzerine düşen denetleme görevini yerine getirdiğini, ceza dosyasında beraatine karar verildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar ..., ..., ..., ..., S...., ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, davalılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle mahkeme tarafından hükme esas alınan 29/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalıların yaptıkları iş, kendilerine verilen görevin niteliği, kusur ve sorumlulukları yeterince incelenip değerlendirilmeksizin görüş bildirildiği ve dosyada davalıların sorumluluğuna dair alınan diğer bilirkişi raporları ile de çelişkili olduğu ve olay ve kusur dağılımını aydınlatmada yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
    Şu halde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz kaldığından konusunda uzman bilirkişi marifetiyle taraf delilleri değerlendirilerek gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp her bir davalının kusur durumları ve eylem ve görevleri de belirlenip rücu davasında teselsül olmayacağı da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve temyize gelen dahili davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve dahili davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi