14. Hukuk Dairesi 2012/13959 E. , 2013/778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 16862 ada 1 parsel sayılı 703,20 m2 arsa cinsli taşınmazın tapu kaydında "... oğlu ..." olarak yazılı isminin nüfus kaydına uygun olarak "... oğlu ..." şeklinde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı idare vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı,kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Dosya içerisinde bulunan tapu kaydında dava konusu 16862 ada 1 parsel sayılı taşınmazın malik isminin "... oğlu ...", imar öncesi tapu kaydında ise malik olarak "... oğlu ..." şeklinde yazılı bulunduğu anlaşılmakta olup, öncelikle, çelişki vurgulanıp, doğru tapu kaydının tapu idaresinden getirtilmesi gerekir.
Diğer taraftan dava konusu taşınmazın tesciline esas olan Sınırlı Sorumlu ... Evler Yapı Kooperatifine ait kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak davacının nüfus kayıtları ile tapu kaydının dayanağı olan kooperatif belgeleri arasında bağlantı ve irtibat kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan şekilde dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden ve zabıtadan tapu kaydında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin olup olmadığı sorulmalıdır.
Aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin
nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bütün bu araştırmalar sonucu hala tereddütler giderilemediği takdirde taşınmazın başında keşif yapılarak tanıklar dinlenmeli ve yukarıda açıklanan ilkeler ışığında tüm deliller birlikte değerlendirilerek tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 21.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.