
Esas No: 2012/27067
Karar No: 2013/4245
Karar Tarihi: 12.03.2013
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2012/27067 Esas 2013/4245 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taşınmazın aynına ilişkin davaların görülme yeri, bu dosyaya ilişkin verilmiş uyuşmazlık mahkemesi kararı bulunmadığı sürece, 16.05.1956 gün ve 1956/1 esas, 1956/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca adli yargıdır.
Yapılan incelemede, dava konusu taşınmazın imar planında 25 metre genişliğindeki yol ve yeşil alan olarak belirlendiği, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.05.2008 tarihli yazısına göre haziran 2000 tarihinden beri kısıtlı olduğu ve taşınmaza el atılmadığı tespit edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5 - 662/651 sayılı kararı uyarınca imar planında yol, yeşil alan gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin kararı da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir.
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davalarda taşınmaz bedeli yargılama sonucunda belirlendiğinden, HMK’nun 107. maddesinde tanımlanan belirsiz alacak davası niteliğinde olup, mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesi de yerinde değildir.
Bu itibarla, işin esasına girilerek, gerekli inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.