Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1645 Esas 2019/1581 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1645
Karar No: 2019/1581
Karar Tarihi: 18.02.2019

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1645 Esas 2019/1581 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Beyoğlu PTT müdürlüğünde posta dağıtıcısı olarak görev yapan sanığın kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Sanık, muhatabın cezaevinde olduğu tarihlerde tebligat yapıldığını gösteren belgenin sahte olduğu iddiasıyla suçlamaları kabul etmemiştir. Ancak, suça konu tebligat evrakındaki imza ve yazıların kimin tarafından atıldığına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmamış ve maddi gerçeğin tartışılmadan hüküm kurulmuştur. Sanığın temyiz itirazları üzerine, mahkeme kararı bozularak, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulup, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın suçlu olup olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi (hüküm bozma)
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi (temyiz incelemesi)
11. Ceza Dairesi         2017/1645 E.  ,  2019/1581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2014 tarihli iddianamesi ile İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesinin 01.10.2013 tarih ve 2012/1202 esas sayılı davasında ...‘in mahkumiyetine ilişkin gerekçeli kararın, Beyoğlu PTT müdürlüğünde posta dağıtıcısı olarak görev yapan sanık tarafından muhatabın ceza infaz kurumunda olduğu 19.11.2013 tarihinde bizzat tebliğ yapılmış gibi gösterilmek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan açılan kamu davasında; suçlamaları kabul etmeyen sanığın savunmasının "Ben Beyoğlu Posta Dağıtım Merkezinde posta dağıtıcısı olarak görev yapıyorum, iddianamede ismi belirtilen ..."i tanıyorum, anne babasını da tanıyorum, söz konusu tebligatı ..."in adresine götürdüm, babası ... benim dedi, bende ... olarak tebligatı yaptım, daha sonra da tebligatlar yaptım, cezaevinde olduğunu mahalle muhtarından öğrendim, ... diye tanıdığım şahsa kimlik kontrolü yapmadım, 25 yıldır orada görev yapıyorum, ..."in anne ve babası o gün kahvaltı yapıyorlardı, Doğan"ın babasının adı ..."tır, ... amca bu ... senin oğlun mu dedim, o da evet oğlum dedi, bunun üzerine tebliği kendisine yaptım" şeklinde olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından muhatabın babası ... ...‘in tanık olarak beyanının alınması ile suça konu tebligat evrakındaki ... adına atılı imza ve yazıların ... ...’e, ...’e ya da sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulup, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın resmi belgede sahtecilik kastıyla hareket edip etmediğine, eylemin “görevi ihmal mi” yoksa “memurun resmi belgede sahteciliği” suçunu mu oluşturacağı karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.