Esas No: 2018/6791
Karar No: 2018/19261
Karar Tarihi: 09.07.2015
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/6791 Esas 2018/19261 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan katılan sanık ..."un katılan sanık ..."ya karşı olan eyleminden dolayı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak katılan sanık ..."ya verilmesine ve katılan sanık ..."nun üzerine atılı tehdit suçundan beraatı ile katılan sanığın kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/09/2018 gün ve 94660652-105-42-8646-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/09/2018 gün ve 2018/76924 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Vekâlet ücretine ilişkin benzer bir olay sebebiyle, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 09/07/2015 tarihli ve 2015/2930 esas, 2015/4424 karar sayılı ilâmında " ... Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; Kendisini vekille temsil ettiren katılan sanık ... lehine, kendisini yaralayan ve TCK"nın 86/2. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen katılan sanık Bayram Karakuştan vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sanık ..."ın beraat ettiğinden bahisle ayrıca Hazineden de vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi, kanuna aykırı ve katılan Bayram Karakuş vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükmün ilgili kısmından "beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren katılan sanık Havva Karakuş yararına Hazine aleyhine AAÜT" nin 13/5. maddesi uyarınca 600- TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak katılan sanık Havva"ya verilmesine" ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 09/07/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararında katılan sanık ..."nun beraatına, katılan sanık Mehmet Durmaz"ın ise mahkûmiyetine karar verildiği cihetle, her ne kadar bir katılan sanığın beraatına karar verilmiş ise de, diğer katılan sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş olması karşısında katılan lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsiline karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan katılan sanık ..."un katılan sanık ..."ya karşı olan eyleminden dolayı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak katılan sanık ..."ya verilmesine ve katılan sanık ..."nun üzerine atılı tehdit suçundan beraatı ile katılan sanığın kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararının, vekâlet ücretine ilişkin benzer bir olay sebebiyle, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 09/07/2015 tarihli ve 2015/2930 esas, 2015/4424 karar sayılı ilâmında " ... Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince; Kendisini vekille temsil ettiren katılan sanık ... lehine, kendisini yaralayan ve TCK"nın 86/2. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen katılan sanık Bayram Karakuştan vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sanık ..."ın beraat ettiğinden bahisle ayrıca Hazineden de vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi, kanuna aykırı ve katılan Bayram Karakuş vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükmün ilgili kısmından "beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren katılan sanık Havva Karakuş yararına Hazine aleyhine AAÜT" nin 13/5. maddesi uyarınca 600- TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak katılan sanık Havva"ya verilmesine" ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 09/07/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararında katılan sanık ..."nun beraatına, katılan sanık Mehmet Durmaz"ın ise mahkûmiyetine karar verildiği cihetle, her ne kadar bir katılan sanığın beraatına karar verilmiş ise de, diğer katılan sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş olması karşısında katılan lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsiline karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Katılan sanık ..."un katılan sanık ..."ya karşı olan eyleminden dolayı, TCK"nın 106/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, katılan sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak katılan sanık ..."ya verilmesine, katılan sanık ..."nun ise üzerine atılı tehdit suçundan beraatı ile katılan sanık ..."nun kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve
. 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
5271 sayılı CMK"nın "Yargılama giderleri" başlıklı 324. maddesi; "(1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir. (2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir..." şeklinde düzenlenerek, avukatlık ücretlerinin yargılama giderleri kapsamında olduğu açıkça belirtilmiştir.
Konuyla ilgili 26.05.1935 gün ve 111-7 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında ise; "Ceza davalarındaki yargılama giderlerinin hükmün tamamlayıcı bir parçası olduğu" sonucuna ulaşılmıştır.
CMK"nın "Sanığın yükümlülüğü" başlıklı 325. maddesi;
"(1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
(2) (Değişik fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.27.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Yargılamanın değişik evrelerinde yapılan araştırma veya işlemler nedeniyle giderler meydana gelmiş olup da, sonuç sanık lehine ortaya çıkmış ise, bu giderlerin sanığa yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında mahkeme, bunların kısmen veya tamamen Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verir.
(4) Hüküm kesinleşmeden sanık ölürse, mirasçılar giderleri ödemekle yükümlü tutulmazlar." biçiminde,
Anılan Kanun"un "Beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi hâlinde gider " başlıklı 327. maddesi;
" (1) Hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi, sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkûm edilir.
(2) Bu kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir. " şeklinde,
düzenlenmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununu 168. maddesi uyarınca Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan ve 2 Ocak 2017 tarihli ve 29936 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücret başlıklı 8. maddesinde; bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı belirtilmiştir.
Yine anılan tarifenin ceza davalarında ücret başlıklı 14. maddesi;
"(1) Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.
(2) Ceza hükmü taşıyan özel kanun, tüzük ve kararnamelere göre yalnız para cezasına hükmolunan davalarda Tarifeye göre belirlenecek avukatlık ücreti hükmolunan para cezası tutarını geçemez.
(3) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz.
(4) Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.
(5) Ceza mahkemelerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir." şeklindedir.
Vekalet ücreti, avukatın müvekkiline karşı üstlendiği savunma görevinin yerine getirilmesi sonucu hak kazandığı değerdir. Şüphesiz ki bu ücret, vekil eden ile avukat arasında gerçekleşen sözleşme ilişkisinden kaynaklanır. Avukatın müvekkiline sunmuş olduğu avukatlık hizmeti; dava dışı bir danışmanlık, mütalaa veya idari bir başvuru gibi pek çok hukuki temsil işlemi olabileceği gibi, uyuşmazlık konusu olayda olduğu şekliyle bir ceza yargılamasının tarafı olan müvekkiline yargı organları önünde temsil veya savunma hizmeti sunulması şeklinde de gerçekleşebilir. Yargı organları nezdinde kişilerin haklarını savunmak ve hakkın ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla avukatlar tarafından sunulan hukuki yardımla birlikte yargılama süreci lehine sonuçlanan taraflar için kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri halinde gerek hukuk gerekse ceza yargılamasında haksız çıkan taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği tartışmasızdır. Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu"nun 19.02.2013 tarihli ve 2011/5.MD-137 esas, 2013/58 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün tamamlayıcı parçası olan yargılama giderlerinin hüküm ve kararlarda gösterilmesi, giderlerin kim tarafından karşılanacağının belirtilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece yargılama giderleri içerisinde bulunan avukatlık ücretleri de kararda gösterilmeli ve ücretlerin hangi tarafça karşılanacağı belirtilmelidir. Aksine bir uygulama 5271 sayılı CMK"nın 324. maddesine aykırılık oluşturmaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 09.10.2012 gün ve 301-1800 sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır. Diğer taraftan, aynı davada yargılandığı bir suçtan beraat eden, diğer suçtan ise mahkum olan sanık hakkında, müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından beraat ettiği suç açısından da vekalet ücretine hükmedilmesine gerek yoktur.
5271 sayılı CMK"nın "beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi halinde gider" başlıklı 327. maddesi gereği; "...kişi, sadece kendi kusurundan kaynaklı giderleri ödemeye mahkum edilir, ...bu kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir..." hükmünü amirdir. Madde metnine göre, ceza yargılamasında sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve kendisini en az bir vekille temsil ettirmesi halinde sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu ücretin haksız yargılamaya mahal veren Devlet Hazinesince ödenmesi gerektiği hususunda da bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak ceza verilmesine yer olmadığına dair bir karar verilmesi halinde ise kararın gerekçesine göre kusuru bulunan ve hakkında ceza davası açılmasına neden olduğu kanaatine varılan bir sanık hakkında ise vekalet ücretine hükmedilmeyeceği anlaşılmaktadır.
İncelenen dosyada;
Katılan sanık ... hakkında diğer katılan sanık ..."ya yönelik 18/05/2014 tarihli tehdit eylemi nedeniyle cezalandırılması talebiyle 23/10/2014 tarihli iddianameyle kamu davasının açıldığı ve Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/1174 esas sırasına kaydedildiği, katılan sanık ... hakkında ise katılan sanık ..."a yönelik 17/09/2014 tarihli tehdit eylemi nedeniyle cezalandırılması talebiyle 04/11/2015 tarihli iddianameyle kamu davasının açıldığı ve Konya 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/577 esasına kaydedildiği, Konya 20. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/577 esas sayılı dosyasının 09/02/2016 tarihinde Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/1174 esas sayılı dosyasıyla birleştirildiği, yargılama neticesinde Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararıyla katılan sanık
..."un katılan sanık ..."ya karşı olan eyleminden dolayı, TCK"nın 106/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, katılan sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak katılan sanık ..."ya verilmesine, katılan sanık ..."nun ise üzerine atılı katılan sanık ..."a yönelik tehdit suçundan beraatine, katılan sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine karar verildiği, beraat hükmüne yönelik olarak katılan ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna müracaat edildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden ise sanık sıfatıyla ... müdafii tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi"nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/3279 esas, 2017/3423 sayılı kararıyla beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden CMK"nın 280/1-a maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve beraat hükmünün kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazın ise Konya 3. Ağir Ceza Mahkemesi"nin 28/07/2017 tarihli ve 2017/944 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla reddedildiği, tarafların kamu davasına katıldıkları ve kendilerini vekille temsil ettirdikleri anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
1)Katılan sanık ..."nun üzerine atılı katılan sanık ..."a yönelik tehdit suçundan beraatine dair hüküm yönünden;
Yukarıda açıklandığı üzere, katılan sanık ..."nun üzerine atılı katılan sanık ..."a yönelik tehdit suçundan beraatine, katılan sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı hükmüne yönelik ... vekili tarafından katılan sıfatıyla istinaf talebinde bulunulması, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi"nin 30/11/2017 tarihli ve 2017/3279 esas, 2017/3423 sayılı kararıyla beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden CMK"nın 280/1-a maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, CMK"nın 309/1. maddesinde hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere yönelik kanun yararına bozma kanun yoluna başvurulabileceğinin düzenlenmesi karşısında, anılan hüküm yönünden, kanun yararına bozmanın ön koşulu olan istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşme şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, katılan sanık ..."nun üzerine atılı katılan sanık ..."a yönelik tehdit suçundan beraatine, katılan sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine vekâlet ücretinin hazineden tahsili ile katılan sanık ..."ya verilmesine dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/06/2017 tarihli ve 2014/1174 esas, 2017/524 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Katılan sanık ..."un katılan sanık ..."ya karşı olan eyleminden dolayı, TCK"nın 106/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, katılan sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak katılan sanık ..."ya verilmesine dair karara gelince;
CMK"nın 325. maddesinin birinci fıkrasında, cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderlerinin sanığa yükleneceğinin hüküm altına alınması, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücret başlıklı 8. maddesinde; bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağının, yine anılan tarifenin ceza davalarında ücret başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasında; kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletileceğinin, yine anılan tarifenin 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedileceğinin düzenlenmesi, Ceza Genel Kurulu"nun 19.02.2013 tarihli ve 2011/5.MD-137 esas, 2013/58 sayılı kararında aynı davada yargılandığı bir suçtan beraat eden, diğer suçtan ise mahkum olan sanık hakkında, müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından beraat ettiği suç açısından da vekalet ücretine hükmedilmesine gerek olmadığının belirtilmesi, incelemeye konu dosyada ..."nun tek suçtan yargılanıp beraat etmesi, aynı zamanda diğer sanık ... tarafından kendisine karşı işlenen suç yönünden davaya katılması ve kendisini vekille temsil ettirmesi, sanık ..."un ..."ya yönelik eylemi nedeniyle cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi karşısında, ..."nun beraat ettiği suç yönünden kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle lehine vekâlet ücretinin Hazineden tahsili ile katılan ..."ya verilmesine, ayrıca sanık ... tarafından ..."ya karşı işlenen suç yönünden ..."nun davaya katılması ve kendisini vekille temsil ettirmesi, ..."un bu suçtan cezalandırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle maktu vekâlet ücretinin katılan sanık ..."dan alınarak ..."ya verilmesine engel olan yasal bir düzenlemenin bulunmadığı ancak, ... aynı davada birden fazla suçtan yargılanıp birinden beraat edip diğerinden mahkum olsaydı veya hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilseydi müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından beraat ettiği suç yönünden Hazineden vekalet ücreti almasının mümkün olmayacağı, incelemeye konu olayda ise ..."nun beraat ettiği suç yönünden Hazineden vekalet ücreti almasında ve diğer sanığın kendisine karşı işlediği ve mahkum olduğu suç yönünden de sanıktan vekalet ücreti almasında herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.