Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4555
Karar No: 2018/19259
Karar Tarihi: 08.11.2018

a ilişkin olarak; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/4555 Esas 2018/19259 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/4555 E.  ,  2018/19259 K.

    "İçtihat Metni"




    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 62 (2 kez), 52/2 ve 106/1-1. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2018 tarihli ve 2016/593 esas, 2016/757 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına dair Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2018/230 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27/06/2018 gün ve 94660652-105-34-6284-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/07/2018 gün ve 2018/56762 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında daha önce işlediği başka bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bahisle, yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,
    28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçiminde bir fıkra eklenmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olduğu, kanun değişikliği öncesi dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi uyarınca lehe değerlendirme yapılması gerektiği, sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihinin 13/09/2013 olduğu, sanığın suç tarihindeki adli sicil kaydının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmediği, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı nazara alındığında, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kasten yaralama ve tehdit suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 62 (2 kez), 52/2 ve 106/1-1. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
    Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2018 tarihli ve 2016/593 esas, 2016/757 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına dair Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2018/230 Değişik İş sayılı kararının, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 72. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesine “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” biçiminde bir fıkra eklenmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun maddi ceza hukukuna ilişkin sonuçlar doğuran karma bir yapıya sahip olduğu, kanun değişikliği öncesi dikkate alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi uyarınca lehe değerlendirme yapılması gerektiği, sanık hakkındaki yargılama konusu suç tarihinin 13/09/2013 olduğu, sanığın suç tarihindeki adli sicil kaydının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmediği, sonradan yapılan yasal değişikliğin sanık aleyhine yorumlanamayacağı nazara alındığında, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sanığın adli sicil kaydında yer alıp, 09/06/2014 tarihinde verilen ve 18/08/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme nedeniyle 20/12/2015 tarihinde işlenen suçlar yönünden yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olup olmadığının ve buna bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına dair Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2018/230 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine
    eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim
    tarafından her olayda re"sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.
    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    TCK"nın zaman bakımından uygulama başlıklı yedinci maddesinin ikinci fıkrası "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." biçimindedir.
    5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul kenar başlıklı dokuzuncu maddesinin üçüncü fıkrası " Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir."şeklindedir.

    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında katılan sanık ..."ye yönelik 20/12/2015 tarihindeki kasten yaralama ve tehdit eylemleri nedeniyle cezalandırılması talebiyle 11/01/2016 tarihli iddianamenin düzenlendiği, yargılama sırasında tarafların uzlaştırılamadıkları, katılan sanık ..."nin herhangi bir maddi zararı olmadığını
    sadece manevi zararının bulunduğunu beyan ettiği, yargılama neticesinde Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2018 tarihli ve 2016/593 esas, 2016/757 sayılı kararıyla sanık ..."un, TCK"nın 86/2, 62, 52/2, 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca sırasıyla 2.000,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına, "yaralama suçu nedeniyle mahkemece denetlenebilecek basit bir hesap ile tespit edilebilecek nitelikte herhangi bir maddi zarar giderilmesi talebinin bulunmaması ve mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları, sanığın Adli Sicil Kaydında suç tarihi 2013 tarihi olan ve 6545 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesine ait olup sanık aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği kanaatine varılan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına ilişkin kararın engel teşkil etmediği gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığından ve sanığın açıkca talep ettiği..." şeklindeki gerekçeyle CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılan sanık Nejat Çelebi müdafii tarafından anılan karara süresinde itiraz edildiği, itiraz üzerine Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2018/230 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla "...sanık ... hakkında daha önce kasıtlı suç nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, CMK.nun 231/8 maddesi uyarınca bir daha kasıtlı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği..." biçimindeki gerekçeyle itirazın kabulüne, kasten yaralama ve tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde; Büyükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/70 esas ve 2014/303 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının yer aldığı, anılan kararda suç tarihinin 13/09/2013, karar tarihinin 09/06/2014 olduğu, sanığın TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın, itirazın reddiyle 18/08/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığın işlediği kabul edilen tehdit ve kasten yaralama suçları nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, katılan herhangi bir maddi zararı olmadığını sadece manevi zararı bulunduğunu beyan etmekte, manevi zarar ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Sanığın işlediği kabul edilen suçlar, nitelikleri ve hükmolunan ceza süreleri itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında bulunmaktadır. Sanık ..., hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmiştir. Mahkeme tarafından "Yaralama suçu nedeniyle mahkemece denetlenebilecek basit bir hesap ile tespit edilebilecek nitelikte herhangi bir maddi zarar giderilmesi talebinin bulunmaması ve mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları, sanığın Adli Sicil Kaydında suç tarihi 2013 tarihi olan ve 6545 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesine ait olup sanık aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği kanaatine varılan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına ilişkin kararın engel teşkil etmediği gözönünde
    bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığından ve sanığın açıkca talep ettiği..." şeklindeki gerekçeyle, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
    Sanığın adli sicil kaydında yer alıp, suç tarihi 13/09/2013, karar tarihi 09/06/2014 olan ve itirazın reddiyle 18/08/2014 tarihinde kesinleşen, sanığın TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Büyükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/70 esas ve 2014/303 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle CMK"nın 231/8. maddesine eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel oluşturup oluşturmadığı hususunun, öncelikle çözüme kavuşturulması gerekir.
    Anayasanın 38/4. maddesinde, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı belirtilmiştir. Yine AİHS"in 6. maddesinin ikinci fıkrasında "bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır" denilmiştir. Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın isnat edilen suçu işlediğine hükmedilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi durumunda, suçun işlendiğinden bahsedilebilecektir.
    Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Ceza Genel Kurulu"nun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487esas, 2018/151 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK"nın 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk dünyasında varlık kazanabilmesi ve yukarıda sayılan etkileri gösterebilmesi için yöntemince kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, denetim süresini başlatmayacağı gibi 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine de engel teşkil etmeyecektir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahiptir. Bu özelliği nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
    CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle adli sicil kaydında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanık açısından bu karara bağlı denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin karma yapısı nazara alındığında yapılan bu değişikliğin sanık aleyhine olduğunda ve bu nedenle incelemeye konu suçların bu tarihten sonra işlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Peki adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıtlar yönünden nasıl bir yol izlenmelidir. İkinci suç tarihi yasal değişikliğin yapıldığı 28/06/2014 ve sonrasında olsa bile, adli sicilde bu tarihten önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıt varsa, bu kayıt ikinci suç yönünden engel teşkil edecek midir? Engel teşkil edecekse bunun sınırı nedir? Kanun koyucunun bu düzenlemesinden sanığı sorumlu tutabilmek için "kanunu bilmemek mazeret sayılmaz" ilkesi de nazara alındığında sanık, hem yasal değişikliği hem de adli sicilde yer alan kaydın bu tarihten sonra kesinleştiğini bilmelidir. Adli sicildeki kayıt bu düzenlemeden önce kesinleşmişse sanık yönünden ikinci suç için yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyecektir. Sonuç olarak CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, incelemeye konu suç tarihinin ve adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması halinde uygulanabilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında; sanığın adli sicil kaydında yer alıp, suç tarihi 13/09/2013, karar tarihi 09/06/2014 olan ve itirazın reddiyle 18/08/2014 tarihinde kesinleşen, sanığın TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Büyükçekmece 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/70 esas ve 2014/303 sayılı kararının 28/06/2014"ten sonra kesinleşmesi, incelemeye konu suç tarihinin de 20/12/2015 olması ve "kanunu bilmemek mazeret sayılmaz" ilkesi karşısında; incelemeye konu suç açısından yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, sanık ..."un TCK"nın 86/2, 62, 52/2, 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca sırasıyla 2.000,00 Türk lirası adli para ve 5 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi
    uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2018 tarihli ve 2016/593 esas, 2016/757 sayılı kararı yasaya aykırı olup, anılan karara yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına dair Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2018/230 Değişik İş sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi