Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8924
Karar No: 2022/2892
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8924 Esas 2022/2892 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/8924 E.  ,  2022/2892 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine, ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediyesi vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı ..., ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, taraf teşkilinin sağlanması gereğine işaret eden usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.981,47 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine, ... Belediye Başkanlığı ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nin 713. maddesine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmaz tescili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli olmadığı gibi, temyiz incelemesi sırasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama sayfası üzerinde yapılan incelemeye ve UYAP sistemi üzerinden alınan tapu kayıt örneğine göre, çekişmeli taşınmaz bölümünün 3405 parsel numarası altında 11.913,93 metrekare yüzölçümlü olarak tarla vasfıyla hüküm tarihinden sonra 05.04.2019 tarihinde idari yoldan (ihdasen) Hazine adına tapuya kaydedilen taşınmazın sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar “çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereğinde davacının tescil talebinin “tapu iptali ve tescil” talebini de kapsadığı düşünülebilirse de, taşınmazın 3405 sayılı parselin çapı kapsamında kalıp kalmadığı mahkemece tereddütsüz olarak belirlenmelidir. Ayrıca; davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescili isteğinde bulunmuş olup, mahallinde yapılan keşifte beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları, dava konusu taşınmazın öncesinde davacının babası ... ... tarafından, son 20 yıldır ise davacı tarafından kullanıldığını ve davacının babasının halen sağ olduğunu beyan ettikleri halde, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin babası ile birlikte mi yoksa kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği ve zilyetliği ne sebeple sürdürdüğü sorulup belirlenmediği gibi, bu husus davacıya da açıklattırılmamıştır. Yine, çekişmeli taşınmaz 1971 yılında yapılan kadastro sırasında paftasına orman yazılmak suretiyle tescil harici bırakıldıktan sonra 19.01.1996 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılmıştır. Davacı 22.11.2012 tarihinde eldeki davayı açmış olup, taşınmazın öncesinin orman niteliğinde olup olmadığını belirleme noktasında ormancı bilirkişi tarafından 1943 tarihli hava fotoğrafı incelenmiş ve raporda orman olmadığı belirtilmiş ise de, raporun ekinde hava fotoğrafı ve kadastro paftasının aynı ölçekte çakıştırılmış görüntüsüne yer verilmediğinden söz konusu rapor denetlenememiştir. Dosya arasında bulunan 1999 tarihli mera komisyon kararında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu sahanın mera olarak kullanım kabiliyeti konusunda problem görüldüğünden bu yerlerin ölçülmemesi kararlaştırılmış olup, taşınmazın mera niteliği taşıyıp taşımadığı hususunda da tereddüt meydana gelmiş ve ziraatçi bilirkişi raporunda bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Öte yandan, zilyetliğin tespitine yönelik olarak mahalli bilirkişi ve tanık beyanları yanında, bu konuda en önemli delil olan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ekindeki kroki de eklenmek suretiyle ilgili Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tescil davasına konu taşınmazın 3405 sayılı parsel içinde olup olmadığı sorulmak suretiyle konumu tereddütsüz belirlenmeli ve adı geçen birimlerden 3405 parsel sayılı taşınmazın ilk oluşumundan itibaren tüm tapu kayıtları ve tapu kütük sayfası getirtilmeli; ayrıca, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının tamamı ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen bu belgeler ile bozma ilamı öncesinde getirtilen 1958 tarihli memleket haritası ve 1943 tarihli hava fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle tespit edilmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca usûlünce mera araştırması yapılmalı, bu kapsamda, tahsisli mera kaydının bulunup bulunmadığı sorularak mevcut ise getirtilip mahalline uygulanmalı, komşu köyler halkı arasından seçilen yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenilmek suretiyle, dava konusu taşınmazın kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden veya tahsisli mera olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı, keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıca, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar- ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanak kayıtları uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve böylelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı ve dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmalı; taşınmazın öncesi orman veya 6831 sayılı Kanun'un 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12'yi aşan (toprak muhafaza karakteri taşıyan) çalılık niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun yapıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı hususu gözetilmeli ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olup olmadığı da dikkat alınmak suretiyle bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi; kabule göre de, TMK’nin 713/3. maddesi gereğince yasal hasım konumunda bulunan davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına ayrı ayrı iadesine, 28.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi