1. Hukuk Dairesi 2016/17391 E. , 2020/1661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, 2416 ada 431 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanları Faik’in zilyet ve tasarrufunda iken ölümü ile mirasçıları tarafından kullanılmaya devam edildiğini, tapu işlemlerinin tamamlanması için davalı kardeşleri Lütfi’yi vekil tayin ettiklerini, rızaları dışında öncelikle taşınmazın tamamının davalı ... adına tescil edildiğini, ondan davalı ...’a, daha sonra ise diğer davalı ...’a devredildiğini, tarafların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, kendilerine bir bedel ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişler, bilahare çekişme konusu taşınmazın dava açılmadan önce el değiştirmesi üzerine taşınmazı temellük eden Mehmet Ali"nin davaya dahil edilmesini istemişlerdir.
Davalılar Sevcan ve Asuman, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ..., vekalet ilişkinin olmadığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ..., iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2416 ada 431 parsel sayılı taşınmazın ifraz işlemi neticesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına 26.12.1973 tarihinde tescil edildiği, 31.01.2006 tarihinde ise davalı ...’e, ondan 14.12.2006 da davalı ...’a, daha sonra davalı ...’a 17.01.2007 tarihinde, en son (dava tarihinden 5 gün önce) 18.05.2012 tarihinde dahili davalı ...’ye devredildiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere, tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır. Aksi bir durum kayıt malikinin taraf olmadığı bir davada kendisinin taşınmaz mülkiyetini yitirmesi sonucunu doğurur ki, bu da hem Anayasanın 35. maddesine, hem de TMK’nun 683. ve devamı maddelerinde düzenlenen mülkiyet hakkına aykırı düşer. Ayrıca HMK’nun temel ilkesi olan davada karar altına alınacak hakkın ilgilisinin, davacı ve davalı sıfatı ile yer alması ilkesi zedelenmiş olur.
Somut olayda, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda ... tapu kayıt maliki iken davacıların 09.05.2013 tarihli dilekçesi üzerine davaya dahil edildiği anlaşılmakta olup, dava tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK"nin 50. maddesi gereğince kayıt malikine karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca; davada taraf sıfatı bulunmayan davalılar Lütfi, Asuman ve Sevcan‘a yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, kayıt maliki Mehmet Ali hakkında ise usulünce açılmış bir dava bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.