22. Hukuk Dairesi 2016/10006 E. , 2019/3096 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVALILAR :
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin alt işveren olduğunu, müvekkili davacının alt işveren bünyesinde Kula Belediyesi asıl işverenine bağlı olarak 10.06.2010 tarihinde çalışmaya başladığını, haksız olarak 31.12.2014 tarihinde işten çıkartıldığını, aylık maaşının 1.040,00 TL olduğunu, Kula Belediyesi Spor Salonunda temizlik ve bakım personeli olarak yapılan bütün etkinliklerde sabah saat 08:00 ile 22:00 saatleri arasında çalıştığını, ancak fazla mesai ücretinin ödenmediğini, spor müsabakalarında cumartesi ve pazar günleri de çalıştığını, hafta tatili çalışma ücretlerinin de kendisine ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti fazla mesai ücreti, hafta sonu çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti :
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını ve kısmi dava olarak açılamayacağını savunarak davacının diğer davalı şirket bünyesinde sigortalı olarak çalıştığını, Belediyenin kadrolu işçisi olarak çalışmadığını, davacının iş sözleşmesinin taraflarınca feshedilmediğini, bünyesinde çalıştığı diğer davalı tarafından feshedildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı .... ise davaya cevap vermemiş, yargılama sırasındaki beyanlarında ise; ücret bordrolarının kesin delil niteliğinde olduğunu, tanık beyanlarının çelişkili olup alacak taleplerinin dayanaksız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz
Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacağının tanık beyanlarına göre belirlendiği anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıklarından ..., davalı işyerinde 1997-2011 yılları arasında davacı ile bir sene kadar birlikte çalıştığını beyan etmiş olup, diğer tanık ... ise davalı beyanına göre husumetlidir.
Mahkemece işverene karşı dava açan tanıklarla ispat yoluna gidildiğinde bu durumdaki tanıkların beyanını destekleyen başkaca somut deliller veya işin mahiyetinin gerektirdiği durumlar ve yahutta herkesçe bilinecek maddi olguların bulunup bulunmadığının dikkate alınması gerekir. Bu haliyle davalının bu konudaki savunması nazara alınarak, bu tanığın davalıya karşı açmış olduğu davanın bulunup bulunmadığı araştırılmalı, husumetin tespiti halinde ise beyanlarına itibar edilmemelidir. Yine tanığın sadece davacı ile beraber çalıştığı süreye ilişkin görgüye dayalı anlatımına itibar edilmesi gerektiğinden davacı tanığı ... yönünden ise, davacı ile birlikte çalıştığı dönem belirlenerek sadece bu dönem için hesaplama yapılması, tüm çalışma dönemini kapsayacak hesaplamaya itibar edilmemesi gerekmektedir. Mahkemece bu esaslar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir başka uyuşmazlık da davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı varsa işverence karşılığının ödenip ödenmediği konusundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak, hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz zaman ve yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu halde hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması, yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda davacı vekili tüm çalışma süresince yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 5 yıl süren dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 56 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Ancak, davacının davayı somutlaştırma yükü (H.M.K. md.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (H.M.K. md. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığının kabulü hayatın olağan akışına ters olduğu gibi yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.