
Esas No: 2016/6741
Karar No: 2021/1703
Karar Tarihi: 22.03.2021
Danıştay 7. Daire 2016/6741 Esas 2021/1703 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/6741
Karar No : 2021/1703
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
2-(DAVACI) Müflis … Otomotiv İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2012 ilâ 2014 yıllarında tescilli 192 adet muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyanın kıymetinin, gözetim belgesinde yer alan kıymete yükseltilmek suretiyle beyanı sonrasında, fazladan ödendiği iddia olunan vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Olayda, ... tarih ve … sayılı beyanname nedeniyle fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin, 4458 sayılı Kanun'un 211. maddesinde düzenlenen üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra iadesinin talep edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin anılan beyannameye isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca eşyanın kıymetinin satış bedeli olduğu, davacı tarafından, İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ uyarınca ibrazı zorunlu olan gözetim belgesinde yer alan birim kıymete yükseltilmek suretiyle beyannamelerin verildiği, ancak söz konusu Tebliğ ile belirlenen kıymet, Gümrük Kanunu uyarınca eşyanın gerçek satış bedeli olmadığından, fazladan tahakkuk ettirilen vergilerin davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin 191 adet beyannameye isabet eden kısmının iptaline ve bu beyannamelerden kaynaklanan fazladan ödenen tutarların idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine, ... tarih ve ... sayılı beyannameye isabet eden kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarece, davacının kendi iradesiyle bulunduğu beyanı ile bağlı olduğundan tesis edilen işlemin hukuka aykırılık taşımadığı; davacı tarafından, davanın reddine dair hüküm fıkrasının yalnız faize ilişkin kısmının temyizen incelenmesi istenilerek fazladan ödenen tutara, tahsil tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından savunma verilmemiş; davalı idarece istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının, faizin başlangıç tarihi vergilerin tahsil tarihi olarak esas alınması gerektiğinden, faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, dava konusu işlemin 191 beyannameye isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasında ise hukuka aykırılık görülmediğinden sözü edilen hüküm fıkrasının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
T.C. Anayasası'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, son fıkrasında ise, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu hükme bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde de, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türlerinden olduğu hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararının, dava konusu işlemin 191 beyannameye isabet eden kısmının iptali ve bu beyannamelerden kaynaklanan fazladan ödenen vergilerin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkraları, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idarece temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Davacının dava konusu işlemin 191 adet beyannameye isabet eden kısmına ilişkin faizin tahsil tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği yolundaki temyiz istemine gelince;
İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası, yargı yeri kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsadığından, hesaplanacak faizin, yargı kararıyla hatalı olduğu saptanan vergilerin tahsil edildiği tarihten itibaren hesaplanması da anılan hükmün gereğidir.
Bu nedenle faizin başlangıç tarihi olarak tahsil tarihinin esas alınması suretiyle yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden, anılan husus gözetilerek tahsil tarihinden idareye başvuru tarihi arasındaki kısım hakkında yeniden karar verilmek üzere temyize konu kararın bu yönden bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne,
2. ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının dava konusu işlemin 191 adet beyannameye isabet eden kısmının iptaline ve bu beyannamelerden kaynaklanan fazladan ödenen vergilerin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, sözü edilen beyannamelerden kaynaklanan ve tahsil tarihinden idareye başvuru tarihine kadar yapılan faiz istemine hükmedilmemesi yönünden ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Mevzuat hükümleri uyarınca bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amacıyla re'sen veya üreticilerin başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda o eşya için Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.
Gözetim uygulaması ithalat nedeniyle ilave bir vergisel yükümlülük getirme amacına yönelik veya korunma önlemi niteliğinde bir uygulama değil, ithalatın izlenmesi amacına yönelik bir uygulamadır.
Bu noktada idarenin gözetim uygulamasına tabi eşyaya ilişkin gözetim belgesini ibraz etmeyen ithalatçıyı beyanını gözetim kıymetine yükseltmeye zorlama gibi bir yetkisi bulunmayıp gözetim belgesinin olup olmadığını aramak, bulunmaması halinde ithaline izin vermemekle yetinmesi zorunludur.
Gözetim belgesi alınması gerektiği halde bundan kaçınarak eşyanın kıymetinin yükseltilmesi suretiyle ithalatın gerçekleştirilmesi, mevzuata aykırı olduğu gibi iyiniyet kuralları ile de bağdaşmamaktadır. Buna ilaveten, uygulamada gözetim belgesi alan yükümlüler aleyhine de eşitsiz bir durum oluşmaktadır. İdarenin yükümlüden gözetim belgesi temin etme olanağı da hukuken ve fiilen ortadan kalkmış olacaktır. Bunun sonucunda, ilgili düzenleyici işlem idarece geri alınmış ya da yargı kararıyla iptal edilmiş olmamasına rağmen düzenleyici işlem ile getirilen gözetim uygulaması fiilen askıya alınmış olmaktadır.
Bu durumda belirli bir CIF değerin altında ve belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenmesi halinde gözetim uygulaması kapsamına tabi kılınan eşya için gözetim belgesi almak amacıyla anılan belgeyi vermeye yetkili Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğüne davacı tarafından başvuruda bulunulup bulunulmadığının, şayet başvuruda bulunulmuş ise buna ilişkin anılan idarece tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirilerek fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca geri verilip verilemeyeceğinin saptanması suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise kabulü ve mahkeme kararının işlemin iptaline ve ödenen vergilerin davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkralarının bozulması gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.