11. Ceza Dairesi 2016/8255 E. , 2019/1574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belgeleri ibraz etmemek, Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Defter ve belgeleri ibraz etmemek suretiyle gizleme suçundan: Beraat
2010 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan: Mahkumiyet
A) Defter ve belgeleri ibraz etmemek suretiyle gizleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04.09.2012 tarihli ve 2012/53209 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2010 takvim yılında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme” suçundan kamu davasının açıldığı halde, iddianame dışına çıkılarak sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suretiyle gizleme suçundan beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
B) “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
Sanığın, şirketle ilgili işlemleri muhasebecisinin yürüttüğünü, onun verdiği belgelere göre hareket ettiğini ve muhasebecisi tarafından verilen belgeleri Vergi Dairesine sunduğunu savunması nedeniyle, suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Suça konu olan faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,
2- Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; açılmış ve derdest ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
3- Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, ve şirket muhasebecisi Yılmaz Kocaoğlu’nun CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
a) Faturayı düzenleyen şirketlere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanan şirkete ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
b) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ve kişiler ile kullanan şirketin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Kabule göre;
a) Sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan dolayı dava açılmasına rağmen, sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeksizin, hüküm kısmında “sahte fatura düzenleme ve kullanma” denilmek suretiyle çelişkiye neden olunması,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
18.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.