1. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/10123 Karar No: 2011/11973 Karar Tarihi: 30.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10123 Esas 2011/11973 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava, Hazine'nin 53 ada 7 sayılı parselin 10 yılı aşkın süredir kayyımla idare edildiğini ileri sürerek kayıt maliki H. için gaiplik kararı ve taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmesiyle başlamıştır. Davayı, taşınmazdaki yapıların kendilerine ait olduğunu, zilyetliğe dayalı dava açtıklarını savunan ihbar olunanlar reddetmişlerdir. Mahkeme, T.M.K.'nın 588. maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, dosya incelendiğinde tarafsız bir kayyımın atanması ve onun iptal-tescil isteği ile ilgili davaların kayyıma yöneltilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, kayyımın davada yer alması sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri arasında; Türk Medeni Kanunu'nun 588. maddesi, 3561 Sayılı Yasa ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi yer almaktadır.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, 53 ada 7 sayılı parselin 10 yılı aşkın süredir kayyımla idare edildiğini ileri sürerek, kayıt maliki H."nin gaipliğine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava ihbar olunanlar, taşınmazdaki yapıların kendilerine ait bulunduğunu, zilyetliğe dayalı dava açtıklarını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, T.M.K."nın 588.maddesindeki koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, gaiplik ve iptal-tescil isteklerine ilişkin olup, hasım gösterilmeden açılmış; aşamada, taşınmazın zilyetlerine ve muhdesat şerhi lehdarlarına ihbar edilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 53 ada 7 sayılı parselin 1997 yılından beri kayyım ile yönetildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, kayyımın atanması ve kayyımın görev ve sorumlulukları ile ilgili TMK."ndaki hükümler ile 3561 Sayılı Yasa hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla iptal-tescil isteğini içeren bu tür davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca, öncelikle kayyımın davada yer alması sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekirken, yargılamanın görülebilirlik koşulu gözardı edilip hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre, gerekçeli kararda ""Kararın ulusal gazetede ilanına"" denmek suretiyle kısa kararla çelişki yaratılması da doğru değildir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.