Esas No: 2021/7065
Karar No: 2022/6745
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/7065 Esas 2022/6745 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık bir olayda kaçak yakıt taşıdığı gerekçesiyle 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yargılanmıştır. Ancak suç tarihi ve ele geçirilen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemi farklı kanun maddelerine tabi tutulduğu belirtilerek hüküm verilmesinde yanılgı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca suça konu kaçak eşya ve taşıma aracının değerine göre cezalandırma oranlarında indirim yapılması gerektiği, etkin pişmanlık uygulamasının da mümkün olduğu belirtilmiştir. Kararın diğer eksik ve yanlış yanları da belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu maddeleri:
- 3/5: Kaçak eşyaların gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki bedelin ödenmesi halinde cezada indirim yapılması
- 3/10: Kaçakçılık suçlarında müsadere ve müsaderenin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin düzenlemeler
- 3/11: Kaçakçılık suçunun farklı tarihlerde farklı kanun maddelerine tabi tutulması
- 3/22: Eşyanın değerinin hafif veya pek hafif olması durumlarında cezalarda indirim yapılması
- 5/2: Kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasına ilişkin düzenleme
- Geçici 12. madde, 2. f
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasanın 3/11. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1-Sanığın kendine ait olduğunu ikrar ettiği 1.800 litre kaçak yakıt ele geçirildiği olayda; 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiilinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılarak teşdiden hüküm kurulması,
2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 18.03.2014, iddianame düzenleme tarihinin 29.04.2014, olduğu,
UYAP kayıtlarının yapılan incelemesinde, Dairemizin 2021/9338 Esas numarasında kayıtlı ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/310 Esas, 2015/447 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 13/03/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 26/03/2014 olduğu,
UYAP kayıtlarının yapılan incelemesinde, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/609 Esas, 2015/1386 Karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 14.04.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17.04.2014 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Sanığa verilen gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında adli para cezasının bir gün karşılığı belirlenirken 5237 sayılı TCK'nun 52/2. maddesi yerine 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
4-Dava konusu kaçak yakıt tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
5-Suça konu kaçak eşyanın taşıma aracının kapasitesine göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturduğu ve kaçak eşyaların değeri ile nakil vasıtasının değeri göz önüne alındığında TCK'nun 54/3. maddesine göre müsaderenin hakkaniyete aykırı olmayacağı ancak suçta kullanılan nakil aracının kayden maliki olan ...'ün beyanında suç tarihinden önce aracı ... Oto galeri isimli iş yerine haricen sattığını beyan edip mülkiyet iddiasında bulunmaması, sanık ...'ın da aracı kiraladığını beyan etmesine rağmen mahkemeye herhangi bir sözleşme örneği sunmamış olması karşısında, aracın gerçekte kime ait olduğunun tespiti bakımından mahallinde kolluk vasıtasıyla araştırma yapılarak ve sanığın savunmasında bildirdiği şekilde aracın kiralanıp kiralanmadığı araştırılarak ortaya çıkacak duruma göre nakil aracıyla ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.