Esas No: 2016/6945
Karar No: 2021/1762
Karar Tarihi: 22.03.2021
Danıştay 4. Daire 2016/6945 Esas 2021/1762 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/6945
Karar No : 2021/1762
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle re'sen tarh edilen 2010/8 dönemi tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Kanun'un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; uyuşmazlık konusu dönemde davacının fatura aldığı Arda Vergi Dairesi mükellefi … Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda Elektrik ve Elektronik San. Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan tespitlerin mükellef tarafından davacı adına düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Arda Vergi Dairesi mükellefi …Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda Elektrik ve Elektronik San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; şirketin gazlı yakıtlar ve bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticareti faaliyeti ile iştigal etmek üzere 15/04/2010 tarihinde Uluçınar Vergi Dairesinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 28/04/2011 tarihinde hisse devri yapılarak tamamen el değiştirdiği, 26/05/2011 tarihinde merkez adresinin Edirne'ye nakil alındığı, 31/12/2012 tarihinde re'sen terkin edildiği, 22/04/2010 tarihinde yapılan yoklamada sigortalı çalışanı bulunmadığı, Darıca adresinde akaryakıt istasyonları kurmak, kiralamak, her türlü petrol işleri ile iştigal edileceği, iş yerinde bir adet masa, bir adet bilgisayar, iki adet dolap, iki adet sandalye, bir adet koltuk olduğu tespitlerinde bulunulduğu, mükellefin Alpu Mal Müdürlüğü yetki alanı içerisinde şube açması nedeniyle yapılan 27/07/2010 tarihli yoklamada, şube akaryakıt istasyonu açıldığı, iş yerinin kiralık ve kirasının aylık 350,00 TL olduğu, bir işçi çalıştırıldığı, iş yerinin tadilatta olduğu ve en geç bir hafta içerisinde faaliyete başlanılacağı hususlarının tespit edildiği, söz konusu şubenin 15/09/2011 tarihinde kapatıldığı ve şube iş yeri mükellefiyetinin bu tarih itibariyle sonlandırıldığı, 26/05/2011 tarihinde iş yeri merkezinin Arda Vergi Dairesinin yetki alanına taşınması nedeniyle 01/06/2011 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinin büro olduğu, iş yerinde bir adet masa, bir adet koltuk, iki adet sandalye etajer, dolap ve bir adet bilgisayar monitörünün bulunduğu hususlarının tespit edildiği, ancak daha sonra 25/06/2011 tarihli ihbarnamenin tebliği için farklı tarihlerde adrese gidildiğinde şirketin adreste bulunmadığının ve tanınmadığının tespit edildiği, iş yeri sahibi tarafından 26/09/2011 tarihinde şirket yetkililerine adreste faaliyette bulunmamaları ve 2011/Haziran ayından itibaren kira bedelini ödememeleri nedeniyle ihtarname gönderildiği, 22/02/2012, 07/12/2012 ve 26/12/2012 tarihlerinde yapılan yoklamalarda da şirketin adreste bulunmadığının ve tanınmadığının tespit edildiği, mükellefin Edirne'den ayrıldığını, artık Bakırköy/İstanbul'da faaliyet gösterdiğini bildirmesi üzerine bildirilen yeni adreste şirket çalışanı … nezdinde yapılan 10/10/2012 tarihli yoklamada, ödevlinin iş yerinde faal olduğu, iş yerinde toptan akaryakıt ticareti yapıldığı, bu adreste şube açmak için 09/12/2011 tarihinde karar alındığı, ancak kararın tescil ettirilmediği, iş yerinin kiralık olduğu, bir çalışanın olduğu, demirbaş olarak bir adet büro masa takımı, toplantı masası, bir adet bilgisayar ve yazıcı, koltuk takımı bulunduğu hususlarının tespit edildiği, 05/02/2013 tarihinde resmi yazı tebliği için aynı adrese gidildiğinde şirket çalışanı …'un mükellefin adresten ayrıldığını beyan ettiği, şirketin Ba bildirimleri ile 2010 yılında toplam 1167 belge ile 58.829.163,00 TL, 2011 yılında toplam 515 belge ile 24.922.446,00 TL, 2012 yılında ise 523 belge ile 33.564.355,00 TL tutarında mal/hizmet satın aldığını bildirdiği, söz konusu alışlarının %97,46'lık kısmının hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde rapor veya olumsuz tespit bulunan mükelleflerden yapıldığı, sadece 2.988.915,00 TL değerinde gerçek alışının bulunduğu, bunun da toplam alışları içerisindeki oranının % 2,54'e tekabül ettiği, şirketin katma değer vergisi matrahları toplamının 2010 yılında 58.406.038,81 TL, 2011 yılında 25.095.024,51 TL, 2012 yılında ise 33.813.322,45 TL olduğu, şirket bilançosuna göre şirketin 2010 yılındaki 35.434.198,09 TL değerindeki aktif büyüklüğü toplamının tamamına yakınının ticari alacaklardan oluştuğunun, şirketin faaliyetini sürdürmesinde kullandığı ticari araç, gereç, demirbaş, arazi, bina vb. kalemlerin yer aldığı duran varlıklar toplamının ise sadece 570,00 TL olduğunun görüldüğü, Mersin, Zonguldak ve Edirne Başsavcılıkları tarafından yapılan soruşturmalarda şirkete ait faturalarla belgelendirilen kaçak sigara filtrelerinin ele geçirildiği, şirketin 12/03/2014 tarihine kadar sadece 998,60 TL vergi ödediği, toplam 230.636,96 TL ödenmemiş vergi borcunun bulunduğu ve şirketin mükellefiyet tesis ettirdiği tarihten itibaren düzenlemiş olduğu bütün faturaların gerçek bir faaliyete dayanmadan komisyon karşılığı düzenlenmiş sahte belgeler olduğu sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, söz konusu mükellefin kısa süreli olarak kiraladığı iş yerlerinde açılış yada nakil için yapılan ilk yoklamalar dışında bulunamadığı, mükellef tarafından çok yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan edilmesine rağmen, anılan hasılatları yapabilecek fiziki kapasiteye, emtiaya ve ticari organizasyona sahip olunmadığı, yüksek tutarda mal ve hizmet alışı yapıldığının bildirildiği ancak beyan edilen alışların %97,46'lık kısmının sahte faturalar ile belgelendirildiği, kullanılan sahte faturalar ile şirket kapasitesinin ve ticari organizasyonunun yüksek gösterilmeye çalışıldığı, vergi borçlarının ödenmediği dikkate alındığında, şirketin uyuşmazlık konusu dönemlerde davacıya düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmış olup, davacı adına bu mükelleften alınan faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Mahkemece yeniden verilecek kararda, vergi ziyaı cezasına tekerrür hükümlerinin uygulanması ve 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden yeniden değerlendirme yapılacağı tabidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.