13. Hukuk Dairesi 2019/5241 E. , 2019/9482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalıların oğullarının iş kazasıyla vefat etmesi nedeniyle maddi manevi tazminat davası açılması ve ceza davasının takibi için kendisine 27/05/2014 tarihinde vekalet verdiklerini, bu doğrultuda ceza dosyasına 29/05/2014 tarihinde katılma talebini içeren dilekçe ile birlikte vekaletnamesini sunduğunu, tazminat davasından önce davalıların iş kazası tespit davası açmak zorunda kalmamaları için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunduğunu, bu sayede Kurumca olayın iş kazası olarak tespit edildiğini, ancak bu çalışmalarına rağmen davalıların kendisini hiç bir gerekçe göstermeden 16/06/2014 tarihinde azlettiklerini ileri sürerek haksız azil sebebiyle, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/57 sayılı dosyasındaki hukuki yardımı sebebiyle her bir davalıdan ayrı ayrı 1.500,00 TL avukatlık ücreti ile her ikisinden ortak 1.500,00 TL karşı yan vekalet ücretinin ayrıca dosya için yaptığı (baro pulu ve vekalet harcından oluşan) 9.80 TL masrafın, SGK"ya başvurmak suretiyle yaptığı hukuki yardım sebebiyle 500,00 TL avukatlık ücretinin ve (kargo ve dolmuş parasından oluşan) 10,56 TL"nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve masraf alacağına ilişkindir. Davacı, davalılar tarafından haksız olarak azledildiğini ileri sürerek yukarıda belirtilen alacak kalemlerinin davalılardan tahsilini talep etmiş, davalılar ise davaya cevaplarını sunmamıştır.
Mahkemece, kararın gerekçesinde her ne kadar bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiği belirtilmiş ve bilirkişi raporunun sonuç kısmı gerekçeye aynen alınmışsa da bilirkişi raporunda her bir davalıdan ayrı ayrı 2.125,00 TL alınması gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm sonucunda 2.125,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği açıklamıştır.
Bilindiği üzere davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını ve mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK m.27). Aynı zamanda anayasal bir hak olan mahkeme kararlarının gerekçeli olması, gerekçenin kararla çelişmemesi gerektiği anlamına da gelir. Aksi takdirde gerçek anlamda bir gerekçenin varlığından söz edilemez.
Somut olayda mahkemece yukarıda bahsedilen şekilde gerekçe ile karar arasında çelişki yaratılmış olup, bu durum tarafların HMK"nın emredici 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını zedelediği gibi hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde kurulmasını öngören HMK m.197/2 hükmüne de aykırılık teşkil etmektedir.
Hükmün gerekçesiyle çelişkili olması mutlak temyiz sebeplerinden olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.