Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5953
Karar No: 2019/3093
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/5953 Esas 2019/3093 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/5953 E.  ,  2019/3093 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVALILAR :
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı üniversite kampüsünde değişen alt işverenler ve son olarak da davalı şirket nezdinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, emekliliği sebebiyle işten ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalılar Cevabının Özeti
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazında bulunduklarını, davacının en son ... Şti.’de çalıştığını, ihale makamı olarak sorumluluklarının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı.... Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işçinin gerçek işvereni olmadığından kıdem tazminatı alacağından sorumlu olmadıklarını, davalı kurum ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, 6552 sayılı yasa gereğince davalı kurumun sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararın Özeti
    Mahkemece, toplanan delillere göre davalılar arsında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz
    Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı Kanun"un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur. İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
    Somut olayda; davacı işçi, davalı üniversitede değişen alt işverenler nezdinde çalışmıştır. Dosyada yer alan Hizmet Döküm Cetvelinden ve İşe Giriş Bildirgelerinden davacının 01.04.2013-31.03.2014 tarihleri arasında davalı On Özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti.’de çalıştığı, son olarak da 01.04.2014-24.04.2014 tarihleri arasında 1085907 sicil numaralı dava dışı Tüm-Pa Tem. ve Sos. Hiz. İnş.Tur. Tic. Paz.Ltd. Şti.’de çalıştığı görülmektedir. Bu nedenle davalı On özel Güvenlik Hizmetleri Ldt. Şti.’nin, kıdem tazminatından sadece kendi çalışma dönemi ve devir tarihindeki ücret seviyesi ile sorumlu olacağı açıktır. Mahkemece davalı şirketin son alt işveren olduğunun kabulü ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağının tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasındaki bir başka uyuşmazlık konusu ise kıdem tazminatı faiz başlangıcının hangi tarihten itibaren başlatılacağına ilişkindir.
    4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı Kanunun 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
    Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.
    Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için de faiz başlangıcı olmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda ise faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin başladığı tarihtir.
    Somut olayda davacı işçi işyerinden, emeklilik nedeni ile haklı fesih gerekçesiyle ayrıldığını iddia etmektedir. Davacı, özlük dosyasında yer alan ve Tüm-Pa Tem. Ltd. Şti.’ne hitaben yazılmış 24.04.2014 tarihli dilekçede, emeklilik sebebi ile iş akdini feshettiğini beyan etmiştir. Ancak davacının tahsis için kuruma başvuruda bulunup bulunmadığı, bu bağlamda yaşlılık aylığı bağlanması veya prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık hizmet süresi nazara alındığında emekli olamaya hak kazandığına ilişkin kurum yazısının işverene tebliğ edilip edilmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu nedenle tahsis yazısının işverene bildirildiği tarih tespit edilerek kıdem tazminatı için sözü edilen tarihten itibaren, aksi halde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek gerekli araştırma ve inceleme yapılmaksızın akdin feshi tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi