Esas No: 2021/28425
Karar No: 2022/6643
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/28425 Esas 2022/6643 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edilmiştir. Suç 5607 sayılı Yasanın ihlali olarak belirlenmiş ve hükümlülük ve müsadere cezası verilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 6455 sayılı Yasaya göre belirlenen temel cezadan sonra, bu ceza yarıya kadar veya üçte birine kadar indirilebileceği halde, mahkeme tarafından karma uygulama yapılarak asgari hadden ayrılarak fazla ceza tayin edilmiştir. Ayrıca, diğer hukuki meseleler de tespit edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri şöyle belirtilmiştir: 5607 sayılı Yasaya eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenleme, 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesinde temel ceza belirlenirken dikkate alınması gereken unsurlar, TCK'nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bendleri, TCK’nun 50. maddesi, TCK’nun 53/1-c bendi, TCK’nun 54/4.maddesi ve 5271 sayılı CMK.nun 324. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesi ile değişik 5607 sayılı Yasada hüküm altına alınması nedeniyle ancak anılan Yasa uyarınca belirlenecek temel cezaya tatbik edilebileceği gözetilmeden, suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasaya göre belirlenen temel cezadan sonra uygulanması suretiyle karma uygulama yapılması,
Kabule göre de,
1-5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurlarının dikkate alınması gerekmekte olup dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında fiili, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde alt sınırdan uzaklaşarak teşdit uygulanmasını gerektirmediği halde hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde sanık hakkında cezaya hükmolunurken asgari hadden ayrılarak fazla ceza tayini,
2-Suç tarihi itibariyle dava konusu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değeri pek hafif olduğu halde mahkemece hafif kabul edilerek yazılı şekilde fazla ceza tayini,
3-5237 sayılı TCK’nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması koşulu ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması hükmü getirilmiş olmakla, objektif koşullar bakımından hapis cezasının ertelenmesi müessesesine engel hali bulunmayan sanık hakkında subjektif değerlendirme yapılmaksızın, koşulları oluşmadığı gerekçesiyle TCK’nun 51.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Sanığın lehine olan hususların değerlendirilmesi talebinin, TCK'nun 50. maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, CMK'nun 230/1-d maddesi uyarınca, kanuni dayanakları da gösterilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması,
5-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında verilen hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK’nun 53/1-c bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu dışında kalan kişiler bakımından hükmolunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1.maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4.maddesi uyarınca müsaderesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi
7-Katılan kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
8-Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK.nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği, ancak mahkemece kısa kararda ''Gerekçeli kararda ayrıntıları açıklanan yargılama giderlerinin sanıktan alınarak hazineye gelir kaydına,'' denilerek, yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan, bilahare gerekçeli kararda belirtilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.