19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3901 Karar No: 2018/6740 Karar Tarihi: 19.12.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3901 Esas 2018/6740 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar aleyhine mazot satışından kaynaklı alacak tahsili için icra takibi başlatan davacı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazların iptalini ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, takip talebindeki asıl alacak tutarının 147.239,47 TL, dava değerinin 88.000 TL olduğunu, davacı alacaklının davalı borçluların itirazlarını 77.545,95 TL için kabul ettiğini ve davalıların verdikleri teminat bonosunu ispatlayamadıklarını belirterek davanın bu miktar yönünden kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak mahkeme, davalıların ödeme savunması üzerinde durulmadığı, hesap bilirkişisinden rapor alınmadığı, dava konusu alacağın temlik edilmesine rağmen kararda temlik eden davacının isminin geçirilmediği ve dosya kapsamı ile bağdaşmayan şekilde hüküm tesisi edildiği gerekçeleriyle hükmü bozmuştur. Kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2017/3901 E. , 2018/6740 K.
"İçtihat Metni"
19. HUKUK DAİRESİ YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün temlik alan davacı ... ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Temlik eden davacı vekili, davacı tarafından borçlu davalılar aleyhine mazot satışından kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazların iptalini, alacağın %40 ‘ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacıya, alınan mazot bedeli için teminat bonosu verdiklerini, davacının bonoyu icra kanalıyla tahsil ettiğini, davacının sunduğu veresiye fişlerindeki bir kısım imzaların davalılara ait olmadığını, imzası davalılara ait olan veresiye satış fişlerinin bedelinin de ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, takip talebindeki asıl alacak tutarının 147.239,47 TL olduğu, dava değerinin 88.000 TL olarak gösterildiği, davacı alacaklının davalı borçluların itirazlarını 77.545,95 TL için kabul ettiği, davalılar alışverişten kaynaklanan borçları için teminat bonosu verdiklerini iddia etmiş iseler de bunu ispatlayamadıkları, davalıların ... İcra Müdürlüğünün 2008/2160 esas sayılı takip dosyası ile yapılan takipte borcun 18634,11 TL"lik kısmını kabul ettikleri gerekçesiyle davanın bu miktar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm temlik alan davacı ... ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali davasıdır. Mahkemece veresiye satış fişleri üzerinde imza incelemesi yapılmış ise de davalı tarafın ödeme savunması üzerinde durulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacının belgelerle dayandırdığı teslime konu mal değeri ile ona ilişkin davalı ödemelerini tespit etmek amacıyla hesap bilirkişisinden Yargıtay denetimine elverişli rapor aldıktan sonra uygun sonuç dairesinde karar vermekten ibaret olmalıdır. Ayrıca yargılama esnasında dava konusu alacağın ...’ya temlik edilmesine rağmen karar başlığında ...’nın gösterilmediği temlik eden davacı ... hüküm başlığında gösterildiği saptanmıştır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin ve davalıların icra takip dosyasında bir kabulleri varmış gibi dosya kapsamı ile bağdaşmayan şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden temlik alan davacı ... ve davalılara iadesine, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.