Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/4598
Karar No: 2021/1276
Karar Tarihi: 22.03.2021

Danıştay 10. Daire 2020/4598 Esas 2021/1276 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4598
Karar No : 2021/1276

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
2- … Valiliği
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- (Müteveffa) … Adına Mirasçıları





VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davacılardan …'in davalı idarelerin hizmet kusuru sonucunda malul olduğundan bahisle davacı … için 403.865,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 569.463,83 TL) maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı (davanın devamı sırasında hayatını kaybeden) baba … için 20.000,00 TL, anne … için 20.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla; davanın reddine, Mesut Sis için istenilen manevi tazminat yönünden davadan feragat edildiğinden bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına yolundaki kararın Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 15/05/2014 tarih ve E:2013/11069, K:2014/3722 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, olaya yönelik olarak Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda, analjezik ve penisiline karşı allerjisi olan kişinin 01/10/2009 tarihinde Tokat Devlet Hastanesinde nöbetçi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. … tarafından yapılan muayenesi sonucunda akut farenjit tanısıyla intramusküler Dikloron ampul enjeksiyonu yapılmasından sonra anafilaktik reaksiyon geliştiği, yoğun bakım ünitesinde yaklaşık 1.5 ay süren tedavisinden sonra taburcu edildiğinin anlaşıldığı, intramusküler ve intravenöz enjeksiyonlar yapılmadan önce, yapılması planlanan ilaca karşı alerjilerinin bulunup bulunmadığı yönünde gerek kişiye, gerekse yakınlarına sorularak ayrıntılı bilgi alınmasının gerektiği, dosyada kişiden, enjeksiyon yapılmadan önce ayrıntılı anamnez alındığına dair herhangi bir belge bulunmadığı, dolayısıyla alerji yönünde herhangi bir sorgulama yapmayan Dr. …'un bu eyleminde özen eksikliği olduğu, kişideki alerjik durumun enjeksiyonun yapılmasından sonra öğrenilmesi durumunda, enjeksiyon yapıldıktan hemen sonra, herhangi bir fiziksel bulgu olmasa bile, alerjisi olduğu bilinen kişiye öncelikle damar yolu açılması ve en az 6 saat süreyle gözlem altında tutulması gerektiği, dosya tetkikinde kişinin müşahade altına alınarak takip edildiğine dair herhangi bir bilgi ve tıbbi belge bulunmadığı cihetle, ilgili hekimin bu yönden uygulamasının tıp biliminin genel kabul görüş ilke ve kurallarına uygun olmadığı, sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığıyla yerine getiren sağlık kuruluşuna herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği yönünde görüş bildirildiği, bu haliyle sağlık hizmetinin sunulmasında kamu görevlisinin kusurlu eylemi nedeniyle davalı idarelerin görev kusuru niteliğinde hizmet kusurunun bulunduğu ve meydana gelen zararla idarenin eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu, davacılardan …'in olay nedeniyle meydana gelen tüm vücut fonksiyon kaybı (maluliyet) oranının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca hazırlanan 03/04/2019 tarih ve 5696 sayılı raporda, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %40,00 olduğu, kişinin dava konusu yaralanma nedeniyle iyileşme (iş göremezlik / iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içerisinde 6 (altı) ay süreyle başka birisinin yardımına gereksinim duyabileceğinin belirtildiği, bunun üzerine maddi zarar miktarının tespiti bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 27/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …'in olay nedeniyle 18 ay süreyle geçici iş göremezlik halinde kaldığı dönem için 10.583,46 TL geçici iş göremezlik zararı, %40 oranında maluliyetinin bulunması nedeniyle 554.614,37 TL sürekli iş göremezlik (işgücü kaybı) zararı ve 6 ay süreyle başkasının yardımına gereksinim duyabileceğinin tespit edilmesiyle 6 aylık bakıcı gideri olarak 4.266,00 TL zarar olmak üzere davacının toplam 569.463,83 TL, bakıcı gideri hariç toplam 565.197,83 TL zararının hesaplandığı, bilirkişi tarafından hesaplanmış olan ve davacı tarafından miktar artırım dilekçesiyle artırılan toplam 569.463,83 TL maddi tazminatın davalı idarelerce davacı …'e ödenmesi gerektiği, adı geçenin meydana gelen olay nedeniyle uzun süre yoğun bakımda kalmış olması, hayati tehlike yaşaması ve aynı zamanda olayın etkisiyle sürekli işgücü kaybına uğramış olması birlikte değerlendirildiğinde bu durumların etkisiyle davacıların duymuş oldukları ruhi ve bedeni elem ve acının kısmen de olsa giderilmesi bakımından olaydaki kusur durumu dikkate alınarak takdiren davacı … için 50.000,00 TL ve anne … için 20.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesi, baba …'in dava açıldıktan (dolayısıyla müteveffa tarafından manevi tazminat istemi ileri sürüldükten) sonra dava devam ederken vefat ettiği, ancak mirasçılarının davaya devam ettiği görülmekle, müteveffa … için istenen 20.000,00 TL manevi tazminatın kabulüyle bu miktarın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacının mirasçıları olan anılan davacılara ödenmesi gerektiği, davanın ilk inceleme aşamasında sunulan 06/04/2011 tarihli dilekçe ile davacılardan … için talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminat isteminden vazgeçildiği yönünde beyanda bulunulduğu, 23/05/2011 tarihli dilekçe ile de … için istenen manevi tazminat yönünden davadan feragat edildiği görüldüğünden, davanın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle kısmen davanın kabulüne, kısmen feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden ise, olayda ağır hizmet kusurunun bulunmadığı, davacıların enjeksiyon öncesinde alerjiye yönelik uyarı yapmadığı, enjeksiyondan sonra bu durumun söylendiği, ancak müşahadede beklenmeden hastaneyi terk ettikleri, tıbbi muayene ve müdahalelerin eksiksiz ve gecikmeksizin yerine getirildiği, daha donanımlı sağlık kuruluşuna sevk için gerekli işlemlerin yapıldığı, ilgili doktor hakkında açılan ceza davasında verilen beraat kararının kesinleştiği, tazminat miktarının yanlış hesaplandığı, miktardan indirim yapılmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğu, miktar artırım harcı yatırılmadığından buna yönelik dilekçenin kabul edilemeyeceği, feragat edilen kısım nedeniyle davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davalı idareler harçtan muaf olduğu halde aleyhine yargı harcına hükmedildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacılardan Yeşim Sis'in 01/10/2009 tarihinde karın ağrısı şikayetiyle Tokat Devlet Hastanesine başvurduğu, burada nöbetçi aile hekimliği uzmanı Dr. … tarafından yapılan muayenesinin ardından enjeksiyon uygulandığı, hastaneden ayrıldıktan sonra meydana gelen analjezik alerjisine bağlı solunum sıkıntısı nedeniyle tekrar Tokat Devlet Hastanesi acil servisine kaldırıldığı, solunumu durması üzerine entübe edilerek yoğun bakıma alındığı, adı geçen davacının anılan hastane ile Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yapılan tedavileri sonrasında taburcu edildiği, davacılar tarafından, …'i muayene eden doktora ağrı kesicilere duyarlı olduğuna ilişkin raporun gösterilmesine rağmen adı geçene ağrı kesici iğne yapılması sonucunda komaya girdiği ve %67 oranında sakat kaldığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacılar tarafından, yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle davacılardan …'in komaya girdiği ve %67 oranında sakat kaldığı iddialarıyla davalı idareler aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarelerin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla; davalı idare tarafından, temyiz aşamasında, davanın Dr. …'a ihbar edilmesinin talep edildiği, yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken Dr. … ile birlikte dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin re'sen tespit edilerek davanın ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi