5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/11220 Karar No: 2019/5775 Karar Tarihi: 28.05.2019
Zincirleme tefecilik - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/11220 Esas 2019/5775 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2015/11220 E. , 2019/5775 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi KATILANLAR : Hazine, ... SUÇ : Zincirleme tefecilik, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz talebinde bulunulması halinde, inceleme mercinin Yargıtayın ilgili dairesi olduğu, bu itibarla mahkemece 30/07/2015 tarihli ve 2013/165 Esas, 2015/461 sayılı Karar ile verilen eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilip kaldırılmasına ve yoklukta verilen hükümlerin dosya kapsamında vekaleti bulunan sanık müdafine tebliğ edilmesi gerekirken, sanığın bilinen son adresine tebliğ edildiği anlaşılmakla; tebligatın 7201 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince hukuken geçersiz olduğu gözetilerek, öğrenme üzerine yapılan eski hale getirme isteminin yerinde ve temyizin süresinde olduğunun kabulüyle işin esasının incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanığın, katılan ..."ya ilk olarak 2002 yılında faiz karşılığı borç para verdiği ve ikinci kez ödünç para verme tarihinin ise 2008 yılı Ekim ayı olduğu, tefecilik suçunun 765 sayılı TCK"nın yürürlükte olduğu dönemde, YCGK"nın 03/07/1995 tarihli ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun ivaz karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için ivazın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı,
5237 sayılı Yasa ile getirilen yeni düzenlemenin suçun unsurları bakımından sanık aleyhine olması karşısında, 01 Haziran 2005 tarihi öncesi ve sonrasındaki eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu görülmekte ise de bu hususun gözetilmemesi, sanığın 01 Haziran 2005 tarihi sonrası birden çok kişiye faiz karşılığı ödünç para verdiği iddia ve kabul edilen somut olayda temel cezanın ve TCK"nın 43/1. maddesine göre yapılan artırımın alt sınırdan belirlenmesi de nazara alınarak sonuca etkili görülmemiş, TCK"nın 241. maddesi uyarınca hapis cezası yanında ayrıca adli para cezasına hükmedilmemesi de aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuştur. Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen hususlar dışında usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA 28/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.