13. Hukuk Dairesi 2018/3417 E. , 2019/9470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı karşı davalı, davacı kuruma bağlı ... Bölge Müdürlüğü ve bağlı yurt müdürlüklerine 8 adet jeneratör alımı işi ihalesinin davalı uhdesinde kaldığını, sözleşmenin anahtar teslimi yapıldığını, sözleşmede belirtilen süre içinde davalının edimini yerine getirmediğini, bu nedenle 1.188.853,00 TL ceza uygulanarak hak ediş bedeli olan 289.012,14 TL mahsup edildikten sonra kalan kalan 899.840,86 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek 899.849,86 TL nin 14.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı karşı davacı, sözleşmede belirtilen tüm edimlerini sözleşmedeki şartlar ve süreler içinde yerine getirdiğini, davacının iddialarının soyut olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş; karşı dava yönünden ise 17.08.2012 tarihlif fatura nedeniyle davalıdan 323.672,17 TL alacaklı olduğunu, bu miktara yönelik olarak ... 30. İcra Müdürlüğünün 2013/66409 sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, takas ve mahsup def"ini ileri sürdüklerini belirterek, 323.672,17 TL"nin davalıdan tahsiline yönelik yapılan icra takibine davalının itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile; davacı-karşı davalı kurumun aleyhine başlatılan ... 30. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6640 takip sayılı dosyasında yapılan itirazın 265.462,77 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davacı karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı ...K"nun 297 maddesinde; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Somut olayda mahkemece davacı karşı davalının, gecikme cezasına ilişkin alacağının 58.209,40 TL olduğu kabul edilerek anılan miktarın davalı karşı davacının alacağından mahsubuna karar verilmiş ise de kısa kararda asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı karşı davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.