Esas No: 2021/5679
Karar No: 2022/3043
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5679 Esas 2022/3043 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/5679 E. , 2022/3043 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hükme karşı, asıl davacılar vekili ile davalılar Hazine ve Tarım ve Orman Bakanlığı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden ... ve müşterekleri vekili Av. ..., ... ve müşterekleri vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek: dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve arkadaşları vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili ... ilçesi ... Mahallesinde bulunan 791, 792, 793, 794, 796, 797, 798, 800, 801, 802, 1072, 1074, 1075 parsel sayılı taşınmazların müvekkilleri olan davacılara ait olduğu şerhi ile 2/B kapsamında orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edildiğini, bunlardan 1072 parselin Tarım Bakanlığına (Ziraat Vekaletine) tahsis edildiğini, 1074 ve 1075 parsellerin ise 799 parselin ifrazından oluştuğunu, 801 nolu parsel üzerindeki binanın da ...’a ait iken ...’e satıldığını, parsellerin tamamının tapunun cilt: 43, sahife: 30, sıra: 102 numarasında ... ... adına kayıtlı iken adı geçenin mirasçıları tarafından müvekkillerinin ortağı olduğu S.S. ... Dağ Evleri Kooperatifine noterlik sözleşmesi ile satılarak bedelinin ödendiğini ve zilyetliğinin teslim edildiğini, 1998 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda bu alanların ayrı ayrı ölçülerek yukarıda belirtilen parsel numaraları verilmek suretiyle davacıların kullanıcı olarak belirtilip Hazine adına tescil edildiğini, 1074, 1075, 1072 parsellerin ortak alan olduğunu ve tapu kaydında kullanıcı olarak 11 kişinin ismi bulunduğunu, 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesi ile tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların önceki maliklerine veya akdi haleflerine bedelsiz olarak iade edilmesi gerektiği halde davalının bu hakkı tanımadığını öne sürerek, söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek; 791 nolu parselin ..., 792 nolu parselin ..., 793 nolu parselin ..., 794 nolu parselin ..., 800 nolu parselin ..., 796 ve 1075 nolu parsellerin ..., 797 nolu parselin ..., 798 nolu parselin ..., 802 nolu parselin ..., 801 nolu parselin ... adlarına, 1072, 1074 ve 1075 nolu parsellerin ise her müvekkile 1/11 pay halinde tüm davacılar adına tesciline, davacıların bedeli iadeye mecbur edilmesi halinde davacılardan tahsil edilecek bedellerin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte geri alınıp davacılara ödenmesi yönündeki hak ve taleplerinin saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 1- Asıl davada ıslah talebi gözönüne alınarak;
A- ... ... 798 parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 112.450,77 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile bu davacıya verilmesine,
B- ... ... 800 parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 148.602,25 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile bu davacıya verilmesine,
C- ... ... 794 parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 277.086,99 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile bu davacıya verilmesine,
D- ... ... 797 parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 103.389,15 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile bu davacıya verilmesine,
E- ... ... 796 ve 1075 parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 252.103,98 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsili ile bu davacıya verilmesine,
F- ... ... 802 parselin Hazine adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ... adına tesciline,
G- ... ... 792 parselin Hazine adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak asli müdahil ... adına tesciline,
H- ... ... 793 parselin Hazine adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak asli müdahil ... adına tesciline,
I- ... ... 801 parselin 6292 sayılı Kanun gereği bedelsiz olarak ...'a devredilmesi gerektiği ancak bu şahıs tarafından Hazineden bedeli mukabili satın alınıp ...'e devir edildiği ve ondan da 3. bir şahıs adına tapuda işlem gördüğü, bu parsel yönünden Hazineye ödenmiş bedelin iadesi istendiğinden ödenmiş olan 171.195,44 TL'nin ödeme tarihinden itibaren Hazineden yasal faizi ile tahsili ile davacı ...'e ödenmesine,
İ-Asıl ve birleşen davada ortak talep olan ... 1072 ve 1074 parsellerin Hazine adına olan tapusunun iptali ile 1/11'er pay olarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve 1/33'er pay olarak ..., ..., ... adlarına 6292 sayılı Kanun gereği bedelsiz olarak tesciline,
2- Birleşen davada ıslah dilekçesi gözönüne alınarak;
A- ... ... 795 nolu parselin 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ..., ..., ... adına 1/3'er oranda tesciline, Hazineden satın alma yoluyla mevcut halde adına tescil bulunduğundan tescil bedeli olarak ödenen 160.765,00 TL'nin tahsil edildiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalı hazineden tahsili ile bu davacılara verilmesine,
B- ... ... 1076 nolu parselin Hazine adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak davacı ..., ..., ... adına 1/3'er oranda tesciline,
3- Asıl davada ıslah dilekçesinde dava dilekçesine ek olarak istenen kısımla ilgili bedelin ödenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hükmün, davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile HMK' nin 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca ... ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/371 Esas, 2019/164 Karar sayılı kararın kaldırılmasına, asıl dosyada davacıların ve asli müdahillerin, ... aleyhine açtıkları davanın husumet yokluğundan, Hazineye yönelik açtıkları davanın esastan reddine; birleşen dosyada, davacıların, ... aleyhine açtıkları davanın husumet yokluğundan, Hazineye yönelik açtıkları davanın esastan reddine karar verilmiş ve ... bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar" başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve İdarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde İdareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre; 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, idareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, idarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi, onun yerine, rayiç bedelini ödeyebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmaz verebileceği, hatta idarenin kanunda belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği anlaşılmaktadır.
Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
Somut olayda davacılar, asıl ve birleşen dosyada dava konusu 791, 792, 793, 794, 796, 797, 798, 800, 801, 802, 1072, 1074, 1075,1076 parsel sayılı taşınmazların murislerine ait tapu kaydı kapsamında kaldığını, taşınmazların 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesine dayanmak suretiyle, taşınmazın Hazine adına olan tapusunun iptal edilmesini ve adlarına tapuya tescilini, bedel ödemeye mecbur edilmeleri halinde tahsil edilecek bedelin ödeme tarihinden faizi ile birlikte kendilerine ödenmesini talep etmişler; yargılama sırasında verdikleri ıslah dilekçesiyle, satışı yapılan parseller bakımından davalarını bedelin iadesi davası olarak ıslah etmişlerdir. Asli müdahiller ise, taşınmazların bir kısmını davacılardan satın aldıklarından bahisle, akdi halef olarak taşınmazların 6292 sayılı Kanun uyarınca adlarına tescilini talep etmişlerdir. Dolayısıyla, eldeki tapu iptali ve tescil davasının hukuki dayanağı ve sebebi 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacılar, dava öncesinde bu istemle idareye başvurduklarını, bir kısım taşınmazların kullanıcısı olduklarından bedeli karşılığında satıldığını, ancak taşınmazların bedelsiz iadesi gerektiğini belirterek, ödedikleri bedelin faizi ile birlikte iadesini talep etmektedirler.
Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacıların eldeki davadaki talepleri ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde, dava konusu taşınmazların 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurulup başvurulmadığı hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapunun 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadığı, tapu kaydı belirtilen nitelikleri taşısa bile, taşınmazların bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadıkları, taşınmazların yerine rayiç bedellerinin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin, birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacılar, tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş iseler de, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, davacılar lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet hakkının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kaydı uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davanın kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki bir ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “ İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarih ve 2018/820 Esas, 2019/117 Karar ve 28.05.2020 tarihli ve 2020/56 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Bu itibarla; Mahkemece, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi ise de, bu husus, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK'nin 370/2-4. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi ve hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile HMK'nin 370/4. madde gereği temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2. ve 3. bendindeki “Hazineye yönelik davanın esastan reddine” ibarelerinin hükümden çıkartılarak yerlerine; “HMK'nin 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle, aynı Kanun'un 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine” ibarelerinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK'nin 370/2 maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.815,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.