Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14075
Karar No: 2013/665
Karar Tarihi: 18.01.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/14075 Esas 2013/665 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/14075 E.  ,  2013/665 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, davalı adına tespit edilen 114 ada 17 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 200 m2 kısmının tapusunun iptali ve yol olarak terkini, olmadığı takdirde ise 114 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinden Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davacılar vekili, 26.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 114 ada 13 ve 115 ada 38 parsel sayılı taşınmazların 03.04.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların tapusunun iptalini ve yol olarak terkinini olmadığı takdirde ise 114 ada 13 ve 115 ada 38 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini istemiş ve davayı ..., ve ..."a yöneltmiştir.
    Mahkemece, davada husumetin yanlış kişiye yöneltildiği, yapılan ıslahın da uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Davacılar tarafından terditli olarak geçit hakkı kurulması istendiğine göre mahkemece geçit hakkı kurulması istemine yönelik yapılan araştırma ve incelemeler yeterli bulunmamıştır.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının
    davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut uyuşmazlıkta; dava konusu taşınmazlar lehine geçit hakkı kurulmasını isteyen davacılar ... ve ... arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Davacılar tarafından kendilerine ait taşınmazlar yararına ayrı ayrı geçit kurulması talebiyle dava açılması imkanı mevcut iken, bu taşınmaz malikleri birlikte dava açmışlardır. Davacılar ayrı ayrı parsellerin malikidir. Her birinin hakkını ayrı ayrı açacakları davadaki hasımlarına karşı ileri sürme olanağı bulunmaktadır. Bu nedenle, zorunlu dava arkadaşı olmayan davacılar tarafından açılan eldeki davada, yargılama iyi bir şekilde yürütülmemiştir. Açtıkları davanın bu şekilde görülmesi halinde arazinin durumu, lehine geçit kurulması istenen parsel sayısı itibari ile kargaşa yaratacağından öncelikle her iki davanın ayrı ayrı görülmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun 167.maddesine göre mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış ya da sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceğinden mahkemece yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini teminen zorunlu dava arkadaşı olmayan davacıların açtıkları davanın ayrılmasına karar verilmesi gerekirken, açılan davanın birlikte görülmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; lehine geçit hakkı kurulması istenen bir kısım parseller yola cepheli olup nispi geçit ihtiyacı içindedir. Bu parseller yönünden ulaşıma elverişli mevcut kadastrol yolun dar olan kısımlarının ilgili parsellerden 2,5-3 m genişliğe ulaşabilecek şekilde genişletilmesi şeklinde taleplerin karşılanması gerekir. Yola cephesi bulunmayan parseller yönünden ise, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak bu parsellerin geçit ihtiyacını karşılamak üzere geçit kurulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma ilamının niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi