Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/16807
Karar No: 2022/3042
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16807 Esas 2022/3042 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/16807 E.  ,  2022/3042 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı ... İdaresinin davasının kısmen kabulüne, müdahil davacıların davasının reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve arkadaşları, ... ... ve arkadaşları ve Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. Vekilleri tarafından, duruşmasız olarak Orman Genel Müdürlüğü vekili, ... Turizm ve Ticaret A.Ş vekili, Hazine vekili ve ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden ... Turizm A.Ş vekili Av. ..., ... ve müşterekleri vekili Av...., ... ... ve müşterekleri vekili Av...., Gayrimenkul Değerler Tic. A.Ş vekili Av...., ... vd. vekili Av.... ve ... Orman İşletmeleri Müdürlüğü vekili Av.... ile karşı taraftan temyiz eden Hazine vekili Av.Melahat Alaftan katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay(Kapatılan) 20.Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Dava konusu taşınmaz orman sayılmayan yerlerden olduğundan davacı ... İdaresinin temyiz itirazlarının reddinin gerektiği; davalı ... ..., Hazine, davacı ... ve arkadaşları ile davacı ... ve arkadaşları ve katılan ... ve Ticaret A.Ş.'nin temyiz itirazları bakımından ise, 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin yürürlükten kaldırılmadığı, ... Hanım’ın, tapu maliki ... ...’nin kızı ve mirasçısı olduğu, dolayısıyla tapu kayıtlarının davacılar adına tapuda yapılan intikallerinin yasal olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereğince parselin niteliğinin ve malikinin re’sen belirlenmesinin gerektiği açıklanarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye ilişkin en eski tarihli idari sınırlara ait harita ve diğer belgelerin getirtilmesi, ... Valide Sultan Vakfiyesine ilişkin temessük kayıtları ile ... Çiftliği Mart 1290 tarih 18, ... (...) Çiftliği Mart 1290 tarih 19 ve ... ... ... Çiftliği Mart 1290 tarih 20 sayılı tapu kayıtlarının tüm tedavül kayıtlarının ve revizyon gördüğü kadastro parsellerinin, söz konusu tapu kayıtlarının uygulandığı derdest ve kesinleşmiş dava dosyalarının getirtilmesi, yapılacak keşif ile dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanması, uygulama sırasında, tutunulan ... ... ... Çiftliği, ... Çiftliği ve ... Çiftliği tapularında ..., ... ve ... sınırlarının ortak sınır, ... (...), ... (İçmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanun’un 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ... Çiftliğine ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uygulandığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, ... ... ... Çiftliği tapusunun ... Köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uygulandığı da gözönünde bulundurularak, dayanılan çiftlik tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenmesi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmesi, tapu kayıtları sınırında yazılı ... sınırının tapu tesisinde ... Çiftliği olarak gösterilmesi nedeniyle “...”ün nokta halinde mevki ismi olmayıp, ..., ... ve ... ... çiftliklerinin batı sınırını oluşturan çiftlik arazisi olabileceği düşünülerek uygulama yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerin yöntemince giderilmesi, revizyon parselleri ile ... (...) ve ... (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilip, kayıtlar 3402 sayılı Kanun’un 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre sabit sınırla bağlantısı kesilmeksizin, bu sınırlardan başlanarak genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanların tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, ayrıca yapılacak keşif sırasında, katılan ... ve Ticaret A.Ş.'nin dayandığı 10.12.2003 tarihli ve 1 numaralı tapu kaydı ve tüm geldileri uygulanarak bu tescil tapusunun kapsadığı alanın çizilecek krokide gösterilmesi, anlatılan şekilde yapılacak uygulama ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazın, muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı ile kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığının belirlenmesi halinde, taşınmazın orman vasfı ile tesciline karar verilmesi; dava konusu taşınmazın orman tahdidi dışında ancak davacılar ... ve arkadaşlarının dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği, davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme iddiasında bulunan davacı ve davalı gerçek kişiler yararına hukukî değerini yitirip yitirmediğinin değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazların muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı ve orman tahdidi dışında kaldığı belirlendiği ya da tapu kaydı kapsamında kalmakla birlikte tapu kaydının, davalı yararına hukukî kıymetini kaybettiği kabul edildiği takdirde ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluşması nedeniyle davalı gerçek kişiler adına tesbit gibi tesciline karar verilmesi, tüm bunlardan başka, dava konusu taşınmazın hem davacılar ... ve arkadaşlarının dayandığı tapu kaydının hem de katılanın dayandığı tescil tapu kaydının kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde aynı yere uyan iki ayrı tapu kaydından hangisine değer verileceğinin tartışılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekili vasıtasıyla, davacılar ... ve müştereklerinin tapudan gelen bir kısım paylarını satın aldıklarını ileri sürerek, adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ... İdaresinin davasının kısmen kabulüne, diğer davacı ve müdahil davacıların davalarının reddine, ... ilçesi ... Köyü ... mevkiinde bulunan 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, taşınmazın 1. derece doğal sit alanında kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi, ..., ... ve arkadaşları, ... ... ve arkadaşları, Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş., ... Turizm ve Ticaret A.Ş. ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    1. Davacı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar ... ve arkadaşlarının, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, sınırlarını bildirdikleri taşınmazın murisin tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açtıkları ve dava konusu ... Köyü 177 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, dört tarafı ormanla çevrili ormaniçi açıklık konumunda olup, 6831 sayılı Kanun’un 17/2. maddesi uyarınca zilyetlikle kazanımının mümkün bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacılar ..., ... ve Fatma Örgel mirasçıları ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2. Davacı ... İdaresi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın müdahil davacı ... Tur A.Ş.’nin dayandığı 10.12.2003 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, bu tapu kaydının 13.05.1987 tarihli ve 4 numaralı kayıttan gelmekte olup Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/179 Esas, 1986/15 Karar sayılı tescil ilamıyla oluştuğu, söz konusu tescil ilamında Hazine ve Orman İdaresinin de taraf olmesi nedeniyle aleyhlerine kesin hüküm teşkil ettiği anlaşıldığından, davacı ... İdaresinin ve davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    3. Davacılar ... ... ve arkadaşları, ..., ...’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar ... ve arkadaşları tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde, ... mevkiinde kain 4000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/18 defter varak sayılı, sınırları “...”, “Kırvasilbeli”, “...” ve “... Çiftliği” olan, ... (.../.../...) mevkiinde kain 3000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/19 defter varak sayılı, sınırları “...”, “İnbükü”, “...”, “... Beli” ve “... Çiftliği” olan, ... ... ... Çiftliği mevkiinde kain 7000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/20 defter varak sayılı, sınırları “Kocaalan Dağı ve Balan Dağı”, ”...”, “...”, “...”, “...”, “...” ve “... Gediği” olan üç adet kök tapu kayıtları ile bu kayıtlardan gelme Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı ve Şubat 1962 tarih 1, 2 ve 3 numaraları tapu kayıtlarına dayanılarak açılan tescile itiraz ve el atmanın önlenmesi davası ile tapusuz taşınmazın tescili için açılan davaların birleştirildiği, müdahil ... Tur. A.Ş.’nin tescil ilamı ile oluşan tapu kaydına dayanarak davaya katıldığı ve bilahare dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle davanın Kadastro Mahkemesine aktarıldığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda belirtilen tapu kayıtlarına dayalı olarak ... ve arkadaşlarının, ..., ..., ... Köylerinde yapılan kadastro tespitlerine itiraz ederek çok sayıda dava açtıkları uzun yıllardır yargılamalarının sürdüğü, ... Köyü kadastro çalışma alanında kalan taşınmazlar hakkında Mahkemece davalılar/zilyetler lehine Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin lehlerine gerçekleştiği gerekçesiyle davaların reddine dair verilen kararların büyük çoğunluğunun Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, bir kısım davalarında Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin zilyetleri lehine gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacıların dayandıkları çiftlik tapularının uygulanması yönüyle araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, bu kararların temyiz incelemesi için Dairemizde bulunduğu ve başta Mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dosya olmak üzere diğer dosyaların temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 2021/11106, 5537, 5538, 5540 ve diğer esas sayılı ilamlarında özetle; “3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydına, ancak birbiriyle çakışan iki sabit hududun bulunması halinde bu hudutlardan başlanmak suretiyle miktarıyla kapsam tayin edilmesinin mümkün olduğu, Yargıtayın gayrimenkul davalarının incelemesinin yapıldığı (kapatılan) 7., 16. ve 17. Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulunun uygulamasının da bu yönde olduğu, davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebildiği, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, her ne kadar vergi kayıtlarının tam ve doğru bir şekilde keşif esnasında uygulaması yapılıp dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ise de; davacı çiftlik tapu maliklerinin 1936 yılında tek taraflı beyanına dayalı olarak düzenlenen tahrir vergi kayıtlarının zilyetlik iradesinin devam ettirildiğine dair karine sayılamayacağı, zira tahrir kayıtlarının düzenlendiği 1936 yılından kadastro tespitlerinin yapıldığı 2007 yılına kadar aynı Kanun’un 20/C maddesi gereğince tapu maliklerince çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olmadığı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde hem 1970 yılında hem de 2007 yılında yapılan kısmi kadastro çalışmalarında tapu malikleri adına tapuya dayalı olarak tespit görüp kesinleşen ya da yine tapu kaydına dayalı olarak tapu malikleri adına hükmen kesinleşen bir taşınmazın mevcut olmadığı, bu haliyle tapu kayıtlarına miktarıyla kapsam tayinin mümkün bulunmadığı, ortada sabit sayılabilecek tek bir sınır bile olmadığından, bunun aksine olarak her ne şekilde olursa olsun tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışılması halinde subjektif bir uygulamaya yol açılacağı, diğer bir anlatımla; davacı ... ve arkadaşlarının tutundukları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarına kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı açıklandıktan sonra, Mahkemece, ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazların miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davacı ... ve arkadaşlarının davalarının reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek, mahkeme kararlarının bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Eldeki dosya kapsamına gelince; davacılar...vereselerinin dayandığı miktarıyla geçerli bulunan çiftlik tapu kayıtlarının ... Köyünde bulunan taşınmazlar yönüyle kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı Dairemizin 2021 esasına kayıtlı dosyalarda yapılan temyiz incelemesiyle belirlenmiş bir gerçek olup, dava konusu 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ... Köyünde bulunduğu, davacıların dayandıkları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazın da ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebilen alanda kaldığı anlaşılmakta ise de, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, sabit bir sınırı bulunmadığından tapu kayıtlarına miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığı, bu haliyle ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli çiftlik tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacılar ... ... ve arkadaşları, ... ve ...’nin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    4. Müdahil davacı ... Tur. Tic. A.Ş.’nin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu 177 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (B), (C), (D) ile gösterilen kısımlarının kesinleşen orman tahdidine göre tahdit sınırları içerisinde kaldığı, halen eylemli orman olduğu, (A) ile gösterilen kısmının ise parselin 4 tarafının orman parseli ile çevrili olması nedeniyle orman içi açıklık olduğu, (A) kısmının çevresiyle ayırt edici unsurlarla bağlantısının kesilmediği, çevresinin sabit sınır yahut başka unsurlarla ayrılmadığı gibi tahdit içerisinde kalan (B), (C), (D) ile gösterilen kısımlarıyla beraber bütünlük arz ettiği, parselin özel mülkiyete konu olması halinde orman aleyhine genişleme olabileceği, mevcut durumda orman bütünlüğünü bozacağı ve yapılaşmaya, inşaata neden olacağı ve müdahil davacı ... ve Ticaret Anonim Şirketi'nin dayandığı tapu kaydına değer verilemeyeceği gerekçesiyle müdahil davacı ... Ve Ticaret Anonim Şirketi'nin davasının reddine karar verilmiş ise de, bu karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; müdahil davacı ... Ve Ticaret Anonim Şirketi'nin dayandığı ve adına satış sonucu tescil edilen 10.12.2003 tarihli ve 1 sıra numaralı tapu kaydının 13.05.1987 tarih 4 numaralı kayıttan geldiği, bu tapu kaydının Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/179 Esas, 1986/15 Karar sayılı tescil ilamıyla oluştuğu, Hazine ve Orman İdaresinin de taraf olması nedeniyle söz konusu tescil ilamının taraflar açısından kesin hüküm teşkil ettiği ve mahallinde yapılan uygulama ve düzenlenen raporlara göre dava konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, müdahil davacı ... ve Ticaret Anonim Şirketinin davasının kabulüne ve dava konusu taşınmazın adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle; davacı ... ve arkadaşları, davalı Hazine ve davacı ... İdaresi, davacı ... ... ve arkadaşları ile ... ve müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının reddine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, müdahil davacı ... Ve Ticaret A.Ş.’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi