Esas No: 2021/16889
Karar No: 2022/3040
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16889 Esas 2022/3040 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/16889 E. , 2022/3040 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davacı ... İdaresinin davasının kısmen kabulüne, müdahil davacı ...'ın davasının fen-harita bilirkişi raporu ile fen ek raporunda A1, B1 ve C harfleri ile gösterilen kısımlar yönünden kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davacı ... mirasçıları, ... ve arkadaşları, ... ile müdahil davacı ...Ş. vekilleri tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi ise ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü, temyiz eden ... ve müşterekleri vekili Av... Orman İşletmeleri Müdürlüğü vekili Av...., ... vd. vekili Av... ile Gayrimenkul Değerler Tic.A.Ş. vekili Av.... ile karşı taraftan ... vekili Av.... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “çekişmeli 108 ada 1 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (B1, A1 ve C) ile gösterilen toplam 1.311,15 yüzölçümündeki bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı gibi, kadastro tespitinde esas alınan tapu kaydının oluşumuna esas ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.1983 tarihli ve 1982/28-19 sayılı kararı tapu kaydı kapsamında kalan yerlerin orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin kesin hüküm oluşturduğundan davacı ... İdaresinin, 108 ada 1 sayılı parselin krokisinde (A2) ve (B2) ile gösterilen bölümlerinin ise kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığının belirlendiği, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanlarının tapu ya da zilyetlikle edinilemeyeceği gözetilerek davacılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının reddinin gerektiği; davacılar ..., ... ve arkadaşlarının, çekişmeli ... Köyü 108 ada 1 sayılı parselin krokisinde (A1, B1 ve C) ile gösterilen toplam 1.311,15 yüzölçümündeki bölümüne ilişkin temyiz itirazları bakımından, 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin yürürlükten kaldırılmadığı, somut olayda anılan kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılması gerektiği, Mahkemece, tapu kaydının çekişmeli parseli kapsamadığı bir an için kapsadığı kabul edilse bile, taşınmazın Medenî Kanun’un yürürlüğünden önce tapu malikleri dışındaki kişiler tarafından 10 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi nedeniyle, Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydına değer verilemeyeceği kabul edildiğine göre, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, başka bir anlatımla, dava konusu taşınmazın davacılara ait tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda yapılan uygulamanın yetersiz olması bir yana, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanun’un yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği konularındaki araştırmanın da hüküm kurmaya yeterli olmadığı açıklanarak, benzer nitelikte aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan davalar arasından bir kılavuz dosya seçilmesi, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye ilişkin en eski tarihli idari sınırlara ait harita ve diğer belgelerin getirtilmesi, ......Vakfiyesine ilişkin temessük kayıtları ile ... Çiftliği Mart 1290 tarih 18, ... (...) Çiftliği Mart 1290 tarih 19 ve ... ... ... Çiftliği Mart 1290 tarih 20 sayılı tapu kayıtlarının tüm tedavül kayıtlarının ve revizyon gördüğü kadastro parsellerinin, söz konusu tapu kayıtlarının uygulandığı derdest ve kesinleşmiş dava dosyalarının celp edilmesi, yapılacak keşifta dayanılan tapu kayıtlarının yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanması, uygulama sırasında, tutunulan ... ... ... Çiftliği, ... Çiftliği ve ... Çiftliği tapularında Mezar Gediği, ... ve ... sınırlarının ortak sınır, ... (...), Gölenya (İçmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanun’un 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, ... Çiftliğine ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uygulandığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, ... ... ... Çiftliği tapusunun ... Köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uygulandığı da gözönünde bulundurularak, dayanılan çiftlik tapu kayıtlarının yöntemince uygulanması; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenmesi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmesi, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerin yöntemince giderilmesi, revizyon parselleri ile ... (...) ve Gölenya (İçmeler) Köyleri (ya da Çiftlikleri) ile memleket haritasında ... Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilip, kayıtlar 3402 sayılı Kanun’un 20 ve 21. maddeleri hükmüne göre sabit sınırla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanların tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekili vasıtasıyla, davacılar ... ve müştereklerinin tapudan gelen bir kısım paylarını satın aldıklarını ileri sürerek, adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, fen-harita bilirkişi raporu ile fen bilirkişi ek raporunda (A2) ve (B2) ile gösterilen kısımlar yönünden Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 2012/11125 Esas, 2013/4268 Karar sayılı onama-bozma kararına göre bu kısımlar yönünden onama kararı verildiği, dolayısıyla bu kısımlara ilişkin hükmün kesinleştiği ve önceki hüküm gibi karar verilmesi gerektiğinden;
-Davacı ... İdaresinin A2 ve B2 ile gösterilen kısımlar yönünden davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine, ... Köyü 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda A2 ve B2 harfleri ile gösterilen ve Orman tahdidi içerisinde kalan kısımlarının tescil harici bırakılmasına,
-Müdahil davacı ... ... Toraman'ın davasının fen-harita bilirkişi raporu ile fen bilirkişi ek raporunda A1, B1 ve C harfleri ile gösterilen toplam 1.311,15 m²'lik kısım yönünden kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine, 1.311.15 m²'lik kısmının kadastro tespit tutanağındaki vasfıyla müdahil davacı ... ...adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi, ... mirasçıları, ... ve arkadaşları, ... ve müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Davacılar ... ve arkadaşları tarafından, Asliye Hukuk Mahkemesinde, ... mevkiinde kain 4000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/18 defter varak sayılı, sınırları “Mezar Gediği”, “Kırvasilbeli”, “...” ve “... Çiftliği” olan, ... (.../.../...) mevkiinde kain 3000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/19 defter varak sayılı, sınırları “Mezar Gediği”, “...”, “...”, “... Beli” ve “... Çiftliği” olan, ... ... ... Çiftliği mevkiinde kain 7000 dönüm yüzölçümlü Mart 1290 tarih 9/20 defter varak sayılı, sınırları “... Dağı ve ... Dağı”, ”...”, “...”, “Gökbel”, “Karadağ”, “Mezar Gediği” ve “... Gediği” olan üç adet kök tapu kayıtları ile bu kayıtlardan gelme Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı ve Şubat 1962 tarih 1, 2 ve 3 numaraları tapu kayıtlarına dayanılarak açılan tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davasının dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarıldıktan sonra davacı ... İdaresi tarafından açılan tespite itiraz davasıyla birleştirildiği ve bilahare müdahil ...’ın dava konusu taşınmazı malikinden satın aldığını ileri sürerek davaya katıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen tapu kayıtlarına dayalı olarak ... ve arkadaşlarının, ..., ..., Karaca Köylerinde yapılan kadastro tespitlerine itiraz ederek çok sayıda dava açtıkları uzun yıllardır yargılamalarının sürdüğü, ... Köyü kadastro çalışma alanında kalan taşınmazlar hakkında Mahkemece davalılar/zilyetler lehine Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin lehlerine gerçekleştiği gerekçesiyle davaların reddine dair verilen kararların büyük çoğunluğunun Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, bir kısım davalarında Arazi Kanunnamesinin 20 ve 78. maddelerinin zilyetleri lehine gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacıların dayandıkları çiftlik tapularının uygulanması yönüyle araştırma ve incelemeye dayalı olarak bozulduğu, bu kararların temyiz incelemesi için Dairemizde bulunduğu ve başta Mahkemenin kılavuz dosya olarak kabul ettiği 2014/26 Esas sayılı dosya olmak üzere diğer dosyaların temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 2021/11106, 5537, 5538, 5540 ve diğer esas sayılı ilamlarında özetle; “3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydına, ancak birbiriyle çakışan iki sabit hududun bulunması halinde bu hudutlardan başlanmak suretiyle miktarıyla kapsam tayin edilmesinin mümkün olduğu, Yargıtayın gayrimenkul davalarının incelemesinin yapıldığı (kapatılan) 7., 16. ve 17. Hukuk Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulunun uygulamasının da bu yönde olduğu, davacı ... ve arkadaşlarının dayandıkları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebildiği, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, her ne kadar vergi kayıtlarının tam ve doğru bir şekilde keşif esnasında uygulaması yapılıp dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmemiş ise de; davacı çiftlik tapu maliklerinin 1936 yılında tek taraflı beyanına dayalı olarak düzenlenen tahrir vergi kayıtlarının zilyetlik iradesinin devam ettirildiğine dair karine sayılamayacağı, zira tahrir kayıtlarının düzenlendiği 1936 yılından kadastro tespitlerinin yapıldığı 2007 yılına kadar aynı Kanun’un 20/C maddesi gereğince tapu maliklerince çekişmeli taşınmazlar üzerinde sürdürülen bir zilyetliğin olmadığı, çekişmeli taşınmazların bulunduğu ... Köyünde hem 1970 yılında hem de 2007 yılında yapılan kısmi kadastro çalışmalarında tapu malikleri adına tapuya dayalı olarak tespit görüp kesinleşen ya da yine tapu kaydına dayalı olarak tapu malikleri adına hükmen kesinleşen bir taşınmazın mevcut olmadığı, bu haliyle tapu kayıtlarına miktarıyla kapsam tayinin mümkün bulunmadığı, ortada sabit sayılabilecek tek bir sınır bile olmadığından, bunun aksine olarak her ne şekilde olursa olsun tapu kayıtlarına kapsam tayin edilmeye çalışılması halinde subjektif bir uygulamaya yol açılacağı, diğer bir anlatımla; davacı ... ve arkadaşlarının tutundukları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarına kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı açıklandıktan sonra, Mahkemece, ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazların miktarıyla geçerli tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davacı ... ve arkadaşlarının davalarının reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek, mahkeme kararlarının bozulduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki dosya kapsamına gelince; davacılar...vereselerinin dayandığı miktarıyla geçerli bulunan çiftlik tapu kayıtlarının ... Köyünde bulunan taşınmazlar yönüyle kapsam tayinin hukuken mümkün bulunmadığı Dairemizin 2021 Esasına kayıtlı dosyalarda yapılan temyiz incelemesiyle belirlenmiş bir gerçek olup, dava konusu ... Köyü 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... Köyünde bulunduğu, davacıların dayandıkları ... ve ... (.../.../...) mevkili tapu kayıtlarının sınırlarının tamamının gayri sabit hudutlu olup bu sınırların geniş alanları ifade ettikleri gibi, bu sınırlar arasında kullanılması mümkün olmayan deniz, dağ, dere, orman, ırmak, tepe gibi yerlerin bulunduğu, çekişmeli taşınmazın da ancak her biri geniş alan içeren sınırlarda hayali bir nokta alınmak suretiyle ve yine hayali düz çizgilerle sınırlarının birleştirilebilen alanda kaldığı anlaşılmakta ise de, bu hayali çizgilerle birleştirilen alanın tapu kayıtlarının miktarının 20 katından çok daha fazla bir alanı kapsadığı, sabit bir sınırı bulunmadığından tapu kayıtlarına miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesinin mümkün bulunmadığı, bu haliyle ... Köyü çalışma alanında tespiti yapılan ve dava konusu edilen taşınmazın miktarıyla geçerli çiftlik tapu kayıtlarının kapsamında kaldığının ispatlanamadığı, dava konusu taşınmazın (A2) ve (B2) ile gösterilen kısımlarının kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, asli müdahil ... adına tesciline karar verilen A1 - B1 - C harfli kısımların davalı ...’nin dayandığı tescil ilamı ile oluşan Kasım 1984 tarih 3 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı, taşınmazın satış sonucu asli müdahil ...’a geçtiği, tescil ilamında Hazine ve Orman İdaresinin de taraf olduğu, davacı ... İdaresi açısından tescil ilamının kesin hüküm teşkil ettiği belirlenerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... İdaresi, ... mirasçıları, ... ve arkadaşları ve ... ile müdahil Gayrimenkul Değerler Ticaret A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 59.30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 21.40 TL harcın temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.