Esas No: 2021/8918
Karar No: 2022/3024
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8918 Esas 2022/3024 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8918 E. , 2022/3024 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Orman Kadastro Müdürlüğü
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davalı ... vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Kadastro Mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde; ... Köyünde bulunan dava konusu 645 parseli davacının ... adlı kişiden tapuda satın aldığını, taşınmazın satın aldığı kişi tarafından yıllarca zilyet edildiğini, satın aldıktan sonra da davacının kullandığını ancak yapılan kadastro çalışmaları esnasında taşınmazın Hazine adına tespit gördüğünü , taşınmazın sınırlarının da yanlış tespit edildiğini, davacının fiilen kullandığı alan ile çakışmadığını açıklayarak, kadastro tespitinin iptalini, parselin davacı adına tescilini, parselin sınırlarının düzeltilerek davacının zilyetliğindeki alanla uygun hale getirilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 14.11.2015 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda A ve B ile gösterilen yerlerin bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde sınırları belirlenmek kaydıyla 645 parsel olarak davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiş, davacı ... 17.03.2014 tarihli dilekçesinde ise bu defa 645 parselin A, B ve C harfli bölümlerinin tapudaki miktar kadar tarıma elverişli, yol, su, elektrik, imkanı olan bölümlerinin tespit edilerek tarafına verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahil ... vekili, davanın reddini savunmuş ve taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Kadastro Mahkemesince; dava konusu yerin bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen tespiti istenen taşınmazın büyük kısmının orman olarak bırakılmış tespit harici arazi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya kesinleştirilerek Samandağı Asliye Hukuk Mahkemesinde 2000/679 Esas numarasını almış ve Mahkemece davacının dosyaya sunduğu tapu kaydının bilirkişi raporunda A, B ve C harflerinin tamamını kapsadığı, A harfli yerin ormanlık alanda kaldığı, B harfli yerin kayalık taşlık, ot ve çalılarla kaplı bulunduğu, B harfli yerin orman olarak kabulü gerektiği, dolayısıyla davacının bu kısımlara ilişkin davasının reddine, davacının ilk başta 645 parselin tapusunun tamamının iptalini talep etmişse de C harfli kısım için davasından vazgeçtiğinden bu kısma yönelik davasının da bu sebeple reddine karar verilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2006 tarihli ve 2006/16543 Esas, 2006/18103 Karar sayılı ilamı ile A ile gösterilen kısma ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu, 10 yıllık hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek orman sayılan yerlerden olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmişse de sonucu itibariyle red kararı doğru olduğundan kararın onanmasına, 645 parsel yönünden ise kararın kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı üzerine Mahkemece, 1983 tarihli tutanağın iptal edilip 05.12.1996 tarihinde yeniden düzenlendiği ve 18.12.1996-16.01.1997 tarihleri arasında askıya çıkartılmasının yasal olduğu ve davanın 15.01.1997 tarihinde askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesine açıldığı bu durumda davaya bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olacağı ve Kadastro Mahkemesinin 645 parsel hakkında daha önceden toplanan deliller ile tarafların göstereceği deliller toplanıp araştırma ve inceleme yaparak 645 parsel hakkında sicil oluşturacağı gerekçesi ile Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Anılan hükmün temyiz edilmeksizin 18.09.2012 tarihinde kesinleştirilmesi üzerine dosya, ... Kadastro Mahkemesinde 2013/48 Esas numarasını almış; Mahkemece fen bilirkişi raporunda B ve C harfleri ile gösterilen 6848 m² yüzölçümündeki 645 parsel nolu taşınmazın tamamının ... Köyünde 18.12.1996-16.01.1997 tarihinde ilan edilen ve itirazlar dışında 17.01.1997 tarihinde kesinleşen arazi kadastro çalışmalarında orman kadastro sınırları içerisinde kalması gerekçesi ile Maliye Hazinesi adına tespit gördüğü, ... Köyünde 26.05.1998 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmalarında orman sınırları dışarısında bırakıldığı, 645 parsel sayılı taşınmazın en eski tarihli memleket haritasında "üzerinde ibreli ağaç işareti olan ve orman içi boşluk olarak görülen açık alanda kaldığı”, dört tarafının orman olduğu, eylemli olarak orman sınırları içerisinde kaldığı, özel mülkiyete konu olmasının orman bütünlüğünü bozacağı, 6831 Sayılı Kanun'un 17. maddesi gereğince orman içi alan niteliğinde dolayısıyla 6831 sayılı Kanun'un 1. maddesi 1. fıkrası kapsamında orman sayılan yer vasfında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin vermiş olduğu bu karar da temyiz incelemesi sonunda Yargıtay tarafından bozulmuştur. Bozma ilamında özetle "Hükme dayanak yapılan üç orman bilirkişi , bir ziraat ve bir fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; 645 parselin kesinleşen orman tahdit haritasının dışında kaldığı, (B) harfi ile işaretlenen kesiminin %20-25 eğimli olduğu, üzerinde 10-20 yaşlarında zeytin ve muhtelif meyve ağaçları bulunduğu, (C) harfi ile işaretlenen kesiminin ise %20-25 eğimli olduğu, üzerinde 5-6 yaşlarında defne ve zeytin fidanlarının, maki bitki örtüsünün ve kızılçam ağaçlarının bulunduğu, 645 parselin 1960 tarihli memleket haritasında ibreli orman ağacı işareti bulunan açık alanda gözüktüğü, tapulama paftasında dört tarafında orman bulunduğu, 6831 sayılı Kanun'un 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu husulatının belirtildiği; ancak kadastro paftasına, orman tahdit haritasına ve memleket haritasına göre 645 parsel sayılı taşınmaz orman içi açıklık niteliğinde olmadığı, 645 parselin doğu tarafında orman tahdidi dışında kalan gerçek kişiler adlarına tapuda kayıtlı taşınmazlar (644, 643 vb kadastro parselleri) bulunduğu, kaldı ki davacının 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşan 6.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydının mevcut olduğu, anılan tapu kaydının da kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 645 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü, tapu kaydının kapsamı içinde kalan yerler yönünden 6831 sayılı Kanun'un 17/2 maddesinde düzenlenen orman içi açıklıktan söz edilemeyeceği; fen bilirkişi Mehmet Kaya tarafından düzenlenen 1/2000 ölçekli krokide davacının dayandığı tapu kaydına ait 300 nolu tevzi krokisinin kapsamının 645 parselin (B) ve (C) harfleri ile işaretlenen kesimlerinin büyük bölümü ve kadastro dışı bırakılan bir kısım yerler olarak gösterildiği; davacı asil ve vekili birlikte verdikleri 14.11.2015 yazım ve havale tarihli dilekçe ile 645 parselin ziraat bilirkişi M. ... ve fen bilirkişi ... tarafından ortak düzenlenen 10.03.2005 tarihli rapor ve krokide (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesimini ve kadastro dışı bırakılan (A) harfi ile işaretlenen 3.680 m2 yüzöçümlü yeri dava ettiklerini belirttikleri, Asliye Hukuk Mahkemesince (A) harfi ile işaretlenen kadastro dışı taşınmaz yönünden verilen ret kararı Dairenin 25.12.2006 tarihli ve 2006/16543 Esas, 2006/18103 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, bozma öncesi ve sonrası alınan ziraat bilirkişi raporlarında 645 parselin dava edilen (B) harfi ile işaretlenen bölümünde meyve ve zeytin ağaçları olduğunun ve tarım arazisi niteliğinde bulunduğunun açıklandığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların da 645 parselin (B) harfi ile işaretlenen kesiminin davacı ile önceki tapu maliki tarafından (A) harfi ile işaretlenen kadastro dışı yer ile bir bütün olarak kullanıldığını ifade ettikleri; bu durumda çekişmeli 645 parsel sayılı taşınmazın ziraat bilirkişisi M.... ve fen bilirkişisi ... tarafından ortak düzenlenen 10.03.2005 tarihli rapor ve krokide (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesiminin orman tahdit haritası, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan tarım arazisi niteliğinde bulunan yerlerden olduğu, çok büyük bölümünün dayanak tapu kaydına ait tevzi haritasının kapsamı içinde kaldığı, tapu kapsamı dışında kalan kesim yönünden de davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, 6831 sayılı Kanun'un 17/2 maddesinde düzenlenen orman içi açıklık niteliğindeki yerlerden olmadığı anlaşıldığına göre 645 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile işaretlenen 2.420 m2 yüzöçümlü kesiminin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Davalı ... vekilinin bu karara ilişkin karar düzeltme talebi ise reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişisi M.... ve fen bilirkişisi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide B harfi ile gösterilen 2420 m² yüzölçümlü kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişi M.... ve fen bilirkişi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 3680 m² yüzölçümlü kısmın Yerel Mahkemenin ret kararının Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2006 tarihli ve 2006/16543 Esas, 2006/18103 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğinden, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişisi M.... ve fen bilirkişisi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide C harfi ile işaretlenen kısmın dava konusu olmaması, bu davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın devamı niteliğinde olması sebebiyle bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişi M.... ve fen bilirkişi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide B ve C harfi ile isimlendirilen kısımların ayrı ada ve parsel numaraları ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, ziraat mühendisi ve fen bilirkişinin 10.03.2005 tarihli raporu ve ekinde sundukları krokinin hüküm eki sayılmasına, karar kesinleştiğinde hüküm fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın ilgili tapu müdürlüğüne gönderilmesine, karar kesinleştiğinde dava konusu parsele ilişkin verilen davalıdır şerhinin terkini hususunda ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili, davalı ... İdaresi vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiş olup buna göre hâkim tarafından infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Mahkeme hükmünün 1. fıkrasının 2 . paragrafında “Dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişisi M.... ve fen bilirkişisi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide B harfi ile gösterilen 2420 m² yüzölçümlü kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline” denilmiş, daha sonra aynı fıkranın 5. paragrafında “Dava konusu ... İli ... İlçesi ... Köyü 645 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ziraat bilirkişisi M. ... ve fen bilirkişisi ... tarafından 10.03.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve ekindeki krokide B ve C harfi ile isimlendirilen kısımların ayrı ada ve parsel numaraları ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline” denilerek B harfli yere ilişkin hem davacı adına hem de orman vasfıyla Maliye Hazinesi adına tescil hükmü kurulmuş olup hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 7139 sayılı Kanun'un 33. maddesi uyarınca Orman İdaresinden ve yine harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacı ...'e iadesine 29.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.