15. Ceza Dairesi 2019/8613 E. , 2020/513 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda,... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/01/2019 tarihli ve 2018/92116 soruşturma, 2019/4401 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/02/2019 tarihli ve 2019/876 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/09/2019 gün ve 94660652-105-16-8512-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/09/2019 gün ve 2019/92901 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca, suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığından bahisle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, şüphelilerin ...Tekstil San. ve Tic. A.Ş."nde yönetim kurulu üyesi ve yönetici olarak görev yaptıkları sırada, 17/06/2011 - 17/06/2014 tarihleri arasında, 17/06/2011 ve 27/02/2012 tarihli sahte belgeleri kullanmak suretiyle,... Ticaret ve Sanayi Odasından imza sirküleri belgesi ile şirket adına kayıtlı gayrımenkuller üzerinde tasarrufta bulunmak için yetki belgesi aldıkları, anılan belgeleri kullanarak noterden sahte çıkardıkları imza sirküleri ve vekaletnameleri kullanarak, öncesinde üzerinde ipotek tesis ettirdikleri gayrımenkulü 3. kişilere sattıkları, bankadan şirket adına kredi çekerek şahsî işleri için kullandıkları, bu surette müştekinin murisinin sahibi olduğu şirketi, dolayısıyla müştekiyi zarara uğratarak dolandırdıklarının iddia edildiği somut olayda, İstanbul Adlî Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adlî Belge Şubesinin 13/12/2016 tarihli ve 5945 sayılı raporuna göre BTSO"ya verilen 17/06/2011 ve 27/02/2012 tarihli belgelerin sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine, söz konusu belgeler kullanılarak... 10. Noterliğinde yapılmış olan sahte işlemler nedeniyle noter görevlisi... hakkında resmi evrakta sahtecilik, şüpheliler hakkında ise özel belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, sahte belgeler kullanılarak şirket adına yapılan tapu işlemleri, ipotek tesisi ve kredi işlemleri nedeniyle zarar meydana gelip gelmediği, zarar meydana gelmiş ise, meydana gelen zararın tespiti bakımından şirket hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre şüphelilerin hukukî durumun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şüphelilerin, müşteki ile birlikte hissedar oldukları aile şirketinde murisin demans hastalığına yakalanmasından sonra sahte bir takım belgeleri kullanıp kendi yararlarına olacak şekilde tapuda devir işlemleri yaptıklarının ve ipotek karşılığı bankalardan krediler çekip şahsi işleri için kullandıklarının iddia edilmesi karşısında; söz konusu olaylarda kullanıldığı belirtilen ve sahteliği bilirkişi raporlarıyla tespit edilen belgelerle ilgili hem şüpheliler hem de bu belgeleri düzenleyen noter ve katibi hakkında sahtecilikten dava açılmış olması, her ne kadar adli tıp kurumundan murisin sağlık durumu ile ilgili çeşitli hastanelerden getirtilen belgeler üzerinde yapılan incelemeye göre murisin fiil ehliyetinin bulunduğuna dair rapor düzenlenmiş ise de; söz konusu dosyalarda resmi belgede sahtecilik suçundan dava açılırken murisin son yıllarda kaybolması ve bu sebeple tespit cihazı taşıması gibi hadiselere dayanılmış olduğu nazara alındığında, bu sahte belgelerin kullanılarak tapuda ve bankalarda yapılan işlemlerle haksız menfaat sağlandığı konusunda dolandırıcılık suçu açısından ticari defter ve kayıtlarda teknik inceleme yaptırılması ayrıca diğer dava dosyalarının akıbetlerinin araştırılması ve sonrasında şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/02/2019 tarihli ve 2019/876 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.