Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/7995 Esas 2010/985 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7995
Karar No: 2010/985
Karar Tarihi: 04.02.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/7995 Esas 2010/985 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen bir önalım davasına dair karar temyiz edilmiştir. Davacı, önalım hakkına konu olan payın iptali ile adına tescil edilmesi için dava açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Olay, paydaşlar arasında paylaşılan taşınmazın bir paydaşı tarafından üçüncü bir şahsa satılması nedeniyle önalım hakkının kullanılmasıyla ilgili bir durumdur. Kararda, dürüstlük kuralı ve kötü niyet iddiasının önemi vurgulanmaktadır. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddedilmesi gerektiği ifade edilirken, kararın eksik inceleme ile verildiği belirtilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri T.M.K.'nun 2. maddesi, 14.02.1951 tarih ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'dır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/7995 E.  ,  2010/985 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, önalım hakkına konu olan payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımıza gelince; Davalı vekili taşınmazın uzun zamandan beri paydaşları arasında eylemli olarak paylaşıldığını her paydaşın kendisine ait olan kısmı ekip biçmekte olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Temyiz dilekçesinde de taşınmazda eylemli paylaşmanın varlığını ileri sürmüştür. Bu durumda yukarıdaki esaslar doğrultusunda eylemli paylaşmanın var olup olmadığı üzerinde durularak eylemli paylaşmaya ilişkin davalının bu yönde göstereceği deliller toplanarak varsa davacının karşı delilleri de istenip tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan gerekçe ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 04.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.