Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından, borçlu belediye hakkında genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, takip tarihinden itibaren %55 oranında yasal faiz talep edildiği, istenilen bu faiz oranına borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Borçlu belediyenin, 04/05/2009 itibariyle yapılan dosya hesabındaki faiz miktarının fazla olduğundan bahisle, değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle hesap yapılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
 Alacaklının, işlemiş faiz yönünden talebi, süresinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle kesinleşmiştir. Ancak, takip sonrası, icra müdürlüğünce dönem dönem değişen yasal faiz oranlarına göre %55 oranı aşılmamak koşulu ile faiz hesaplamasının yapılması gerekir. Takip sonrası %55 oranında yasal faiz isteminin itiraza uğramadan kesinleşmesi, belli dönemlerde yasal faiz oranının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip tarihindeki oranın borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez.
O halde, mahkemece,  değişen yasal faiz oranlarına göre faiz hesaplamasının yapıldığı bilirkişi raporu nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekirken aksine kanaatle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  21.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.