Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10180
Karar No: 2011/11749
Karar Tarihi: 24.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10180 Esas 2011/11749 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı adına kayıtlı olan bir taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada, mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, dava konusu taşınmazın kıyıda kalıp kalmadığının saptanması bakımından yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz itirazları yerinde bulunarak hüküm bozulmuştur. Kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin olarak, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, kıyı kenar çizgisi adli yargı tarafından saptanmalıdır. Harita düzenlenmediği veya düzenlenip de bildirim yapılmadığı halde, kıyı kenar çizgisi bilimsel veriler ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan delil olarak yararlanılarak belirlenmelidir. Kanun maddeleri: 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. ve 9. maddeleri, HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/10180 E.  ,  2011/11749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/03/2009
    NUMARASI : 2008/72-2009/180

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına kayıtlı olan 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını, bedeli ödenmeden tapu kaydının iptal edilemeyeceğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer bakımından 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava; tapu iptali ve kayıt terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamına göre; davacı Hazinenin davalı adına kayıtlı 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle eldeki davayı açtığı, davada ileri sürülen iddianın ve savunmanın içeriğine göre; yanlar arasındaki uyuşmazlığın, "kıyı kenar çizgisinin" saptanmasından kaynaklandığı açıktır.
    Bilindiği üzere; son kez yürürlüğe giren 362l Sayılı Kıyı Kanunu"nun "kıyı kenar çizgisini" belirleme yöntemine ilişkin 5. ve 9. maddeleri Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış; anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna; ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu"nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine" işaret edilmiştir.
    Hal böyle olunca; öncelikle idare tarafından 362l sayılı Kanunun 9. maddesi hükmüne göre "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra, üç jeolog veya Jeoloji mühendisi veya Yüksek mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılmalı; harita düzenlendiğinin ve yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı"nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın
    taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda "kıyı kenar çizgisi" idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanmalıdır. Harita düzenlenmediğinin yada düzenlenip de 28.11.1997 gün ve 5/3 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yazılı olduğu gibi bizzat bildirim yapılmadığının veya ilanen bildirime karşın, idari yargıya başvurulmadığının ortaya çıkması halinde ise, kıyı kenar çizgisi, bilimsel verilerden ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan delil olarak yararlanılarak belli edilmeli belirlenen çizgi Tapu Fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişinin krokisine infazda kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalı ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Somut olaya gelince; dava konusu 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kıyıda kalıp kalmadığının saptanması bakımından kıyı-kenar çizgisinin yukarıda açıklanan ilkeleri kapsar biçimde bir araştırma yapılarak belirlendiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, tek jeoloji mühendisi bilirkişi ile yapılan keşif ve idarenin belirlediği kıyı kenar çizgisini uygulamakla yetinen rapor hükme esas alınmıştır.
    Hal böyle olunca, davadaki istek yönünden yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir araştırma yapılması, infaza elverişli biçimde uzman bilirkişilerden rapor ve kroki alınarak, ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi