Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12698
Karar No: 2013/22587
Karar Tarihi: 24.9.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/12698 Esas 2013/22587 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/12698 E.  ,  2013/22587 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı, ...Konut Yapı Kooperatifinin üyesi iken, davalılardan ... ile 1.6.1992 tarihli sözleşme düzenlediklerini, sözleşme gereğince davalının kendisine ait l dairelik üyelik aidatını sonuna kadar ödemeyi taahhüt ettiğini, diğer davalı ...’nin ise sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, davalıların bahse konu aidat borçlarını hiç ödemediklerini, 30.11.2005 tarihinde 32.300 TL aidat borcunun olduğunu öğrendiğini, bu miktarın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, dava zamanaşımının dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Zamanaşımı, kanunun belirlediği süreler içerisinde hakkın kullanılmaması sebebiyle dava ve icra kabiliyetini, karşı tarafın def’i ile kaybettiren ve haklar üzerinde etki yapan kanuni sukut sebebidir. Öteki deyişle, borcun zamanaşımına uğramasıyla alacağın sona ermemesi alacaklının dava yolu ile alacağını elde etme imkânının ortadan kalkmasıdır. Kısaca, borcun eksik bir borç haline gelmesidir.
    Zamanaşımının Şartları: zamanaşımına tabi bir borcun varlığı; borcun muaccel olması; kanunda belirli olan bir sürenin geçmesi; zamanaşımının gerçekleşmesi için kanundaki belirli sürenin geçmesi olarak sayılabilir. Bu üç şartın bir araya gelmesiyle birlikte zamanaşımı gerçekleşmiş olur.
    Yasada hangi hakların zamanaşımına uğrayacağı, hangilerin uğramayacağı belirli bir sistem halinde düzenlenmiş değildir. Kural olarak yalnızca alacak hakları zamanaşımına bağlanmıştır. Mülkiyet hakkı ve diğer ayni talepler kural olarak zamanaşımına uğramazlar.
    BK’nun 125’inci maddesinde zamanaşımının kapsamı ve süresiyle ilgili genel bir hüküm sevk edilmiştir. Bu madde hükmüne göre; “Bu kanunda başka bir suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir.” denilmiştir. BK. mad. 126’da yukarıdaki ilkenin istisnası düzenlenmiştir. Buna göre bazı alacaklar beş yılda zamanaşımına uğrar.
    Kural olarak; sözleşmeden doğan alacak zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu anda işlemeye başlar. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamını taşıdığından, öncelikle doğmuş bir alacağın varlığı gerekir.
    BK’nun 101.maddesi gereğince, borcun muaccel olması, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade eder. Borcun ifası henüz istenemiyorsa, muaccel bir borçtan söz edilemez. BK’nun 74.maddesi gereğince borcun yerine getirilmesi bir süreye bağlanmamışsa, borcun doğumu ile birlikte alacak “muaccel” olur. Eğer borcun ifası vadeye bağlanmışsa, alacaklı için zamanaşımı vadenin geldiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Kanun koyucu 128.maddede zamanaşımının başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi esasından ayrılarak, alacağın muaccel olmasını kafi görmüştür.
    Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağı tartışmasızdır. BK’nun 74.maddesi gereğince, borcun yerine getirilmesi bir süreye bağlanmamışsa, borcun doğumu ile alacak muaccel olur, yine BK’nun 128.maddesi gereğince de zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Bu anlamda ifa anının gelmesine borcun muaccel olması denilir. Alacaklı ancak bundan sonradır ki alacağını dava edebilir, alacak için zamanaşımı bu andan itibaren işlemeye başlar.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
    Davacı ile davalılar arasında 01.06.1992 tarihli “Taahhütname” başlıklı belgenin düzenlendiği tartışmasızdır. Belgenin içeriğinden, davalılardan ...’nun, davacının üyesi olduğu yapı kooperatifindeki bir daireye ait borcunun tamamını, başlangıcından bitiş tarihine kadar ödemeyi üstlendiği, diğer davalının ise aynı belgeyi kefil sıfatı ile imzaladığı açıkça anlaşılmaktadır.
    Dosya içerisinde bulunan S.S.... Konut Yapı
    Kooperatifi’nin 4.12.2006 tarihli yazısında, davacının 31.01.2006 tarihi itibari ile 18.070,00 YTL ana para borcu bulunduğu ve 12.06.2006 tarihinde kooperatif üyeliğinden ihraç edilerek kararın davacıya tebliğ edildiği belirtilmiştir.
    Davanın 23.03.2006 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, davacının dava tarihinde halen kooperatifin üyesi olduğu ve birikmiş borcunun bulunduğu belirgindir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 01.06.1992 tarihli “Taahhütname” başlıklı belge içeriğinden, sözleşmeden kaynaklandığının kabulü gerekir. Bu durumda eldeki uyuşmazlıkta BK.nun 125.maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gereklidir.
    Bu belgede kooperatifin bitiş tarihine kadar ki tüm borçların davalılar tarafından ödenmesi kararlaştırıldığına ve dava tarihi itibari ile kooperatif de henüz bitmediğine göre, davanın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. O halde mahkemece davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın zamanaşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi