Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9949
Karar No: 2011/11722

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9949 Esas 2011/11722 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, maliki olduğu bir taşınmazda bulunan bağımsız bölümünün davalı tarafından hukuka aykırı şekilde elatmasının önlenmesini istemiştir. Davalı ise nafaka borcu nedeniyle tapusu adına devredeceği dava konusu bağımsız bölümünün birleşen dosya davalısı ablası üzerine kayıt-tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının inançlı işleme dayalı olarak iptali ve aleyhinde açılan elatmanın önlenmesi davasının reddi talebini dile getirmiştir. Mahkeme, asıl davanın kabulü ile davalının elatmasının önlenmesine, birleşen davanın reddine karar vermiştir. Ancak, gerekçeli kararda birleşen dava hakkında bir hüküm kurulmadığı ve kararın açıklanmasında çelişki olduğu için hüküm, 428. madde gereğince bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: 1086 sayılı HUMK'nun 388, 6100 sayılı HMK'nın 298, 297/2, 1086 sayılı HMUK'nun 389, 381 maddeleri, 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/9949 E.  ,  2011/11722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 31/05/2011
    NUMARASI : 2008/202-2011/320

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı; maliki olduğu ... İli, .. İlçesi, ... Mahallesi, Pafta..., Ada:186, 4 sayılı parseldeki 1/6 arsa paylı, zemin kat, 1 nolu mesken niteliğinde bağımsız bölümüne davalı tarafın haklı bir sebebe ve hukuken  korunan şahsi veya ayni bir hakka dayanmaksızın  el attığını ileri sürerek; davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; nafaka borcu nedeni ile ileride  tapusu adına  devredilmek üzere satış bedelini ödediği dava konusu 1 nolu bağımsız bölümünün birleşen dosya davalısı- ablası üzerine kayıt-tescil edildiğini, inançlı işlemin sınırlarının aşılarak hakkında  elatmanın önlenmesi davası açıldığını ileri sürerek; dava konusu taşınmazın birleşen dosya davalısı adına oluşan tapu kaydının inançlı işleme dayalı olarak iptali ile adına tesciline ve aleyhinde açılan elatmanın önlenmesi davasının reddine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; asıl davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, birleşen davanın reddine  karar verilmiştir.
    Karar davalı-birleşen dosya davacısı tarafından, süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. 
    Asıl dava bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, birleşen dava inançlı işleme dayalı tapu  iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece; asıl davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, birleşen davanın reddine  karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; 1086 sayılı HUMK.nun 388., 6100 sayılı HMK"nin 298.maaddesi  uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte  tam olarak yazması ve hüküm sonucunu  6100 sayılı HMK. nun 297/2 maddesinde (1086 sayılı HMUK.nun 389 maddesinde)  öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne varki; uygulamada  1086 sayılı HMY"nın 381.maddesinin son fıkrası, 6100 sayılı HMK. nun 294 maddesinin getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle  sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim  edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde; tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet  ve hukuki varlık kazanan kısa karara , daha sonra yazılan  gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp , tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin  artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan , kısa karar ile gerekçeli kararın  çelişkili olması , yargılamanın aleniyeti , kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141 maddesi ile usul kanunun  yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca; anılan husus kamu düzeni ile ilgili  olup, gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama  yargı, yargıç ve kararlarının  her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, mahkemece kurulan kısa kararda “asıl davanın kabulüne , birleşen davanın reddine”  karar verilmesine  karşın , gerekçeli kararda “birleşen dava   hakkında bir hüküm  kurulmayarak” , kısa karara çelişkili biçimde  gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca; hükmün  10.04.1992 gün, 1992/7 Esas- 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı  çerçevesinde bir karar verilmek  üzere,  6100 sayılı yasanın geçici 3 maddesi delaleti ile 1086 sayılı HUMK.nun 428 maddesi  gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  23.11.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi