14. Hukuk Dairesi 2012/13948 E. , 2013/636 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ..."ın mahkeme kararı ile hak sahibi olduğu 904 ada 137 sayılı parseldeki dava konusu 4 no"lu bağımsız bölümü satış vaadi sözleşmesi ile temlik aldığını, taşınmazın halen arsa sahibi ... adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığını, dava dışı kişiler tarafından da dava konusu taşınmaz için dava açıldığını, hak sahibinin belirlenmesi halinde devretmeye hazır olduğunu, diğer davalı ile yapılan protokolün satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece “tüketici mahkemesi sıfatıyla” bakılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi ( c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz konut niteliğindedir. Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici: bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen,
kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda; davalı arsa sahibi ... ile dava dışı yükleniciler ... ve... arasında 19.07.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş, yapılacak inşaattan 4 no"lu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün yüklenicilere bırakılacağı kararlaştırılmıştır.
Davacı, arsa sahibi ... tarafından yükleniciler ... ve..."ye karşı açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ve tazminat istemine ilişkin olarak açılan dava sonucu Ümraniye 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 26.04.2006 tarihli ve 2003/483 E., 2006/143 K. sayılı kararı ile onaylanan "Protokol" gereğince dava konusu 4 no"lu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün arsa sahibi tarafından ..."a devredileceğinin kararlaştırılması sonucu hak sahibi olduğunu ileri sürerek 25.11.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak dava konusu taşınmazın adına tescilini talep etmektedir.
Davaya konu olayda davacı tarafından arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınması sözkonusu olmadığından davacıya satış vaadinde bulunan davalı ... 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3.maddesinin (f) bendinde tanımı yapılan satıcı değildir. Arsa sahibi ile yükleniciler arasında düzenlenen sözleşmenin feshedilmesinden sonra taşınmaz protokol ile arsa sahibi tarafından yüklenici konumunda bulunmayan üçüncü kişi konumundaki ..."a devredilmiş olup bu kişi tarafından davacıya satışı vaat edilmiştir.
Hal böyle olunca, davanın 4077 sayılı yasanın 23. maddesi hükmü gereğince tüketici mahkemesinde görülme olanağı yoktur. Mahkemece, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerekirken tüketici mahkemesi sıfatıyla görülerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.