19. Hukuk Dairesi 2016/19233 E. , 2018/6734 K.
"İçtihat Metni" 19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı ile davalının 2009 yılında imzaladıkları sözleşmeler ile helva ve şekerleme ürünlerinin siparişi, satışı,iadesi,bedellerinin ödenmesi ile ciro primi, mağaza açılış bedeli gibi sair kesintilerin oranı konusunda anlaştıklarını, ancak davalının anlaşmaya göre belirlenen oranlar üzerinde kesinti uyguladığını, bu nedenle fazladan kesilen miktarlara ilişkin fiyat farkı faturaları düzenleyerek ihtarname ile davalıya gönderdiklerini, ancak davalının bu fatura bedellerini ödemediğini ileri sürerek haksız ve mesnetsiz olarak davacının alacak hesabından kesilen toplam 57.879,92 TL’nin ihtarnamelerde belirtilen hak ediş tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca takip edilen cari hesap ekstresine göre davacının cari hesap alacağının sıfır olarak gözüktüğünü, davalının her işlemini belgeye dayalı olarak sözleşme hükümlerini uygulamak suretiyle gerçekleştirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişiler raporuna göre, davacı ve davalı şirket arasındaki ciro primleri faturaları toplamı 379.060,60 TL olup, sözleşme çerçevesinde 2011-2012 yılları arasında gerçekleşen şekerleme ve helva satışlarına ciro primi uygulanıp tenzil de yapıldıktan sonra bu oranın 320.201,61 TL olduğu, davacı tarafından kesilen 14.377,12 TL iade faturasının davalı çalışanına tebliğ edilmesine rağmen kayıtlarına alınmadığı bu nedenle alacaktan tenzilinin mümkün görülmediği, davacının davalı tarafından kesilen muhtelif faturaları kabul etmeyerek yasal sürede noter kanalıyla iade ettiğinin anlaşıldığı, sözleşmesel olarak 2012 yılına kadar yürürlükte olan WKZ oranının net satın alma cirosunun %13,5 olarak uygulanacağı, 2011 yılı ve 2012 yılı şekerleme ve helva satışları belirlendikten sonra WKZ ciro primi uygulaması sonucunda cari hesap nedeniyle davacının alacaklı olduğu tutarın 64.078,24 TL olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşmelerden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalı tarafından sözleşmeler gereği fazla kesinti yapılarak fatura düzenlendiğini, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmekte, davalı ise kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu savunmaktadır. Bu bağlamda davacı sözleşme uyarınca davalıya vermiş olduğu mal bedelini, davalı ise yine sözleşme maddeleri uyarınca kesilen fatura miktarınca ciro prim bedelini hak ettiğini ispat etmek zorundadır. Mahkemece taraf defter ve kayıtları incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu ve ek raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi davalının itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece taraf defter ve kayıtları dayanaklarıyla birlikte incelenmek suretiyle ve ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri de uygulanmak suretiyle dava tarihi itibariyle davacının alacağı olup olmadığını saptamak için davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerekir. Bu nedenle eksik ve yetersiz, itirazları karşılamayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.