20. Hukuk Dairesi 2011/16505 E. , 2012/37 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.06.2008 tarih 2008/4826 - 8543 sayılı kararında: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi taşınmazın % 0-8 eğimli olduğunu, uzun yıllardır ekilip biçildiğini ve üzerinde orman bitki örtüsü bulunmadığını bildirmiştir. Ayni keşifte dinlenen ziraatçı bilirkişi ise, arazinin % 4-6 eğimli olduğunu üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığını ve dağınık halde meşe ağaçları bulunduğunu bildirmiştir. Her iki bilirkişi raporu birbiri ile çelişkilidir. Ayrıca, çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit edildiği halde, Orman Yönetimi davada taraf sıfatı almamış ve davacı gerçek kişi 101 ada 153 parsele yönelik dava açmadığı halde bu parselin tutanağı temyize konu dosya ile itirazlı olduğu bildirilerek dosyaya gönderilmiş olup bu parsel hakkında hüküm kurulmamıştır.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir. Bu şekilde yapılan araştırma ve inceleme sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, mahkemece 1980 ve 1990"lı yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritası ilgili yerlerden getirtilip, bilirkişiler tarafından, çekişmeli taşınmazın bu tarihlerde ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalıdır. Ayrıca, davacı, kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle zilyetliğe dayanmaktadır. Zilyetlik maddi bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Mahkemece, taraflardan tanıkları sorulup, H.Y.U.Y.’nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre ise :
1- Çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında orman niteliği ile Hazine adına tespit görmüştür. Ormanların intifa (kullanma- yararlanma) hakkı Orman Yönetimine, mülkiyeti ise Hazineye aittir. Bu sebeple, Orman Yönetiminin de davaya katılımı sağlanarak husumet yaygılaştırılmalı, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
2- Davacı gerçek kişi kendi adına tespit edilen 101 ada 153 numaralı parsele yönelik dava açmadığı halde, bu parselin tutanağı temyize konu dosya ile itirazlı olduğu bildirilerek gönderilmiş olduğu halde, mahkemece bu parselin tespit gibi davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz karar oluşturulmamıştır.
3- Çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 49796559,83 m2 yüzölçümü ile tespit edilmiştir ve parselin tamamı itirazlıdır. Mahkemece taşınmazın (A) ile gösterilen 19479,768 m2 kısmının davacı adına, (B) ile gösterilen 2525,41 m2 kısmının orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, ancak; kalan 4968851,413 m2 kısım hakkında olumlu ya da olumsuz karar oluşturulmadığı ” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 19479,87 m2 kısmının kadastro tespitinin iptaliyle bu kısmın tarla vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, belirlenen alanın infazda kolaylık sağlanması açısından 101 ada 153 parsele eklenmesine, (B) ile gösterilen 2525,41 m2 kısmın 101 ada 2 parselden ifrazı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) ve (B) ile gösterilen kısımlar çıktıktan sonra kalan 4947654,55 m2 kısmın davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 153 parselin davacı ... adına tapuya tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Çekişmeli 101 ada 2 parsel, yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında orman vasfıyla 4979659.83 m2 yüzölçümüyle Hazine adına tespit edilmiş olup, kadastro tutanağı 01.11.2005 - 01.12.2005 tarihleri arasında 30 gün süre ile askıya çıkarılmış ve 02.12.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, kadastro mahkemesine verdiği 31.03.2006 tarihli dava dilekçesiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla 101 ada 2 parsel içinde kalan yaklaşık 15 dekar taşınmaza yönelik dava açmış olup 3402 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan davalara bakmakla kadastro mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından ve kadastro mahkemeleri 30 günlük yasal süre içinde açılan davalara bakmakla görev olup bu süre geçtikten sonra açılan davalara bakamaz. Mahkemenin görevsizlik kararı ile dosyayı asliye hukuk mahkemesine göndermesi gerekirken bu hususu dikkate almayarak işin esasına girip esas hakkında karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 16.01.2012 günü oybirliği ile karar verildi.