10. Hukuk Dairesi 2021/7357 E. , 2021/10908 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin (kapatılan) bozma ilamına karşı Mahkemece hükümde belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.
Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki dosyada; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesi “tanık beyanlarının soyut nitelikte kaldığı, davacının çalıştığı dönemlere ilişkin somut bilgi verilmediği, davacının iddiasının tespit edilemediği ve tanıkların ağırlıklı beyanlarından davacının çalışmasının kesintiye uğradığı anlaşılmakla, davacının iddiasını ispat edemediği kanaatiyle davanın reddine,” dair karar verilmiş ise de tanık beyanlarının çelişkili olması karşısında bu sonuca eksik inceleme ve araştırma neticesi varılmıştır.
Yapılacak iş, davacıya dava konusu dönemde müteveffa davalıya ait hangi işyerinde işyerinin adresini veya adreslerini de bildirmek suretiyle ne kadar süre ile çalıştığı, tüm sürelerde yasal olarak çalışıp çalışmadığı, çalışmalarına ara verip vermediği, birlikte çalıştığı kişiler ile çalışmalarını bilebilecek durumda olan diğer kişilerin isim ve adres bilgileri Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31 inci maddesi kapsamında açıklattırılmalı, teyit amaçlı ilgili "Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu" ile "Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonlarına Yardım Kurulları" gibi denetim ve muayene ile görevli birimlerden bu işyerleri ve kişiler ile ilgili kayıt ve belgeler, varsa sicil kartonu, hüviyet muayene cüzdanı, muayene ve denetim tutanakları vb. temin edilerek dosya arasına alınmalı, davacının bildireceği kişiler tespit olunarak bunların duruşmalarda bilgi ve görgülerine başvurulmalı, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalıştırdıkları kişiler yöntemince saptanarak bunların da bilgi ve görgülerine başvurulmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının çalışmaları eksiksiz olarak ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlendikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 23/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.